Sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da ve dünyada yaşanan birçok sorunun çözümünün Atatürk’te olduğunu düşünüyorum. Neden mi?

1-Ana sorunların temelinde doymak bilmeyen ‘emperyalizm’ yatıyor; Atatürk ‘antiemperyalist’.
2-Emperyalizm amaçları uğruna ‘bölüyor’; Atatürk ‘birleştirici’.
3-Emperyalizmin körüklediği ‘dini ve etnik farklılıklar’, Atatürk’e göre birer ‘zenginlik’.
4 Emperyalizm amaçları uğruna ‘savaş çıkartıyor’; Atatürk ‘barıştan yana’.
5-Emperyalizm sömürmek istediği halkları cahil bırakmak için ‘sahte dini ve şarlatan din adamlarını’ destekliyor; Atatürk ise halkın ‘gerçek din’lerini anadillerinde öğrenmelerinden yana; ‘gerçek din adamları’ sayesinde sahtekar ve şarlatanların ortadan kalktığını kanıtlamış.
6-Emperyalizm ‘dogma’ları körüklüyor; Atatürk ‘bilimin ışığını’ izlemiş.
7-Emperyalizm ‘kültürsüzlüğü’ yaymak için her yolu deniyor, tarihsel gerçekleri çarpıtıyor; Atatürk ‘öz kültürümüzü ve gerçek tarihimizi’ öğrenmemiz için kurumlar kurmuş, mirasını bu kurumlara bırakmış.
Avrupa yaşadığı sorunlardan kurtulmak istiyorsa, emperyal emellerini sınırlamak zorunda. Ardından, tıpkı Atatürk gibi; aşağılanan, hor görülen halk ile empati kurmalı, onları anlamaya çalışmalı, aradaki sosyokültürel uçurumu azaltabilmek için, öncelikle en alt kesimdekilerin en temel eğitimleri alabilmeleri ve en temel gereksinimlerini karşılayabilmeleri için çaba sarf etmeli.
Din’ silahının çok tehlikeli, iki ucu keskin bir kılıç olduğunu kavrayarak, sahtekar ve şarlatan din adamlarını desteklemekten vazgeçmeli, Avrupa. Türban/çarşaf yasağı yerine ilk hedef, çocukların küçük yaşta yoğun din eğitimi ile beyinlerinin yıkanmasını engellemek olmalı…
Bu konuda yasal düzenlemelerin yetersiz kaldığı ve bazı eklemelere gereksinim olduğu kanısındayım. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ele alalım. Eğitimin amacının ve çocuğu yetiştiren ana, baba veya vasilerin haklarının ‘çocuğun yeteneklerinin geliştirilmesi ile uyumlu’ olması gerektiği defalarca yazılmış (5., 14. ve 30. maddeler). Ama çocuğun birçok yeteneğinin gelişmesini kalıcı olarak yok eden ‘erken yaşta yoğun din eğitimi’nin engellenmesini sağlayacak bir madde yok. Bunu ‘açıkça ifade edecek’ bazı eklemelerin gerektiği kanısındayım.
Emperyalist emellerle çatıştırılan medeniyetlerin, yeniden barışa kavuşmaları için Türkiye Cumhuriyeti’ne; Türkiye Cumhuriyeti’nin de fabrika ayarlarına dönmeye gereksinimi var. Bunun için öncelikle, emperyal virüslerle enfekte edilmiş muhalefet partilerine ‘format atılıp, yeniden yükleme yapılarak’ özlerine dönmeleri sağlanmalı; yakında duvara toslayacak AKP’nin yerine, Atatürk’ün temel ilkelerine (özellikle laiklik) bağlı kadrolar iktidara gelmelidir.
2007 Mayıs’ında yabancı konukların da bulunduğu kalabalık bir topluluk önünde konuşan ‘Atatürk - Modern Türkiye’nin Kurucusu’ kitabının yazarı Dr. Andrew Mango’ya, konuşmasının ardından sormuştum: “Atatürk yaptığı devrimlerin ardından bize hedef olarak çağdaş uygarlık düzeyini gösterdi. Biz de Avrupa Birliği’ne girmek istedik. Ancak Avrupa Birliği’nin bazı yetkilileri bizim Atatürk’ten vazgeçmemizi istiyorlar. Neden?” Rahmetli Mango’nun güzel Türkçesiyle verdiği “Bunu söyleyenler uygar değil de ondan” yanıtı sonrası salon alkışlarla çınlamıştı.
Mango haklıydı. Avrupa sorunlarını çözmek istiyorsa ‘UYGAR’ ve ‘ATATÜRKÇÜ’ olmalı; Rusya da buna dahil…