Hukuksuz girişimlere tepki olarak mum gibi eriyen Cumhur İttifakı bileşenleri, yıllardır yerden yere vurdukları DEM Partisini yanlarına çekebilmek için birbirleriyle yarışıyorlar. Bahçeli PKK silah bırakmadan, “Meclis Komisyonu kurulsun” derken, Erdoğan ‘Yeni Anayasa’ yapma telaşında…
Yıllardır ısıtılıp, tekrar getirilen ‘Yeni Anayasa’ önerisini 12 yıl önce iyice araştırmış ve bu Meclis’in neden ‘Yeni Anayasa’ yapamayacağını, Prof. Dr. Kemal Gözler’in ayrıntılı bir raporundan, herkesin anlayabileceği biçimde özetlemeye çalışmıştım. Özetin özeti şöyle:
Anayasa hukukuna göre yeni bir devlet kurulduğunda ortaya çıkan ‘asli kurucu iktidarlar’ (Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti gibi) yeni anayasa yapma; devrim, darbe veya iç savaş gibi durumlardan sonra ortaya çıkabilen ‘tali kurucu iktidarlar’ (1980 askeri darbesi gibi) ise mevcut anayasada değişiklik yapma yetkisine sahipler. Tali kurucu iktidarlar, değiştirilmesi yasak maddeler dışında (varsa), anayasanın geriye kalan bütün maddelerini değiştirme yetkisine sahipler, ama ‘Yeni Anayasa’ yapabilmek için, önce mevcut anayasayı veya bu anayasanın bir bölümünü ortadan kaldırıp (ilga edip), bir boşluk yaratmak (ki bu ağır bir suç ve Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya bu suçtan müebbet hapse mahkûm oldu), sonra kurucu bir meclis ile yeni bir anayasa yaparak boşluğu doldurmak zorundalar. Sonuçta, bugünkü Meclis, 1982 Anayasası’nın ‘değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ ilk üç maddesinin dışındaki tüm maddeleri kaldırabilir veya yeniden düzenleyebilir, ama ‘Yeni Anayasa’ yapamaz. ‘Yeni Anayasa’ diye tutturuluyorsa, hedef ilk üç maddedir.
Erdoğan “Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan bir tartışma yoktur” dediğine göre yapılması planlanan bir ‘Yeni Anayasa’ değil, Anayasa değişikliği… “Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez” hükmünü içeren Anayasa’nın 42. maddesi ile ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür’ ifadesiyle başlayan 66. madde değiştirilmeye çalışılırsa, bu değişiklikler, ilk 3 madde ile çelişecektir. Kürt vatandaşlarımızın her konuda eşitlik istemeleri en doğal hakları ama fazlasına yönelik isteklerinin, ‘barış’ getirmek bir yana, var olan barışı bozacağı kanısındayım.
Ayvalık’ta Esnaf Kan Ağlıyor
Hafta sonu gittiğim Ayvalık merkezinde, özellikle esnaf, minibüsçüler ve lokantacılar kan ağlıyor; yaşlılar şehre inemiyor. Çok yanlış bir uygulamayla trafik tek yöne çevrilince, şehir merkezine ulaşmak için çok uzaktan dolaşmak gerekiyor, navigasyonla dar yollara sapan turistler trafiği kilitliyor, trafik çizgileri düzenlenmediğinden karşıdan karşıya geçenler ezilme tehlikesi yaşıyor. Yanlış kararın sahibini bilmiyorum ama halk faturayı Belediye Başkanı Mesut Ergin’e ve CHP’ye kesmiş; buna bir CHP üyesi olarak çok üzüldüm. Esnafın işi, merkezdeki geniş kapasiteli özel otoparkın kaldırılması ile önemli ölçüde azalmıştı; Belediye tarafından işletilse büyük gelir kaynağı olacak bu otoparkın kapatılması da yanlıştı. Umarım Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Akın, Ayvalık Kaymakamımız Hasan Yaman ve Başkanımız Mesut Ergin, hep birlikte ve Bayram öncesinde bu yanlıştan dönülmesi için ellerinden geleni yaparlar; yoksa anayasal hak olan protestolar başlayabilir.
Tek Sağlık Çerçevesinde İnsan, Hayvan ve Doğa Toplantısı
İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB), Yaşar Üniversitesi ve Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti (TMC) işbirliği ve Kent Konseyi katkılarıyla 29 Mayıs’ta 13.30’dan itibaren Yaşar Ü. Ana Konferans Salonu’nda gerçekleştireceğimiz toplantıya büyük destek veren İzBB Başkanı Dr. Cemil Tugay’a, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller’e, TMC Başkanı Prof. Dr. Candan Çiçek’e, İzBB Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Dr. Pınar Okyay’a ve emeği geçen meslektaşlarımıza çok teşekkürler. Tüm ilgi duyanları bekliyoruz.