Bu hafta hangi konuda yazsam diye düşüp dururken, sosyal medyada çok beğendiğim, biraz uzunca bir yazıya denk geldim. Yazının başlığı “Türkiye’de hayvansever olmak”. 

Sokak hayvanlarını beslemek, tedavi ettirmek, sahiplendirmek gibi görevleri gönüllü olarak üstlenen hayvanseverlerin toplumda nasıl karşılık bulduğu; bu iyi kalpli insanların neler yaşadığı madde madde yazılmış. 

Keşke yazanın adını soyadını bilip de burada kendisinden de bahsedebilseydim, ama maalesef metnin altında sadece “Alıntı” olduğu notu düşülmüş. 

Kim bilir ne zaman yazıldı.

Belki de komşusundan, esnaftan ya da alelade sokaktan geçen insanlardan gördüğü muamele canına tak eden bir hayvansever, “şu hissettiklerimi yazıya dökeyim de, belki birileri görür, duyar; birilerinin kalbine dokunur bu kelimeler” diye düşündü.  

Eğer öyleyse, benim kalbime fazlasıyla dokundu. 

Türkiye’deki hayvanseverlerin büyük kısmının duygularına düşüncelerine tercüman olan bu yazıyı bir de buradan paylaşayım istedim.  

***

Türkiye'de hayvansever olmak: 

• Bir hayvana yemek verirken gelen geçenlerin uzaylı görmüş gibi sana bakması demek... 

• Bir avuç mama verirken “burada verme alışır, kirlenir” cümlelerini ezberlemek, her yerden kovulmak demek... 

• Su verdiğin kapları nereye saklayacağını bilememek ama her defasında yakalanmak demek... 

• Mama verdiğin hayvanın değersiz görülmesi dolayısıyla senin de değersiz görülmen demek... 

• Suç işler gibi gizli gizli mama vermenin tüm maharetli yollarını öğrenmek demek... 

• Mama yedirirken birisi gelip laf edecek diye bir an önce hayvanın mamasını bitirmesini dilemek demek, ama tekmelenmesin diye de ayrılamamak demek... 

• Mama yedirirken klasik olarak “evli misin, çocuğun var mı” sorularıyla karşılaşıp, öyle olmasa bile “evliyim, çocuğum var ben de normal bir insanım” diyerek hayvan beslemenin bunalımlı, deli kadın işi gibi algılanmayıp, hadi siz de besleyin mesajını çaktırmadan vermeye çalışmak demek... 

• Hayvanseverlerin pis olmadığını ispatlamaya çalışmak demek… 

• Gece uyurken acaba şu an hangi hayvan aç, hangisi tutsak, hangisinin derisi yüzülüyor, işkence yapılıyor, diye düşünüp yüreğinin sıkışması ve tekrar uyuyamamak demek... 

• Doğa üstü güçlere sahip olmayı hayvanlar için hep umutsuzca hayal etmek demek... 

• Sokakta yemek verirken en iyi ihtimalle yanına birinin yaklaşıp “ay çok sevaba giriyorsun” deyip ama bir türlü kendisinin sevaba girdiğini görememek demek... 

• Kuaföre saç bile kestirmeyip “bununla 2 kilo mama alırım” diyerek ufak hesaplarla yaşamak demek... 

• Umutsuzluğu ve umudu hep bir arada yaşamak demek...  

• Mahallede, iş yerinde mimlenmek demek... 

• Bir hayvansever görünce 1960’larda Almanya’da hemşehrini görmüş gibi sevinmek, demek…