Siyasette İzmir’i analiz ediyoruz. İzmir denilince akla ilk gelen parti elbette Cumhuriyet Halk Partisi. Yıllardır, bu kentte iktidarı AK Parti’ye vermeyen bir seçmen tabanı.

Bu genel doğru üzerinden baktığınızda, CHP’deki yönetişim sorunları da “Nasıl olsa kimi koysak kazanırız” kısır döngüsünü yaşatıyor partililerine. 

2024 Mart ayında yapılacak yerel seçim öncesinde CHP’de yaşanan Genel Başkan ve yönetim değişimi, morali bozulan CHP üyeleri ve seçmeni için biraz olsun umut ışığı verdi. 
Bu değişimin ardından CHP’de yıllar sonra önseçim telafuz edildi. Bu açıklamalar partide bir kesimde memnuniyet yaratsa da, bu uygulamanın daraltılarak yapılacağı anlaşıldı. 

Tehlike kol geziyor

Aday adayı başvurularını alan CHP yönetimi, Ankara uçaklarının boş gitmesini de önlemiş oldu. Aday adayları sürekli Genel Merkeze gidiyorlar. Önlerine kim gelirse görüşüyorlar. Ve gidip gelen herkese, geçmişteki Kemal Kılıçdaroğlu döneminin anlayışı uygulanıyor. 

Aday adayları “Gidin çalmışın, halkın arasında görünür olun” gibi süslü laflarla kentlerine dönüyorlar. Şimdiden koca koca bilbordlar yaptıranlar olmuş. Reklamcılar seçim gelmeden CHP yönetimi sayesinde para kazanıyorlar. 

Bu ayrıntıları bir kenara bırakırsak, CHP yönetiminin aday belirleme komisyonunda olmadığını belirttiği bazı isimler şimdiden İzmir, Kuşadası Aydın gibi kentlere dadanmış durumda.  Bu isimler arasında adanı en sık duyduğum kişi ise Veli Ağbaba…

Geçmişten gelen itibarlarını Özgür Özel adına da kullanmak isteyenler CHP için büyük tehdit oluşturuyor. Bazı eski yöneticiler ise memleketlisi oldukları isimleri aday yapmak için çaba sarf ediyor. Tüm bunların nedeni de söz verildiği halde yapılmayacak olan önseçim. 

Ego tavan yapmış

CHP’nin yeni hamamında sefa yapmaya devam etmek isteyen görevdeki bazı isimler ise bu günlerde çok sinirli. İsim vermek istemiyorum ama siyaset yaparken öylesine egoları şişmiş ki, önüne gelenle kavga ediyorlar. Bırakın partililerini halkla kavga ediyorlar. Partililer birbirlerine olmadık hakaretlerde bulunuyorlar.  

CHP’yi halkın partisi haline getirmek, egoları tavan yapanlardan kurtarmak, siyasetin halka hizmet aracı olduğunu anlatmak sanıyorum Özgür Özel ve arkadaşlarını hırpalayacak. 
Özetle eskilerin deyimi ile “Siyasette durum aynı tas aynı hamam” paradoksundan CHP’nin nasıl kurtulacağı yerel seçim sonrasında partinin en büyük ödevi olmalıdır.