Biraz siyasetin uzağına çıkalım. Biliyorum ki; siyaset tüm hayatımızı etkileyen önemli bir alan. Siyasetten uzak duranların mutlu olduğu zannedilir ama öyle değil. Çünkü yaşamımızı, hatta kaderimizi tayin eden kurum siyaset. Basiretsiz siyasetçilerin, gözleri gülümseyen ama kafaları gülmeyen insanların oyuncağı olduk vesselam.

Gazetede yoğun bir hafta geçiriyorum. Yazı İşleri Müdürümüz Özde Koca, okulların yarı yıl tatili nedeniyle sevimli çocuğu keyifli zamanlar geçirmek için izne ayrıldı. Bu nedenle gazetedeyim. Ve bu arada önemli bir sergiyi gezme şansı buldum.

Konak Belediyesi Kültür Sosyal İşler Müdürü Abdullah Tunalı’nın davetiyle Güzelyalı Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde açılan 100 yıllık Mübadele sergisi görme şansı elde ettim

Dokunaklı anlatımlar

Güzelyalı’daki buluşmaya biraz erken gittim. Gazeteci arkadaşlarımdan önce yalnız başıma sergiyi dolaştım. 100 yıl önce yaşanan mübadele ile yurtlarından olan insanların fotoğrafları ve anlatımlarını okudum. 

Sergiyi bir kez de bu projede emekleri olan sevgili arkadaşım, dostum

Konak Belediye Kent Tarih BirimiSorumlularından Teodora Hacudi’ninmihmandarlığında dolaştık. Dönemi yaşayanların fotoğrafları üzerinde küçük öyküler yazılıydı. Ama Teodora (Teo)

canlı tarih çalışmaları yapmıştı ve sergideki kişilerle tek tek görüşmüştü.  Mübadillerin kendilerinin yanı sıra ikinci ve üçüncü kuşaktan yakınlar da serginin konusuydu. Bu kişilerle yapılan bir de film gösterimini izledik. 

Mubadiller değişin hayatlarını yitirdikleri yurtlarını anlatırken, Türkiye’ye geldikten sonra yaşadıklarını anlattılar. Kimi sahneler ve o tarihlerde çekilen fotoğraflar yürekleri sızlatıyordu.

Başkan Abdül Batur’u da bu çalışma nedeniyle kutlamalıyım. Başarılı ekip arkadaşları, başkanları da bir şekilde ihya ediyor. Ve önemli bir kutlamayı da Selçuk’un geniş ufuklu belediye başkanı Vefa Ülgür’e..Eski Selçuk Belediye Başkanı  Ülgür, TeodoraHacudi ile ekip arkadaşı olmuştu. Ülgür ilçede Kent Belleği Müzesi açarak bu çalışmaları ölümsüzleştirdi. Bu sergide Şirince’nin önemli bir yeri olduğunu da belirtelim. 

Ve bu arada ilginç bir rastlantıyı de örgenmiş olduk. Teodora benim Öğretmen Okulu’nu yatılı okuduğum Çanakkale Gökçeadalı’ymış. Gökçeada’ya 1973-74 öğrenim döneminde Kıbrıs Çıkarması olmuştu.  

Buradaki Rum nüfusun neredeyse yarısı adayı terk etmişti. Teo bana bunu söylediğinde çok şaşırdım. Çünkü daha önce bu konu hiç gündeme gelmemişti.

Sergideki fotoğraflar ve üzerindeki anlatımlar, o dönemlerden kalan bazı eşyalar var. Bunları mutlaka görmelisiniz, Türkiye’de milyonlarca insan yurtlarından göç ederken anılarını geride bıraktı. Teodora’nın söylediği önemli bir notu paylaşarak bu yazıyı sonlandırayım:

“Mübadillerin yurtlarını terk ederek yeni bir hayata başlamaları  tarih sayfalarında sadece rakamsal veriler olarak yer alıyor. Ama bunların her birinin önemli ve müthiş bir öyküsü var.”