“Hindi nasıl ‘turkey’ oldu?” ve “Turkey sözcüğü ‘Türkiye’ olarak değiştirilebilir mi?” sorularına yanıt arayıp, diğer alternatifleri de değerlendirelim.

Hindiye ‘turkey’ denmesinin temelinde hindiye oldukça benzeyen, Afrika kökenli bir kümes hayvanı yatıyor. Türkiye’de Beç (Osmanlı döneminde Viyana’nın adı) veya İran tavuğu olarak adlandırılan bu türü, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde bol bol fotoğraflamıştım. Başındaki miğfere benzer ibik nedeniyle ‘helmeted Guineafowl-miğferli Gine tavuğu’ olarak adlandırılan Beç tavuğunun Latince adı (Numida meleagris) da hindi (Meleagris gallopavo) ile benzerlik gösteriyor.

Gerek Beç tavuğuna gerekse hindiye farklı ülkelerde verilen adlar, kafaları karıştırabilir ama olay çok basit: Bu türler nereden köken almışlarsa veya hangi ülke yoluyla gelmişlerse, oranın adı ile anılmışlar. Viyana ve İran üzerinden Osmanlı’ya giren Afrika kökenli Beç tavuğu, buradan Avrupa’ya yayılarak, ‘Turkey fowl (Türk tavuğu)’ veya ‘Turkey cock (Türk horozu)’ adını almış, zamanla ‘turkey’ olarak kısaltılmış.

Hindi ise anavatanı Amerika kıtasından dünyaya farklı yollardan ulaşmış; bu nedenle Hindistan’da ‘peru’, Yunanistan’da ‘Fransız tavuğu’, Malezya’da ‘Hollanda (Dutch) tavuğu’ olarak adlandırılmış. Arapça’daki ‘Rum tavuğu’ ifadesi ‘Yunan (Grek) tavuğu’ olarak algılansa da bu doğru değil. 13’üncü yüzyılda ‘Rum’ sözcüğü Doğu Roma ve daha çok Anadolu için kullanılmaktaydı; Rum (Anadolu) Selçukluları, Mevlana Celaleddin Rumi, Bacıyan-ı Rum (Ahilerin kadın kolu, dünyadaki ilk kadın örgütlenmesi, Anadolu bacıları) gibi.

***

Anadolu’ya Hindistan’dan değil, anavatanı Kuzey Amerika’dan ve muhtemelen Avrupa yoluyla geldiğine göre, Türkçede ‘Hindi (Hint’e ait)’ denmesinin nedeni, büyük olasılıkla Kuzey Amerika’ya gelen Avrupalıların burayı Hindistan sanıp, ‘India’ olarak adlandırmaları… Kuzey Amerika yerlilerine (Kızılderili) halen ‘Indian (Hintli)’ denmesi; Fransızların, Polonyalıların ve Rusların da hindiyi bize benzer biçimde adlandırmaları, bu hipotezi destekler.

Bugüne geldiğimizde, dünyada en geçerli dil olan İngilizcede ‘Türkiye’ ve ‘hindi’ sözcüklerinin karşılıklarının aynı (Turkey) olması ve özellikle Şükran Günü’nde aptalca esprilere yol açması rahatsızlık verici. Ancak bu sözcüğü ‘Türkiye’ olarak değiştirmeye çalışmak, ne bilimsel ne de mantıklı; sonuç alınması ise bence olanaksız. 2004-2005 yıllarında da ‘Turkey’ yerine Türkiye’nin kullanılmasını öneren benzer bir kampanya, başarısız olmuştu. 2006’da Milliyet’te yazdığım yazıda, bu başarısızlığın nedenlerinin başında, klavyelerinde ‘ü’ harfi bulunmayan ülkelerde yaşayanların ‘Türkiye’ yazabilmelerinin güçlüğünü belirtmiştim. Büyük harfle yazıldığında, büyük ‘İ’ harfi de bulunmadığından ‘TURKIYE’ olarak yazılması, yani 7 harfin 2’sinin yanlış olması kaçınılmaz. Diğer önemli bir sorun, ‘Türkiye’ sözcüğünün nasıl telaffuz edileceği… İngilizce gibi birçok dilde sözcükler, Türkçede olduğu şekilde, yani yazıldığı gibi okunmuyor. Atatürk’ün dehasını bir kez daha saygıyla analım.

16 yıl önce yaptığım alternatif önerileri değerlendirdiğimde, öne çıkan ilk seçenek yine ‘Turkish Republic’. Öncelikle, ‘Turkish Republic of Northern Cypres (Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti)’ olarak zaten kullanılıyor ve baş harfleri, Türkiye’nin uluslararası ülke kodu olan ‘TR’yi oluşturuyor. İkinci alternatif ‘Turkland’ olabilir; England, Finland, Greenland, Ireland, Poland, Scotland örneklerinde olduğu gibi. Bu öneri BAL’dan sınıf arkadaşım sevgili Güzin’in rahmetli eşi Doç. Dr. Yalçın İzbul’a ait idi. Son alternatif ‘Turkay’ (okunuşu Törkey) olabilir; Almanca'daki ‘Türkei’, Fransızca'daki ‘La Turquie’ sözcüklerine benziyor.

‘Türkiye Cumhuriyeti’ son yıllarda çok yıprandı; ‘TC’ kısaltmaları bile milliyetçi geçinenler tarafından neredeyse her yerden kaldırıldı. 100’üncü yılda ‘reset’ düğmesine basıp, Türkiye Cumhuriyeti’ni fabrika ayarlarına döndürürken, İngilizcesini de ‘Turkish Republic’ olarak değiştirmek, iyi fikir olabilir.