Son günlerde hayvan haklarının gündeminde katiller ve davalar var… 

Muğla Bodrum’da mahallelinin baktığı Muhtar adlı köpekle birlikte 5 köpeği ve 4 kediyi zehirleyerek öldüren, 5 köpeğin de ağır şekilde hastalanmasına neden olan İbrahim Özlem geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Tutuklama kararında kamuoyundan yükselen tepkilerin ve STK’lerin ısrarlı adalet arayışının etkili olduğunu düşünüyorum.

Karar içimizi bir nebze olsun rahatlattı ama işin bir de şu yönü var; tutuklama için illa ki onlarca canın zarar görmesi mi gerekiyor? İlla ki Türkiye’nin ayağa kalkması mı gerekiyor?

4Kose

*

Şimdi önümüzde peş peşe iki dava var. 

İstanbul Başakşehir’de Eros adlı kediyi 6 dakika boyunca tekmeleyerek öldüren İbrahim Keloğlan 13 Mart’ta yeniden hakim karşısına çıkacak. 

İzmir Seferihisar'da Şila adlı köpeği kulübesinde yakarak öldüren Ömer Faruk Baki’nin duruşması ise 14 Mart saat 11.00'de yapılacak.

Bu iki davanın ortak yanı; her iki sanık için de ilk önce “iyi hal” indirimi uygulanmasıydı. Ancak gerek kamuoyundan yükselen tepkiler gerekse STK avukatlarının ve baroların ısrarlı mücadelesi sayesinde iki dava da yeniden değerlendiriliyor.

Yakından izleyip, nasıl bir sonuç çıkacağını hep birlikte göreceğiz.

*

Şu da var ki; adaletin sağlanabilmesinin tek yolu ceza alt sınırının yeniden düzenlenmesidir.

Bildiğiniz gibi, 2021 Temmuz’unda Hayvan Hakları Yasası’nda değişiklik yapıldı. Öncesinde kabahat kapsamında görülen ve idari para cezası verilen hayvana şiddet eylemleri ceza kanunu kapsamına alındı. Bu tabii ki değerli ve önemli bir kazanımdı. Ancak cezaların alt sınırı işleri biraz karıştırdı.

Yasada hayvan katilleri için öngörülen ceza alt sınırı 6 aydan başlıyor. 2 yıla kadar verilen hapis cezaları ise suçluların serbest kalmasıyla sonuçlanıyor. 

Ceza alt sınırı 3 yıla çıkarılmadığı takdirde suçlular, beş yıl denetim altına alınıp serbest bırakılmaya devam edilecek. 

Suça eğilimli, masum bir canlıyı öldürmekte sakınca görmeyen kişiler için caydırıcı olabilecek tek ceza, indirimsiz afsız hapis cezasıdır. Bunun dışındaki cezalar o kişilere ödül gibi gelir. Parasını verir, yeniden bir hayvanın canını alır. 

Sistem “aman cezaevleri dolmasın” mantığı ile bu kişileri caydırıcı cezalarla durdurmadıkça, yarın canı yanan insan da olabilir!

K U T Ukose

Hayvanseverlerden seçmene: Yaşamdan yana oy kullanın

 

31 Mart’taki yerel seçimler öncesinde hayvan hakları konusuna dikkat çekmek isteyen Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi, bir süredir İstanbul’un farklı ilçelerinde eylemler düzenliyor. Platform son olarak Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda toplandı. Tüm canlılar için daha kapsayıcı, eşitlikçi hak ve adalet politikalarının geliştirilmesi gerektiğine dikkat çeken hayvan hakları savunucuları seçmenleri oylarını yaşamdan yana kullanmaya çağırdı. Basın açıklamasını okuyan Binnaz Pike, sokak köpeklerinin toplatılmasının gündemde olduğunu da hatırlatarak, “Ülkede başka hiçbir sorun yokmuşçasına hayvanlar hedef tahtası oldu” diye konuştu.

