İzmir depreminin üzerinden iki yıl geçti, ama sorun sarmalı bir türlü geçmedi. Her gün yeni bir tuhaflık, yeni bir çorbaya çevirme durumu...

Bizim Gökçe Adar'ın haberinden anlıyoruz ki; bu kez “ben hakkımı yedirmem” diyen bir depremzede var.

Olay şu...

Avukat Banu Dalgıç bir depremzede... Depremden önce bir konutu ve bir dükkanı varmış. Ne yazık ki deprem ikisini de alıp götürmüş.

Sonrasını biliyorsunuz. Büyük vaatlerle depremzedelerin yaralarının sarılacağı iddia edilmişti. Biz de mutlu olmuştuk. Sürecin öyle işlemediği her geçen gün daha iyi anlaşıldı.

TOKİ hak sahiplerine konutlarını teslim etmek için kura yöntemine başvurdu. Demek ki iki yıl geçmesine karşın hala ihtiyaç sahiplerine yetecek kadar konut üretilemedi. Yoksa deprem öncesinde herkesin yeri yurdu belliydi. Üçüncü katta oturan üçüncü katta, dördüncü katta oturan dördüncü katta oturur ve herkes eski düzenine dönerdi. Bunu beceremediler...

Depremzedelerin büyük bölümü çaresiz durumda. Devletin kendilerine uzatacağı ele güvenmişler. Kuraya bile razı olmuşlar...

Ama...

Hak sahibi olduğu halde kuraya alınmayanlar da var.

İşte Avukat Banu Dalgıç... İki kuraya da alınmamış.

İddiası daha da vahim...

Dalgıç, TOKİ ile yapılan toplantıda bir depremzede olarak sorular sorduğunu ve bu soruların TOKİ yetkilisini rahatsız ettiğini ve salondan çıkartılmak istendiğini ileri sürüyor...

Kura çekimini hukuka aykırı bulan Avukat Banu Dalgıç, toplantıda yaşadıklarını şöye anlatıyor: “Haziran ayında depremzedelerle bir toplantı yapılmıştı, ben de gittim. Toplantı son derece verimsiz geçiyordu. TOKİ görevlisi Mehmet Bedestenci beyefendiye, sorular sormaya başladım. Sorularımdan sonra beni toplantıdan çıkartmak istedi. Toplantıdan çıktım. Zaten ne olduysa ondan sonra oldu.”

Şimdi olay yargıya taşınmış durumda.

Yürütmenin durdurulması için dava açan Dalgıç, 25 yıllık emeğinin sonucu olarak edindiği malvarlığının iki kızının hakkı olduğunu ve kızları için mücadelesine devam edeceğini açıklamış...

Bence de bu işin peşini bırakmamalı.

Bir yandan da düşünüyorum.

Bu depremzede, avukat olduğu için hakkını arayabiliyor.

Ya diğerleri?