Kadın depremzedeye mikrofon uzatılıyor. Günlerdir can pazarından kurtulma şansını elde etmiş nadir yurttaşlarımızdan. 

Büyükbaş hayvan besliyor ama ahır yıkılmış ilk günler yem bulma şanı olmamış. Sonra bir şekilde bölgeye yardımlar gelmeye başlamış ama kapalı alan sorunu nedeniyle hayvanını satma kararı almış: Ağlayarak şunları söylüyor:

“Diyarbakır’dan geldiler. 30 milyarlık ( 30 bin TL’lik) hayvanımızı  12 milyar liraya (Yani 12 Bin TL’ye) verdik. Çaresiz kaldık, mecbur kaldık.”

Türkiye yaşadığı büyük yıkımın altından çıkarabildiği kadar yurttaşımızı kurtardı. Deprem o kadar büyük ki, Türkiye’nin topyekün organizasyonu ile ilgili tartışmalar büyük. Özellikle ilk günlerdeki müdahalenin yetersizlikleri liste başı.

İnsan hayatına odaklandığımız için hayvanlarımızın deremden ne kadar etkilendiği hiç aklımıza gelmedi tabi. Ama ilk günlerin ardından sektör temsilcileri Türkiye için bölgedeki hayvancılığın önemine dikkat çekiyor.

Bu alana dadanan hırsızlar ise depremzedelerden çalacakları paraların peşinden. Türkiye irili ufaklı dolandırıcılığın, hırsızlığın elinde oyuncak oldu adeta.

İlk fırçamızı yedik

Benim de şimdi yönetim sürecini paylaştığım İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin eski başkanlarından  Güngör Mengi’nin cenaze töreninden çıkarken İYİ Parti İl Başkanı Sinan Bezircilioğlu ile karşılaştık. Yanında meslek büyüğüm Durmuş Odabaşı vardı. 

Burada Bezircilioğlu bana sitem mi etti gazetecilik dersi mi verdi anlayamadım.

Ardı ardına yazdığım İyi Parti kongresine ilişkin yazılarımdan bir tek Altınordu Spor Kulübü yöneticiliği meselesine takılmış. Partililerin Sinan Bezircilioğlu’nun Altınordu Spor Kulübü Başkanı olduğu beyan ettiğini oysa ki kendisinin Altınordu Spor Kulübü Derneği Başkanı olduğu iddialarını yazmıştım.  Ve derneğin küçük bir üye grubundan ibaret olduğunu.

Beni bir miktar bilgisizlik (cahillikle) itham etti. Bezircilioğlu, gazetecilerle polemiğe girmemesi konusunu zamanla anlayacak. Benim yazdığımda yanlışlık varsa gazetelerde kim olduğuna ilişkin (Özgeçmişi) şöyle yayınlandı:

 

“2001 yılından beri iş hayatında serbest çalışmaktadır ve inşaat, eğitim ve otomotiv sektörlerinde faaliyet göstermektedir. Ayrıca sosyal hayatta Altınordu Spor Kulübü, İzmir Kayserililer Derneği, Tosyöv İzmir Destekleme Derneği ve İzmir Konak Müteahhit ve İşadamları Derneği başkanlığını yapmaktadır. Sinan Bezircioğlu evli ve 12 yaşında bir erkek çocuk babası”

Ve başka bir haber de gazetelerde şöyle yayınlanmış:

Altınordu Spor Kulübü Derneği’nin seçimli genel kurulu Tarihi Havagazı Fabrikası’nda yapıldı ve Sinan Bezircilioğlu başkanlık bayrağını camianın sembol ismi Samim Süloş’tan devraldı. 107 üyenin oy kullandığı kongrenin divan başkanlığını Kenan Akseki yaptı. İki listeli genel kurulda İlyas Gönen, oylamadan hemen önce “Kazanan Altınordu’’ olsun diyerek listesini geri çekti, Süloş, Gönen ve Bezircilioğlu bunun üzerine kürsüde birbirlerine sarılarak günün en güzel fotoğrafını verdi.

Bu  habere baktığınız da da dernekte oy kullananların 107 üye olduğunu görürsünüz ve benim yazımda bu eleştiriyi yapanların çok haksız olmadıklarını. Ben Altınordu taraftarlarının ne denli önemli ve büyük olduklarını çok iyi biliyorum. Çocukluğumda Alsancak stadında ağabeylerimin beni götürdüğü ilk Maç Altınordu Beşiktaş maçıydı ve bunu unutmam mümkün değil. Ama ben derneğin adını vermeden başkan diye özgeçmiş yazılmasını doğru bulmam.

Oysa Bezircilioğlu “Altınordu Spor Kulübü” ifadesini bulanarak başkan olduğunu tanımlıyor.

Ben mi yanlışım yoksa kendisini ifade ederken Seyit Mehmet Özkan yerine mi koyuyor. Karar sizin. Çünkü Altınordu Web Sitesi’nde Başkan denilince M. Seyit Özkan görülüyor, Sinan bey değil…