Pike, inisiyatif olarak hayvan haklarının anayasal güvence altına alınmasını ve yasaya aykırı eylemlerin son bulmasını talep ettiklerini belirterek şunları söyledi: “Artık yeter! Dostlarımızı düşmanlaştırarak birlikte yaşama kültürünü baltalayan, onları ‘doğal yaşam alanı’ adı altında ölüm kamplarına tıkma vaadiyle seçim malzemesi haline getiren siyasilere oy vermeyeceğiz.”

 Dunyadanbihaber

DÜNYADAN BİHABER

Dijitalleşme yaban hayatı için ne anlama geliyor?

 

Birleşmiş Milletler Dünya Yaban Hayatı Günü, 3 Mart Pazar günü kutlandı. Dünyadaki yabani hayvan ve bitki türlerinin önemi ile ilgili farkındalık yaratılan Dünya Yaban Hayatı Günü’nün bu yılki teması “İnsanları ve Gezegeni Birbirine Bağlamak: Yaban Hayatı Korumada Dijital Yeniliği Keşfetmek” oldu. Tema kapsamında dijitalleşen dünyanın şimdi ve gelecek nesiller için yaban hayatını koruma, sürdürülebilir hale getirme ve insan-yaban hayatı birlikteliğini sağlama noktasındaki etkisi gündeme getirildi. BM tarafından paylaşılan bazı bilgiler şöyle:

“Herkes için eşit fırsatlar sunan küresel bir dijital devrimin ortasındayız. Dijital uçurum yavaş yavaş daralıyor ve internet erişimi küresel nüfusun yüzde 66'sına ulaşıyor. Ancak yaklaşık 2,7 milyar insan hâlâ çevrimiçi değil. Teknolojik yenilik; araştırmayı, iletişimi, izlemeyi, DNA analizini ve yaban hayatının korunmasına ilişkin diğer birçok hususu daha kolay, daha verimli ve doğru hale getirdi. Ancak bu yeni araçlara eşit olmayan erişim, çevre kirliliği ve belirli teknolojilerin sürdürülemez uygulamaları kritik sorunlar olmaya devam ediyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek, 2030 yılına kadar evrensel dijital katılım hedefinin gerçekleştirilmesi ve teknolojik gelişmelerin koruma çabalarına olumlu katkıda bulunmasının sağlanması açısından hayati önem taşıyor.”

Bizimgezegen1

BİZİM GEZEGEN

UNAE-6: Tek Dünyamız var, onu birlikte koruyalım

 

Altıncı Birleşmiş Milletler Çevre Asamblesi (UNAE-6) geçtiğimiz Cuma günü Kenya'nın Nairobi kentinde, üye devletlerin iklim değişikliğini yavaşlatma, biyolojik çeşitliliği koruma ve çevre kirliliğini durdurma konusundaki kararlılığını onaylayan Bakanlar Bildirgesi'nin kabul edilmesiyle sona erdi.

190 ülkeden 5600'ün üzerinde delegenin katıldığı toplantıda ayrıca kimyasallar, atıklar, metaller ve mineraller ile çatışmalar sırasında ve sonrasında çevrenin korunması gibi bir dizi konuyu kapsayan 15 karar da kabul edildi.

UNEA-6 kapsamında, en acil çevre konularını ele alan uluslararası anlaşmalara adanan ilk Çok Taraflı Çevre Anlaşmaları (MEA) Günü de düzenlendi. UNEA-6, gençleri, nesiller arası eşitliğin artırılması çağrısında bulunan kendi çevre zirvesine ev sahipliği yapmaya davet etti.

UNEP’in üçlü gezegen krizi karşısında eyleme geçmesinin yanı sıra alınan yeni kararlarla sorumluluklarını ileriye taşıyacağı bildirildi. İklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik gibi devasa çevresel zorluklarla yüzleşme noktasında ileriye dönük tek yolun “Ekip çalışması” olduğu da kaydedilerek “Tek bir dünyayı paylaşıyoruz, aynı güneşin altında güneşleniyoruz, bizi bekleyen başka bir gezegenimiz yok, hiçbir yedek planın olmadığını kabul etmeliyiz” denildi.

Kulagimizakupe

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

“İnsan iyi şeyler üzerine düşündükçe hem kendi dünyası, hem de tüm dünya daha iyi bir hale gelir.”

-       Seneca (M.Ö. 4 – M.S. 65)