Neden gün yüzüne çıkar kitaplar, dergiler, gazeteler? Okunmak, bilgilenmek, dünyayı tanımak, düşünme yetisini kazanmak, mutlu olmak, sözcük gücünü yoğunlaştırmak, özgüven ve duygudaşlık bağlarını güçlendirmek için de…

Dergiler de şiirin, öykünün, denemenin, inceleme ve araştırma yazılarının, sanatsal ve yazınsal birikimlerin dünyaya açılan penceresidir. Kitapların, dergilerin, gazetelerin olmadığı bir dünyayı düşünebilir misiniz? Ne kadar yavan, ne kadar karanlık, ne kadar sessiz…
     
***
Evet yaşamımızda bilgisayarlar, bilgisunar (internet) bağlantıları, akıllı telefonlar, tabletler anında dünyayı ayağınıza getiriyor. Ancak kitaplara, dergilere, gazetelere dokunmanın ayrıcalığını, sıcaklığını, kokusunu, ruhunu karşılayabiliyor mu? Son yıllarda ekonomide yaşanan bunalımın, sıkıntının boyutlarını yaşıyoruz, duyumsuyoruz. Kitaplar tüm bu olumsuz koşullara karşın var olmanın savaşımını veriyorlar. Yazın sanat dergileri ayakta kalabilmek, okurlara ulaşmak için özveriyle çaba gösteriyorlar.
Biliyorum kitap, dergi, gazete ederleri yüksek. Satın almak da zorluk çekiyoruz. Yıllar önce günde birkaç gazete alırken, şimdi ya bir kez ya da arada eve gazete giriyor. Kimisinin o gücü bile yok artık.
Eskiden yazın-sanat dergileri ayda bir yayımlanırdı. Son yıllarda büyük bölümü iki ya da üç ayda bir okurla buluşma olanağı bulabiliyorlar. Onların da ederi 60-100 TL arasında değişiyor. Bir çok derginin sürdürümcü sayıları yok denecek kadar az. Birkaç dergiye birden ulaşma, satın alma olanakları da  büyük sıkıntı yaratıyor cepte!
Bir de buna kargo giderlerindeki yükseliş eklendi. Yazarlar, şairler yayımlanmış kitaplarını dostlarına, sevdiklerine, dergilere gönderirken  iki kat fazla düşünüyorlar, dertleniyorlar!
Şair-yazar dostum Ahmet Özer, sanal ortamda kargodaki bindirim haberini şöyle paylaştı: “Değerli yazarlar, şairler, yayıncılar; sevgili dostlarım, okumayı sevenler, kitaba tutkun olanlar, yayın sevdalıları, yaşamı kitaplarla bütünleşen değerlerimiz... Gözümüz aydın, nur topu gibi bir evladımız daha oldu. Bugün PTT kargoyla tek bir kitap gönderdim, 42.50TL ödedim.”

***
Ahmet Özer’in şair duyarlığı ile paylaştığı “Kitaplar evde dursun, evler bugünlerde sıcaktır!” tümcesine ne eklenebilir  ki? Yine şair-yazar dostlarımdan Ahmet Günbaş da “sosyal medya” hesabından şunlar yazdı: “İki yıl öncesinde bir kitap için 5 lira olan indirimli kargo ücretinin 2023 yılı başında misliyle artırılarak 20.75 olarak belirlenmesi, bununla yetinilmeyip aynı yılın ortalarında 31.25 liraya yükseltilmesi, 2024'e girildiğinde ivedilikle 42.50 liraya taşınması yıkımın ötesinde tam bir darbedir.
     Bu, doğrudan kitaplarla/dergilerle ilişkimizi kesmemizi öngören bir tutumdur. Ve her yanıyla ilkeldir, çağ dışıdır! Maddi açıdan da yayınevi-yazar-okur bağlamında sıkıntılı bir süreçtir.”

***
Gazeteci meslektaşım Atilla Köprülüoğlu da 9 Eylül Gazetemizde (27 Ocak 2024) “PTT Kargo da Kitap Düşmanı mı?” başlıklı yazısında bu konuya değinmişti.
“PTT bir kamu kuruluşu. Elbette toplumun çıkarlarını öncelemesi gerekir. Bu zamları da kültür yaşamımızı derinden etkiliyor. Bir anlamda da sansür!..  
PTT Kargo da mı kitap düşmanı?”
Siz ne dersiniz değerli yazın emekçisi dostlarım, kitap tutkunları?