21 yıldır bitmedi çektikleri. Demek ki bir beş yıl daha yazılmış ıstırap hanesine.

Bu kez 5 yıl sürer mi sürmez mi? Beli değil. Gelecek yıl yerel seçimler var. İki, hatta üçü birarada seçim kararı alınır mı? O da belli değil.
Ortada kocaman bir ekonomik enkaz duruyor. Kim kaldıracak? AKP'nin bugünkü ekonomik anlayışıyla elbette mümkünatı yok. Ne kadroları var, ne de yeterli bilgileri.

Yoksulluk tanımına giren 12 milyon kişi var. Yıllık enflasyon 3 haneli rakamlarda. İşsizlik genç nüfusta neredeyse yüzde 25’lerde. Son dört aylık dönemde dış ticaret açığı 43 milyar dolar. Kısa vadeli döviz ihtiyacının karşılanması çok zor. Kur korumalı mevduat tam bir bela.
Satacakları çok fazla bir şey de kalmadı. Rus sermayesi BOTAŞ'a, Arap sermayesi THY ve iletişim sektörüne göz dikmiş. Yatırım yok, üretim yok. Sonra ne olacak? Benden sonra tufan mı?
Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus, Roma zaferinden sonra ne demişti;
''Bir zafer daha kazanırsam, tamamen biteceğim.''

Aslında ortada görünen bir zafer de yok. Seçime katılanların yarısına yakını tek adam rejimine 'Hayır' demiş. İktidar devletin sınırsız olanaklarını, bütçesini dibine kadar kullanmış, yandaş basının yalan ve iftiraları dört-bir yanı sarmış, troller ahlak sınırlarını zorlarken, sahte montajlı klipler utanmadan piyasaya sürülmüş, yetmemiş seçmenlerde umutsuzluk, karamsarlık, yılgınlık yaratacak algılar basına servis edilmiş. İlk turda sandığa gitmeyen seçmen sayısı azalacağı yerde 8 milyondan 10 milyon kişiye çıkmış. Muhalefetin önde bitirdiği 3 büyük şehirde bile sandığa giden seçmen sayısı azalmış.
Sandığa giden seçmen sayısı yurtdışında ise artış göstermiş. Yurtdışı oylarda Erdoğan'ın aldığı oy oranı ise yüzde 59. Yalnızca Almanya'da Erdoğan'ın oyu yüzde 67. Sanki Urfa... Muhterem vatandaşlarımız euroları cebine koyup, Türkiye'ye tatile geldiklerinde burayı refah içerisinde, dünyanın en ucuz ülkesi olarak görüyorlar.

Yetmemiş, sayısı belli olmayan Suriyeli, Afgan, Afrikalı seçmenlerin oyları alınmış. Düşünün 2016 'da ülkedeki Suriyeli sayısı 3 milyon 700 bin, 2017'de Afrikalı göçmenlerin sayısı 1.6 milyon iken, o yıllardan bugüne sayıları bir daha da açıklanmamış.
Böyle bir seçime adil bir seçim diyebilir misiniz? Herkes biliyor zarların hileli olduğunu...

Kutlamalar vardı. Havai fişek atan vardı, caddelerde şükür namazı kılan vardı, Afgan bayrakları açanlar vardı, Arap yalellileri söyleyenler vardı, havaya ateş açanlar vardı, adam yaralayanlar, öldürenler vardı. Üç gün sonra ucuz ekmek, ucuz et kuyruğuna gireceklerini, taneyle sebze-meyve alacaklarını bile bile şarkılar söyleyip oynuyorlardı. Halbuki şöyle bir geriye baksalar mutfaktaki yangınları, dünya sefalet endeksinde 157 ülke arasından 10. sırada yer aldığımızı, geleceği göremeyen bir neslin umutsuzluğunu, sınır kapılarının kevgire döndüğünü, kadın cinayetlerini, depremde binlerce insanın tedbirsizlik sonucu hayatını kaybettiğini, bu ülke insanının neler çektiğini göreceklerdi.

Görmediler. Ama gören milyonlar var. Demokrasi aşığı, cumhuriyet değerlerine sadık, Atatürk ilke ve devrimlerinin koruyucusu, temiz toplumu amaçlayan geniş toplum kitleleri güneşli günlere olan umutlarını hiç yitirmedi...