Muharrem İnce CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu için demiş ki: “Mustafa Kemal Atatürk'e Mustafa Kemal demek kimin haddine? Kimse bu lafları etmemelidir, edemez. Ederse, cahillikten öte bir şey olur.”

Kimin Atatürk’e daha layık olduğunu, onu daha iyi kavrayıp, temsil ettiğini anlamak için her ikisinin sadece söylediklerine değil, yaptıklarına da bakalım…

Muharrem İnce

Sondan başlayıp, kronolojik gidelim.

1-2018’de Cumhurbaşkanlığı seçimi gecesi yaşadığımız fiyaskoyu anımsayın. Milyonlarca insan, sözüne güvenip, umut bağladığı insanın televizyona çıkmasını nasıl boş yere beklemiş, “Adam kazandı” mesajı ile nasıl da yıkılmıştı? Bu hata affedilebilir mi?

Aynı dönemde İnce demiş ki: “Kılıçdaroğlu’nun karşısında asla aday olmam. Ben vefalı bir insanımdır. Kendisiyle asla bir yarışa çıkmam.” ‘Vefalı’ bir insan, kısa zaman önce kendisini cumhurbaşkanlığına aday gösteren bir parti yönetiminin kararı olmaksızın, Türkiye’yi dolaşıp, halka “Parti kurayım mı?” diye sorar mı?

2-2014’te Atatürk’ün çok istediği ve Mehmet Akif Ersoy’dan hazırlamasını rica ettiği Türkçe Kuran mealini yakmakla övünen Ekmeleddin İhsanoğlu CHP tarafından aday gösterildiğinde, bizim gibi Atatürkçüler yeri göğü inletirken, sesi çıkmış mı İnce’nin? İnce’nin aynı seçim için önerdiği adayın, Atatürk’e “Kefere” dediği öne sürülen Mehmet Bekaroğlu olduğunu (‘Ne Oluyor?’ programı, CNN Türk) biliyor muydunuz? Bu mudur ‘Atatürkçülük’?

3-2010’da Fethullah Gülen’in sağ kolu olan Hüseyin Gülerce, Hürriyet Kelebek’teki röportajında “10 yıl dershanecilik yaptık. Muharrem İnce öğrencim benim. Dershanemizde fizik öğretmenliği yaptı, beraber derslere girdik. Dostluğumuz sürüyor.” demiş. Eminim o yıllarda Gülerce ile birlikte, bol bol Atatürkçülük Propagandası yapmışlardır!

4-2009’da CHP’li bir kadına cinsel taciz ile ilgili hakkında hazırlanan ve internette yer alan fezlekedeki ifadelere hiç girmeyeyim.

5-2008’de Can Dündar ‘Mustafa’ filmini yaptığında değerli Atatürkçü Onur Öymen, “Bir kere Atatürk'e 'Mustafa' diye hitap etmeyi yakışıklı davranış olarak görmüyoruz. Atatürk'e 'Mustafa' olarak hitap edebilecek tek insan onun annesidir” demiş. ‘Mustafa Kemal’ sözüne tepki veren İnce, ‘Mustafa’ya bir tepki vermiş mi diye araştırdım, bulamadım. O dönemde Dündar’ın yazdığı gazetenin ekinde (Milliyet Ege) yazmama karşın, ben de ‘Karga kovalayan kartal’ başlıklı ağır bir yazı kaleme almıştım.

Canan Kaftancıoğlu

Önce dediklerine bakalım: “Atatürk'ü statik, donmuş yorumlara hapseden cuntacılara ve bugünün idealar dünyasındaki şaşkınlara karşı, hep ileriye bakan, aklı, bilimi ve devrimciliği öne çıkaran dinamik Mustafa Kemal Atatürk'ü sahiplenmeye devam edeceğim.”

‘İflah olmaz bir Atatürkçü’ olarak ben, bu sözlerin altına seve seve imza atarım.

Sıra yaptıklarında: Aydın bir Türk kadını olarak dişiyle, tırnağıyla kazıyarak, birçok yöneticinin engellemelerine rağmen, İstanbul İl Başkanı olmuş; bir uzman hekim olarak hastalığa doğru tanı koymuş ve doğru tedavi yöntemini, yani Ekrem İmamoğlu’nu önermiş. İnce’nin yapamadığını yapmış, verilen oya sahip çıkıp, atı alanın Üsküdar’ı geçmesini engellemiş. Hukuk katledilip, seçim tekrarlanınca, AKP’nin yaşadığı hezimeti sağlamış ve sonun başlangıcını hazırlamış.

Atatürk Yaşasa Ne Der, Ne Yapardı?

Atatürk yaşasa, söyledikleri ve yaptıkları nedeniyle Kaftancıoğlu’nu baş tacı eder, tüm Türk kadınlarının örnek alması için en yakınına alırdı.

Muharrem İnce’ye ne mi yapardı? Afyon’a ‘Vali’ olabilmek için sakalını kesen Amasyalı şeyhe ne yaptıysa, onu yapardı.

Sonuç

Kaftancıoğlu’nu eleştiren birçok Atatürkçü dostum var; onları tenzih ediyor ve Kaftancıoğlu’nun söylediklerinin tümünü yeniden değerlendirmelerini rica ediyorum.

Son söz Kaftancıoğlu’ndan: “Böylesi bir dönem ve gündemde, bu açıklamayı yaptırmak zorunda bırakanları; ‘Atatürk hayatta olsaydı önce sizleri ve klavye Atatürkçülerini sopayla kovalardı’.”