CHP’de aday adaylarının sayısının çok olması tartışılıyor. 9 Eylül Gazetesi’ndeki manşetimizde,Urla’da başkanlık için vize bekleyen 35 ismin başvurusunu yansıttık. 

Bu durum Urla için özel sayılabilir. Çünkü CHP’den maalesef kayyuma geçen belediye başkanlığı geçen dönem yapılan siyasi hataların ürünüdür. Urla’ya atanan büyük suçlamalarla karşı karşıya kalan Burak Oğuz’un arkasında duran iradenin kimler oldu bilinmiyor. Geçen dönem yapılan vahim atama skandalına ne yazık ki kimse sahip çıkmadı. 

O tarihlerde hatırladığım kadarıyla 12 belediye başkan adayı başvurusu vardı. Bir de görevde olan ve yüksek bir oyla kazanması muhtemel Başkan Sibel Uyar vardı.  Ama yine de ihtiraslı kişiler CHP’yi yaktı…

Urla’nın  gelişen yapısı, parlayan yanları nedeniyle CHP’nin aday adaylarının bu yıl rekor kırması acaba CHP için zenginlik mi yoksa gelecekteki kaosun habercisi mi? 

Kaymakamdan neyim eksik? 

Aralarında eğitim düzeyi yüksek, iş ve siyaset bilgisi olan aday adaylarını da tanıyorum. Ama Urla’daki tablonun şöyle bir olmazı var. Bu kente gelip yerleşmiş ama Urla’nın bile bilmediği tanımadığı aday adayları başvuru yaptı.  CHP’nin genç ilçe başkanı Avukat Pelin Karasakal, Urla’nın kayyum tarafından yönetilmesinin bu adaylık sayısını artırdığı inancında.  Bu da demek oluyor ki aday adaylarının bazıları “Benim kaymakamdan ne eksiğim var”diyerek başvuru yaptı. 

Şimdi gelelim CHP’nin bu tablo içerisinden nasıl çıkacağı denklemine… Bu kadar çok ismin eminim ki Ankara’ya sayısız aracı ile kendisini beğendirmeye çalışıyor. 

Bir de, İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve ekibinin de Kurultayda aldıkları tavır nedeniyle İzmir’de irade koyamama ihtimali yüksek.

İlçede Kent Konseyi ve STK’ların yaptığı toplantının da sonuçları çok belli. Sadece bu kentten geçerken uğramış bir adayı istemiyorlar.  

Bence CHP’yi sadece Urla’da değil, İzmir’in bazı ilçelerinde bir adaylık kaosu bekliyor. Seçilen seçmenin önüne gidecek seçilmeyen ise belki de partisine küsecek ve tersine çalışacak.