Sayın Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi, geçtiğimiz günlerde dikkatleri üzerine çeken bir açıklamaya imza attı. Dedi ki, “Şimdi bir şeyi düzeltelim. Şu anda çiftçilerimiz gayet güzel para kazanıyorlar. Ekonomik olarak gayet iyi durumdalar. Ben göreve geldiğimden bu güne 13 ay geçti. 37 ilde sektör paydaşlarıyla toplantı yaptım. Bir tane sizin ekranlarınızda konu edebileceğiniz bir çiftçinin tepkisini yansıtan bir olay yaşamadım. Bunu dürüstçe söylüyorum.”

Yahu bu çiftçiler yalan mı söylüyor?

Açıkçası; basında tarımdaki sorunlara ilişkin, çiftçilerin toprağını terk etmesine ilişkin haberler klişe hale gelirken Bakanın böylesi bir açıklama yapması bana bunu düşündürttü.

***

Belki de sayın bakanın ziyaret ettiği o 37 ilin içinde İzmir yoktu. Çünkü gazetemizin ekonomi muhabiri Murat Ervin’in haberinde İzmir’deki sektör paydaşlarının bakanın açıklamalarının aksini iddia ettiğini görüyoruz. Tek tek sormuş, kooperatifinden sendikasına kadar bakanın “dürüstçe söylüyorum” ifadesini. Yani sayın bakanın dürüstlüğünden şüphemiz yok tabi ama durumu bir teyit etmekte fayda var. Yoksa çiftçi basına ağlıyor, bakana mı gülüyor? Karışık bir durum… Zaten gazeteci Murat Ervin’e konuşan sektör temsilcilerinden Köykoop Başkanı Neptün Soyer de açıkça söylemiş; “Bakan hangi illere gitti? Onları açıklasın. Hatta mutlu olan çiftçileri de açıklasın ki biz de onlar gibi mutlu olabilelim, onlar gibi kazanabilelim” demiş.

***

Çiftçiler nasıl mutlu ben de anlamış değilim… “Gayet güzel para kazanan” çiftçilerimizin nasıl oluyor da Tarım Kredi Kooperatifi tarafından traktörü haczedilebiliyor? Ya da gayet güzel para kazanan çiftçimiz nasıl oluyor da yem maliyetlerinden, mazot parasından yakınabiliyor? Nasıl oluyor da gayet güzel kazanan çiftçimiz süt hayvanını kesime gönderebiliyor? Nasıl oluyor da gayet güzel kazanan çiftçimiz doğup büyüdüğü, atasından dedesinden kalan toprakları, köyünü terk edip kentte işçi olmaya gidiyor? Nasıl oluyor? Nasıl oluyor da çiftçinin bankalara olan borcu 250 milyar TL’ye yaklaşıyor? Nasıl oluyor gerçekten…

***

Herhalde seçim kapıda, ondan oluyor. Ki madem öyle geçtiğimiz gün denk geldiğim bir fıkrayı buraya bırakayım. Daha fazla da konuşmama gerek kalmayacak sanırım…

Tarımdan Haber internet sitesinin “Tarımcı” adlı yazarından alıntılıyorum. Okuyunca baya gülmüştüm…

“Soru: 11 koyundan 1 tanesi çitten atlarsa geriye kaç koyun kalır?

İşte cevabı: Seçim yaklaşıyormuş. Bakan seçim gezilerine başlamış. Bunu kimseye belli etmemeye çalışıyor ama çiftçiler bunu her seçimde yaşadıkları için durumu biliyorlarmış.

Bakan havaalanından sektör toplantısına giderken yolda koyunlarını otlatan bir çocuğu görmüş.

Arabasını durdurmuş. Çocuğa adını sormuş.

İlkokul öğrencisi olduğunu öğrenince bir soru sorayım demiş: 'Kaç koyunun var?'

Çocuk '11' demiş.

'Peki' demiş '11 koyundan biri çitten atlarsa geriye kaç koyun kalır?'

Çocuk, 'Hiç koyun kalmaz' demiş.

Bakan çocuğa, 'Sen aritmetik bilmiyorsun' diye çıkışınca, çocuk da 'Sen de koyunları bilmiyorsun' demiş…”