Cumhuriyet Halk Partisi’nin İzmir’deki belediye başkan adaylarının açıklanmaması giderek partide kötü bir siyasi terminolojiyi de beraberinde getiriyor. 

Çok sayıda başvuru ile işin içinden çıkılmaz hale gelen CHP İzmir adaylıkları hakkındaki son durum şöyle:

Önüne gelen aday adayı Ankara’da CHP Genel Merkezi’nde soluğu alıyor.  Yalnız başına gitmeyen adaylar en az iki kişiyle birlikte merkezdeki koridorlarda dolaşıyor.  CHP’deki tablo teşbihte hata olmaz ama Kemeraltı’nın Havra Sokağı’ndaki kalabalığa benziyor.

Ve giden adaylar kendilerine söylenilen çok bilinen yalanlar ile birlikte İzmir’e dönüyorlar. Bunlardan bazıları “Sen çok iyi bir aday olabilirsin” “Bizim adayımız sensin” sözleri.

İşbirlikleri var

CHP Genel Merkezi’nde son dedikodulara baktığımızda Parti sözcülüğüne yükselen İzmir Milletvekili Deniz Yücel ile Milletvekili PM Üyesi Murat Bakan’ın işbirliği. Bu isimlerin kendilerine göre PM’ye sunulacak azaltılmış isimleri birlikte oluşturduğu iddia ediliyor.

Bu isimlerin Kemal Kılıçdaroğlu sonrası oluşan CHP yönetiminde elde ettiği üstünlüğü kötüye kullanacağı endişesini taşıyanlar da az değil.  CHP’de kuralların yerle bir olmasıyla birlikte oluşan düzen bir miktar Özgür Özel’in değişim süresinde de devam ediyor gibi.  Ortalıkta hala bir Veli Ağbaba sorunu var ki, İzmir’in yarımadasında çok kötü konuşmaların öznesi halinde.

Bir de başka bir sorun yaşanıyor. İlla kadın aday olacak gibi abuk subuk bir tartışma var ki evlere şenlik. Öyle kadın adayların isimlerini duyuyorum ki,  Müslüm Gürses’in “Son pişmanlık fayda vermez” şarkısını inanın aklına getiriyor.  CHP’de durumun özeti ise bir canavarından kurtulmadan parti içerisinde yeni canavarlar üremesi.

CHP’yi kurumsallaştıramayanlar, eş dost arkadaş, tanıdık partisi olmasına katkı vermeye devam ediyor.

Umarım yanılırım…