​Bilindiği gibi 12 Mayıs’ta İzmir Büyükşehir Belediyemiz, Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı Dr. Cemil Tugay tarafından “COP İzmir” serisini başlattı. Bu eylem Türkiye’de yerelde bir ilk. Küresel COP 30, Kasım ayında Brezilya da yapılacak. İBB yerelde yapacağı ”COP İzmir” serisi çıktıları ile COP 30’a gidecek ve bu raporları orada dile getirecek.

​İzmir’in Sağlıklı Kentler Birliğinin 150’yi aşkın belediyesiyle bu sürece öncülük edip, diğer kentlerde de yerel düzeyde COP organizasyonlarını teşvik etmesi öncelikli hedefleri arasında.

​“Tek Sağlık” ve iyi olma yaklaşımları doğrultusunda Türkiye’de ilk kez yerel düzeyde düzenlenen “COP İzmir” serisi 23 Mayıs ve 30 Mayısta da “iklim krizi” genelinde 3 toplantı ile sonlanacak. 27 Haziranda da COP İzmir lansmanı ile sonuçlar yerelde sunulacak.

​1994’ten bu yana düzenlenen COP (taraflar konferansı) ile bir çok karar alınmasına rağmen maalesef büyük ülkelerin kendi çıkarları uğruna kararlar uygulanma zaafına uğruyor.

​İBB daha önce “Sağlıklı Kentler” yerel oluşumları ile bir çalıştayda arama toplantıları yaparak konuyu belirledi. Konu “tek sağlık” ve iyi olma olarak bu çalıştayda belirlendi.

​Peki Tek Sağlık kavramı ne menem şeydir dersiniz kısaca: “İnsan sağlığı, hayvan sağlığı, çevre sağlığı ve ekosistem içerisinde bulunan bütün canlıların (bitkiler vs.) ortak sağlığı diye tariflenebilir.

​Eskiden Dünya Sağlık Örgütünün sağlık tanımı kısaca şöyleydi: “Bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden tam bir iyilik durumunda olması” ya da “sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir” şeklindeydi. 1948 yılından bu yana gelen bu sağlık tanımı 2007’de değişime uğradı ve DSÖ TEK SAĞLIK TANIMINI yeni sağlık tanımı olarak kabul etti ve 3 Kasım, 2016 yılından bu yana da TEK SAĞLIK GÜNÜ olarak kutlanıyor.

​“Tek Sağlık” kavramı hayvanlardan insanlara bulaşabilen ve küresel halk sağlığını tehlikeye sokan bulaşıcı hastalıkların kontrolünde, antibiotic direnci ile mücadelede, gıda güvenliğinin sağlanmasında ve buna benzer ekosistem bütüncül sağlığının korunmasında, tüm sağlık çalışanlarının bir arada çalışmasını gerektiren multidisipliner bir kavramdır.

​Ekosistem sağlığı, insan sağlığı, hayvan sağlığı gibi birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Ortak sağlık daha doğrusu Tek Sağlık vardır. Eski bir deyimle “mütemmim cüz” yani bir bütünün vazgeçilmez bütünleyici parçalarıdır.

​Tek Sağlık kavramını ilk dillendiren bir veteriner hekimdir. 2007’de Amerikan veteriner birliği ve Tabipler birliği kabul etmiş, sonra da Avrupa da benzer kuruluşlar tarafından kabul edilmiştir.

​Neden veterinerler? Zira insan sağlığı ile, hayvan sağlığı etkileşmesi sonucu, bir çok hastalık oluşmakta, ilk çıkış noktası da hayvanlar olmakta, hayvanlarla da veteriner hekimler ilgilenmektedir. Bu durumda veteriner hekimler, insan sağlığından da bire bir sorumludur.

​İnsanların hastalıklarının yüzde altmışından hayvanlar sorumludur. Hele hele yeni çıkan bulaşıcı hastalıkların yüzde 75’i hayvan kaynaklıdır. Her yıl görülen 5 yeni hastalığın 3’ü hayvan orijinlidir. Tabii bir de bulaşıcı hastalıkların terörle ilişkisi de vardır. Bioterör amaçlı (Biyolojik saldırı) mikropların yüzde 80’i Zoonitik patojendir. Yani hayvandan bulaşan. Bu Zoonitik    hastalıklar, insanlara direkt temas, vektör kaynaklı (sinek, sivrisinek, kene, bit, salyangoz vs gibi vektörler aracılığı ile) indirekt temas, gıda kaynaklı ve su kaynaklı olmak üzere 5 farklı yolla bulaşmaktadır.

​Bir pandemi sürecinde önceden hazırlanmış eylem planlarımız olmalı ve planlar tüm sağlık bileşenlerince yani multidisipliner bir disiplinle çalışılmalıdır. Tek Sağlık konsepti işte bu olguyu insanlığa dayatmaktadır. Kısacası artık sağlık kavramı “ortak bir kavramdır”.