İzmir'in, hatta bütün Türkiye'nin kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu haberleri içimizi daraltıyordu. Haksız sayılmazlar çünkü Kasım ayı sonuna gelmemize rağmen yağmur da yağmak bilmiyordu. Nihayet beklenen yağmur gelmişti. Şemsiyemi kaptığım gibi yollara düştüm.

***

Gerisi bilinen bir hikaye, hızlı geçen araçların kaldırımlarda bekleyenleri ıslatması, bazı mekanları suların basması, yürüdükçe vıcık vıcık su içinde kalan ayakkabılar... Ben razıydım. Çünkü barajlarda su yoktu. Bu yağmur yetmeyecekti ama, başlangıç olabilirdi. Mutluydum yani... Dükkanların önünden geçerken bir ara şemsiye fiyatları gözüme ilişti. Geçen yıl indirimden 19 liraya, yazı ile 19 liraya aldığım şemsiyenin fiyatı 190 liraya, yazı ile yüz doksan liraya çıkmıştı...

Kendimle gurur duydum. Böyle bir ileri görüşlülük olamazdı. Yatırımcılıkta nirvanaydım. Elon Mask, Bill Gates beni kıskanmasın da ne yapsındı. Zaten onları ve Türkiye'deki işbirlikçilerini üzmemek için yatırımcı olmamıştım...

***

Şemsiyeme sevgiyle bakıp mutlu mutlu yoluma devam ettim... Oğlana eşofman altı almak gibi mecburiyetim nedeniyle Kemeraltı'na uğradım. Bu ziyaret beni biraz tedirgin etti. Hatta yatırımcılık konusundaki dehamı bir kez daha gözden geçirsem mi? diye bile düşündüm. Çünkü altı ay önce 70 liraya aldığım eşofman altı 250 liraya tırmanmıştı... Esnafla yaptığım derin istişare sonrasında bu tırmanışın devam edeceği kanaatine vardım ve kuzu kuzu paraları bayılıp, bir an önce eskitmesi için Sarp Bey'in hizmetine sundum. Bozulan moralimi Maliye Bakanı'nın açıklaması düzeltti. Diyordu ki: "Fiyat istikrarını sağlamak ve vatandaşımızın alım gücünü artırmak için kapsamlı adımlar atıyoruz. İnşallah enflasyondaki tedrici düşüş yakın zamanda gerçekleşecektir."

Tedrici ne demek bilmiyordum. Kelime anlamına baktım. Derece derece, katman katman anlamına geliyormuş. Yani bu net açıklamadan da anlaşılıyorki, enflasyon aşamalı olarak düşecek.

Tarihi ise daha net; Yakın zaman... Zaman çabuk geçiyor. Hele, yakın zaman daha da çabuk geçer...

Daha ne olsun...