Geçtiğimiz yıldan bugüne tüm dünyada artan enerji maliyetlerini konuşuyoruz. Ülkemizdeki enerji maliyetlerindeki artışı Avrupa ülkeleriyle kıyaslarsak da bu konuda kur farkıyla oldukça da önden gidiyoruz. 2022 yılında Rusya-Ukrayna savaşının patlak vermesi ise akaryakıt ve doğalgaz fiyatlarının artmasına ve büyük bir endişeye neden oldu. Bu noktada bazı Avrupa ülkeleri çeşitli önlemler aldı. Bu önlemler arasında en çok dikkatimi çeken Almanya’nın toplu ulaşım desteği oldu. Almanya, Rus petrolüne olan bağımlılığı azaltmak ve vatandaşlarına destek olmak amacıyla otobüs, tramvay ve tren ulaşımını kapsayan aylık sadece 9 Euro uygulamasını devreye aldı. Bu uygulama şimdilik 3 ay süresince geçerliliğini koruyacak.

Ülkedeki akaryakıt tüketimine olan ihtiyacı bir nebze olsun azaltacak bu uygulamayla Almanya, Türkiye’de ara ara konuşulan bir konuyu hayata geçirdi. Peki bu konu bizim ülkemizde neden konuşuluyordu? Bir nedeni toplu ulaşıma insanları teşvik etmek ve böylece akaryakıta olan talebi düşürerek, daha önemli alanların uygun fiyata akaryakıta ulaşmasını sağlayabilmekti. Bu alanlardan biri ve bence bu dönemde en önemlisi tarım… Son yıllarda özellikle mazot fiyatlarındaki artış çiftçinin belini bükmeyi bırakın, çiftçi artık traktörün deposunda kalan son mazotla, tarlasını terk edip evine dönmeye başladı. Akaryakıt fiyatlarının ortalama 30 liraları gördüğü bu dönemde devletin çiftçiye verdiği mazot ve gübre desteği ise şu şekilde:

Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) dahil çiftçilere, Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli kapsamında, dekar başına buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için 22 lirası mazot ve 20 lirası gübre olmak üzere toplam 42 lira; çeltik, kütlü pamuk için 68 lirası mazot ve 8 lirası gübre olmak üzere 76 lira; nohut, kuru fasulye, mercimek için 24 lirası mazot ve 8 lirası gübre olmak üzere toplam 32 lira; kanola, aspir için 20 lirası mazot ve 8 lirası gübre olmak üzere 28 lira; patates, soya için 30 lirası mazot ve 8 lirası gübre olmak üzere 38 lira; yağlık ayçiçeği için 29 lirası mazot ve 8 lirası gübre olmak üzere 37 lira; dane mısır için 27 lirası mazot ve 8 lirası gübre olmak üzere 35 lira; kuru soğan, yem bitkileri için 19 lirası mazot ve 8 lirası gübre olmak üzere 27 lira; yaş çay, fındık için 18 lirası mazot ve 8 lirası gübre olmak üzere 26 lira; zeytin ve diğer ürünler için 17 lirası mazot ve 8 lirası gübre olmak üzere 25 lira destek veriliyor. Ayrıca, nadas için de dekar başına 8 liralık mazot desteği sağlanıyor.

Tabi unutmadan belirtmek isterim, enerji fiyatları artışından doğalgazın da nasibini aldığı bu dönemde, gübre fiyatları zaten uçtu gitti… Gübre fiyatlarındaki artış, bizim gibi ithalat oranı yüksek hatta ithalata bağımlı bir ülkede elbette ki olumsuz yönde bir tabloyu önümüze koyuyor. Konuyu dağıtmadan yine akaryakıt fiyatlarına ve Almanya örneğine gelecek olursak… Almanya’nın şimdilik 3 aylık bir süre için devreye koyduğu aylık 9 Euro toplu ulaşım desteğinin bir benzerini ülkemizde uygulayarak, acaba akaryakıt fiyatlarında bir düşüş görebilir miyiz? Edemezsek bile, ülkemizin toplam akaryakıt ihtiyacını düşürerek, ülkenin cari açığına ve döviz açlığına küçük bir katkı yapabilir miyiz?

En azından kurların bu kadar yüksek olduğu, akaryakıt fiyatlarının bu denli katlandığı bir dönemde ithal ettiğimiz akaryakıtı tarım gibi katma değer sağlayacak alanlara daha fazla aktarabilir miyiz? Her şeyin bu kadar kaos içinde yürüdüğü bugünlerde; toplu ulaşımı özellikle büyükşehirlerin tercih edilen ulaşımı haline getirmek, büyükşehirlerin trafiğini rahatlatmak, egzoz gazlarından kaynaklı çevre kirliliğini bir nebze azaltmak, kentlerimize nefes aldırmak, tam da ihtiyaç duyduğumuz şeyler değil mi? Almanya benzeri bir toplu ulaşım desteği ile enflasyona karşı ayakta kalma direncini kaybeden dar gelirlinin ayağa kalkmasına da el uzatmak, ulaşım için harcanan parayı, mutfak harcamalarına yöneltmek sizin de kulağınıza hoş gelmiyor mu?

Bu bir fikir… Denemeden ya da enine boyuna iyice araştırmadan, yeterli tespitleri yapmadan bilemeyiz. Bunun için önce harekete geçmek ve bir çözüm bulmak için kolları sıvamak gerekiyor. Yoksa ağlayarak, sızlayarak, yıllardır aynı nakaratları tekrarlayarak bir yere varamayız.