Bu yazının başlığı televizyonlarda soru cevap alan sahte alimlere yöneltilen abuk subuk soruları aklıma getiriyor.

Yerel seçimde finale yaklaştığımızda istifalar, karşı partiye geçmeler, gizliden rakip adaya çalışarak kendi partisine ders verme istekleri bir bir önümüze çıkıyor. 

Aydın’da parti değiştiren bir CHP’li aday ile birlikte, solcu olduğunu iddia eden bazı tanıdık insanlar düşüncelerine uymayan bir anlayış için çalışıyor. Koltuk için düşüncelerini değiştiren aday ile birlikte ihaneti legal göstermek için çırpınıyorlar. Siyaset jargonunda “ihanet” net olarak görülse de bu  durum bazı insanları hiç rahatsız etmiyor. 

İzmir’de de yıllarca çalıştığı partisine ihanet edenlerin sayısı da giderek artıyor.  Belki 20 yıldır CHP içerisinde çalışan sayısını hatırlamadığım adaylık başvurusu yapan bir arkadaş, AK Parti adayı ile fotoğraf çektirirken son derece mutlu görünüyordu. Bu şahıs aday yapılmadığı için aklı sıra partisine ders veriyor. İhanetini ise legal kılmaya çalışıyor. 

Geçmişte daha çok merkez sağ ve liberal partilerde görülen seçim öncesi sağa sola gitmeler bu dönem CHP içerisinde doruk yapmış durumda. İzmir’in bazı küçük ilçelerinde CHP’nin aldığı kararlar ile mutsuz olanlar şimdilerde ikiye ayrılmış durumda. Ya partilerine ihanet ediyorlar, ya da partilerinin kaybetmesi için açık veya gizli olarak çalışıyorlar. 

Siyasette oportünizm vardır

Yukarıda bilerek adlandırmadığım örneklere İzmir’in anlı şanlı bazı kişilerini de ekleyebilirim. CHP’den milletvekili olmuş, belediye başkanı olmak isteyen birisi şimdi eşini sahneye sürdü.  Bu aile şimdilerde CHP’ye ders vermek için rakip partiden adayını evinden çıkardı. Anlayacağınız CHP’nin etinden sütünden yararlananlar “Biz yoksak parti de yok” demeye getiriyor. 

Siyaset bilimci Münci Kapani’nin “Politika Bilimine Giriş” kitabında bu soruya şöyle cevap verir:

“Siyasal partiler, bir program etrafında toplanmış, siyasal iktidarı elde etmek ya da paylaşmak amacını güden, sürekli bir örgüte sahip kuruluşlardır.”
Bu bilimsel açıklama yaşadığımız bu olayları anlatmıyor elbet.  Siyaset bir dava misyonu taşısa da siyaset pragmatisttir ve çoğu kez oportünizme (siyasi fırsatçılık) kişileri götürebilir.  Siyasetin topluma hizmet aracı değil de bir iş gibi görülmesi Türkiye’nin an büyük çarpıklıkları yaşamasına da neden olur.