Sonsuzluğa uğurladığımız Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ü yıllar önce, Celal Bayar Üniversitemizde konuşmacı olarak ağırlarken tanımış, baş başa görüşme şansı bulmuştum. Sohbet derinleşince, İlahiyat Fakültesi’nin ardından bitirdiği Hukuk Fakültesi’nde tanıştığı pozitif bilimin kendisini çok etkilediğini dile getirmişti. Tıpkı çok sevdiği Atatürk gibi bir ‘sentez insanı’ idi, Yaşar Nuri Hoca; inancını bilimle birleştirerek oluşturduğu sentez, onu farklı kılan özelliklerin en önemlisiydi, belki de.

Atatürk’ü tanıdıkça, İslam Dini’ni daha iyi araştırmam gerektiğini anlamıştım; ‘Gerçek İslam’ı kavramamı sağlayan en önemli kaynak da Yaşar Nuri Hoca olmuştu. Ezber bozuyordu, Hoca. ‘İndirilen Gerçek İslam’ ile uydurulan ve dayatılan İslam’ın nasıl çeliştiğini, Kuran’a dayanarak anlatıyordu, tek tek: Anadilde ibadet hakkı, insan kadar gerçek, insan yaradılışı kadar doğal, ana sütü kadar ak ve berraktır.

Kuran’da Kadir Gecesi dışında kutlu gün yoktur; Kutlu Doğum Haftası ve kandil gibi uygulamalar şirk töreleridir.

Kuran'ın kılmakla yükümlü tuttuğu namaz üç vakittir. Namaz vakitleri (Akşam hariç, Cuma namazı dahil) iki rekattır; fazlasını dileyen kılar, ama bunu dayatmak şirktir. Kadınlar Cuma namazı kılabilir. Namazı maaş alarak kıldıran bir adamın arkasında kılınan namazların hiçbiri geçerli değildir.

Türban, İsa’nın dinine musallat olmuş Saint Paul’ün İncil’e soktuğu bir örtünme biçimidir.

Sünnet denen cerrahi operasyonun Kuran'da yeri yoktur; bu eski bir Ortadoğu örfüdür.

Hac dışında, kurban kesilmesiyle ilgili Kuran'da bir ayet yoktur.

Ölünün arkasından okunan Kuran’ın ölüye bir faydası yoktur.

Banka faizi enflasyonun üstünde olmadığı takdirde haram değildir.

İlk hazırladığı Kuran mealinde, Nisa Suresi’nde (kadınları) “dövün” olarak yaptığı çevirinin hata olduğunu ve sonraki meallerde bunu “evden uzaklaştırın” şeklinde değiştirdiğini açıklayan Öztürk, yanlışlarını kabul etme erdemini de gösterdi…

Yaşar Nuri Hoca Atatürk’ü ve onun İslam Dini’ne katkısını çok iyi anlamıştı:

Mustafa Kemal’in indirilen dine sonsuz saygısı vardı, uydurulan dinin canına okudu; bu din düşmanlığı değil, dine hizmettir.”

Mustafa Kemal’i anlamadan ne bu ülkenin kurtulması mümkündür, ne de İslam dünyasının… …İnsanlık bir gün beni bunun için anacaktır.”

Atatürk’ü sevmeyen ve ‘Allah ile Aldatan’ yobazlar, bugün bize uydurulan dinin buyruklarını, bidatları ve şirkleri dayatıyor; kızlarımızın, kadınlarımızın ne giyeceğine, nasıl dans edeceğine, hatta kaç çocuk doğuracağına karışıyor ve yedikleri kul hakları ile daha da zenginleşiyor. Bu yobazlar Yaşar Nuri Hoca’yı da sevmedi, doğal olarak. Komik olduklarını sanan bazıları, ölümünün ardından, cehennemde yandığını gösteren karikatür bile çizdiler ve ona ‘Sosyete İmamı’ dediler.

Toplum’ anlamına da gelir, ‘sosyete’ sözcüğü… Yaşar Nuri Öztürk Hoca eserleri ve düşünceleriyle ‘Modern Türk Toplumu’na yol göstermeyi sürdürecektir.

Cehennemde kimin yanacağını ise Allah bilir…