İsrail’in İran’a saldırısı, Türkiye için de tehlike çanlarının çaldığını ve bölgedeki değişikliklere hazırlıklı olabilmek için en iyi yolun ‘Erken’ değil ‘Derhal Seçim’ olduğunu gösteriyor. Umarım başta CHP olmak üzere muhalefet, söylemini bu yönde değiştirir.

Neden bu yönetimin hızla değişmesi gerektiğini ve İran’daki gelişmeleri anlayabilmek için 6 ay önce İzmir’de konuk ettiğimiz dış politika duayeni Onur Öymen’den 16 Aralık’taki yazımda aktardığım şu bölümü anımsayalım:

“Dostu olan NATO eski komutanlarından General Wesley Clark, 2001’de İkiz Kuleler’in yıkılmasının ardından, Pentagon yetkilileri ile görüşüyor. Bu yetkililer ‘Irak’tan başlayıp, Suriye, Lübnan, Libya, Somali, Sudan ve sonunda İran’da yönetimlerin değiştirileceği’ yönünde talimat aldıklarını söylüyorlar; yani sırada İran’ın olduğu kesin…”

Yani, İran saldırısı 25-30 yıllık Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) son halkalarından biri. Planın temeli, bizim ‘Böl ve yönet’, ‘Azeri’ kardeşlerimizin (onlar kendilerine ‘Türk’ diyor ve bu da oyunun parçası) ‘Ayır ve buyur’ dedikleri yönteme; önlerine çıkabilecek engelleri kaldırarak, yerlerine işbirliği yapabileceklerini getirmeye dayanıyor.

Son 24 yılda Türkiye’de yaşananları düşünelim: DSP/MHP/ANAP koalisyonunun bozulması, AKP’nin kurulması, iktidara gelmesi, FETÖ işbirliği ve komplolarla Atatürkçülerin tasfiye edilmesi, Ordu’nun, hukukun ve eğitimin çöküşü, FETÖ darbesi sonrası Tek Adam Sistemi’ne geçiş ve ekonominin çöküşü…

Son zamanlarda yaşananları düşünelim: ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ diyen genç teğmenlerin Ordu’dan atılışı, ‘Kürt Sorunu’ için eli kana bulaşmamış Demirtaş yerine Öcalan’ın muhatap alınışı, suçsuz ve/veya seçilmiş insanların hapse atılışları…

Bunların tümü Türkiye’nin değil, emperyalistlerin çıkarına gelişmeler ve büyük oyunun parçaları…

Türkiye’yi düze çıkaracak ne ‘Yeni Anayasa’dır, ne de ‘Süreç süreci’! Emperyal planı bozabilecekleri için haksız yere hapse atılan İmamoğlu, Özdağ ve Demirtaş’ın dışarı çıkmaları, Özel ve Yavaş’la birlikte çalışarak Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesi çerçevesinde, ülkenin toprak bütünlüğünü korumaya çalışmaları gerek.

Kılıçdaroğlu bu süreçte bilerek veya bilmeyerek emperyal güçlerin isteklerine hizmet etmiştir; yakın zamanda, mahkemede veya dışarıda “Kurultay sürecinde hukuk dışı bir şey yoktur” demezse, ileride kendine oy vermiş olan yüzde 48’in yüzüne bakamaz.

Türkiye ciddi bir ‘Beka sorunu’ ile karşı karşıya. Madem ki bölmek istiyorlar; dindarı-laiki, Alevi’si-Sünni’si; etnik kökeni ne olursa olsun, Türkiye’de bir arada yaşamaktan mutlu olan tüm halkın birleşmesi şart.

Vatansever, dürüst, cesur hâkim ve savcılarımıza çok önemli bir görev düşüyor: Politik baskılara göğüs gererek, hukukun gereğini yapmaları ve hapiste haksız yere yatanları bir an önce çıkarmaları...

Cumhur İttifakı’nı destekleyen vatansever seçmenlere de çok önemli bir görev düşüyor: Partilerinden desteklerini çekmeleri, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi emperyalist plana karşı çıkan gerçek dindar ve gerçek milliyetçilerin peşinden gitmeleri…

Sonuçta, iktidar meşruluğunu yitirmiştir ve muhalefetin ‘Erken seçim’ yerine ‘Derhal seçim’ talep etmelidir. Türk halkı sağduyusuyla, bu emperyal plandan kurtulmanın yolunu bulacak, Atatürk bir kez daha kazanacaktır…

Ayvalık’ta Trafik Sorununa Çözüm Aranıyor

Ayvalık’ta trafiğin tek yöne çevrilmesi sonucu, esnaf, minibüsçüler ve lokantacıların rahatsız olduklarını; yaşlıların şehre inemediğini, protestoların başlayabileceğini yazmıştım. Ayvalık’ta protestoların başlayabileceğini öğrenince, Belediye Başkanı Mesut Ergin’i arayıp, İzmir’de önceden Ulaşım Daire Başkanlığı yapmış dostum Fidan Aslan’a danışmak için onayını aldım. Sevgili Fidan bu konuda Türkiye’deki en başarılı profesörlerden biri ile bağlantı kurdu. Bu konuda bir kitap bölümü yazmış hocamızla görüşüp, yardımcı olması konusunda söz aldım. Kendisiyle bağlantı kuracak olan Mesut Ergin Başkanımız, konu üzerinde çalıştıklarını ve anketlerle halkın önerilerini aldıklarını da söyledi, umarım sonuç Ayvalık için olumlu olur.