Öyle bir noktaya geldik ki, söz konusu ‘Vatan’…
Gerisi ise teferruat.
Son haftaya girerken yapmamız gerekenlerden en önemlisi,
oy kullanmaya fazla istekli olmayanları, kullanmaları için ikna etmek…
Tüm araştırmalar, oy kullanma oranı arttıkça,
‘Hayır’ oranının da arttığını gösteriyor, çünkü.
Halkıma güveniyorum…
Kendilerini aptal yerine koyanlara,
ne denli zeki ve vatansever olduklarını gösterecekler…
‘Hayır’ diyecekler ve oyunu bozacaklar.
‘Hayır’ dediklerinde, "Başkanlık sistemine de salahiyeti genişletilmiş cumhurbaşkanlığına da sıcak bakıyorum" diyen Fethullah Gülen’e ve "ABD ve benzeri gibi bir sistem olursa tartışılabilir" diyen Apo’ya da ‘Hayır’ demiş olacaklar.
Beklenenden daha fazla MHP’li ve Ak Partili dostumuz ‘Hayır’ diyecek ve her iki partiden dışlanmış veya dışlanacak; en azından yetkileri kısıtlanıp, etkisiz hale gelecek olan sevdiklerini koruyacaklar.
Gül, Davutoğlu, Arınç gibi Ak Partili ağır toplar; Akşener, Özdağ, Oğan gibi muhalif MHP’liler kadar açıkça olmasa da ‘Hayır’ı destekliyor.
Bakın Alpaslan Türkeş’in kızı Çağrı Türkeş tasarı için ne diyor:
‘Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, Türk Milletinin birliğini tehlikeye sokacak bir teklif’
Celal Bayar’ın kızı Dr. Nilüfer Gürsoy’un yorumu ise şu:
"Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin temel değerlerini sarsmaktadır."
Bu görüşler daha iki yıl önce Manisa’da Erdoğan için ‘tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmakta’; tasarı içinse "Türkiye’yi bölünmeye götürecektir" diyen Devlet Bahçeli ile de örtüşüyor.
Meclis'in yetkilerinin tek kişide toplanması, İslam’ın temeli olan Kuran’daki Şura Suresi’nin 38. Ayeti’ne (...Onların işleri aralarında şura/istişare iledir...) ve Hz. Muhammed’in ‘Medine Sözleşmesi’ne de açıkça aykırı.
Atatürk, kendine defalarca teklif edilmiş bu yetkileri kızarak reddetmişken, "Atatürk yaşasa ‘Evet’ derdi" diyenlere kanmayacak kadar ‘zeki’ Türk insanı...
Gerçek Türk milliyetçileri, gerçek dindarlar ve gerçek vatanseverler bu referandumda ‘KESİNLİKLE HAYIR’ diyecek.
Bu sayede, iktidar da muhalefet de kendine çekidüzen verecek.
Meclis ayakta kalacak, yetkilerini koruyacak.
Ülkenin kaderi tek kişiye bağlanmayacak.
Enver Paşa benzeri hayallerle ülkeyi uçuruma sürükleyenlere ‘Dur’ denecek.
Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesi hatırlanacak.
Çocuklarımız, torunlarımız 23 Nisan’ları, yani Meclis’imizin açılışını, dünya çocukları ile birlikte neşeyle kutlayacak, yeniden.