Mustafa Kemal Çankaya Köşkünde bir avuç milletvekiline; ''Karar günü geldi arkadaşlar! Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz'' dediğinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki milletvekillerinin çoğu gelişmelerden habersizdi.
Ertesi gün 29 Ekim'de öğleden sonra toplanan Cumhuriyet Fırkası Grubu Bakanlar Kurulu aday listesini Genel Kurul'a sunduğuna ise saatler 18.30' du.
İşte ne olduysa ondan sonraki iki saat içinde oluyordu.

Mustafa Kemal'in muhteşem siyasi dehasıyla ''Cumhuriyet'' Meclis gündemine geliyor.

Genel Kurul salonu, koridorlar ''Yaşasın Cumhuriyet '' haykırışlarıyla çınlarken saatler 20.30'u gösteriyordu.
Tarihi oylamadan önce bir konuşma yapan Saruhan Milletvekili Vasıf Çınar'ın sözleri şöyleydi: ''Düşmanı denize döken ulusumun ,bundan sonra bir tacın ve bir sultanın isteklerine tutsak olmayacağını bildirmesi zamanı gelmiştir.

Var olan biçim Cumhuriyet'tir.

Bunu açıklamaktan çekinmek bir güçsüzlüğü gösterir.

Bu ise çıkar ve hırs düşkünlerine fırsat verir.

Anlatmak gerekir ki artık Türk Ulusu taç benimsemez.''
Milli Mücadele kahramanı Vasıf Çınar'ın kürsüden daha sonra söyledikleri ise o günden günümüze bir mesaj niteliğindedir;
''Arkadaşlar! Haykırıyor ve bütün cihana ilan ediyorum ki, bundan sonra bu devletin şekli doğrudan doğruya cumhuriyettir.

Millet, geleceğine doğrudan doğruya hakim olarak el koymuştur.

Bunun karşısında sefil ve fena emeller besleyen şahıslar ve taç sahipleri inansınlar ki milletin bu ebedi azmi karşısında daima ölmeye,daima gebermeye mahkumdurlar.''
İşte bu kadar.

Hey gidi Koca Vasıf!

Fiziken değilse bile hırslarından, hasetlerinden ölüp, geberdiklerini çok iyi görüyoruz.
Ulu Önder Atatürk'e ve O'nun kurduğu Cumhuriyet'e düşman olanlar bu topraklarda hiç bitmedi.Gün geçmiyor ki birtakım paçavralardan, satılmış televizyon ekranlarından Cumhuriyet'e ve onun değerlerine salyalarını akıtmasınlar.
Sarıklı yobazlar, takkeli liboşlar, kripto fetöcüler, bademler, meczuplar, yalakalar el-ele, kol-kola cumhuriyete saldırıyorlar.
Atatürk'ün adını, resimlerini tarih kitaplarından, künyelerinden, stadyumlardan silerek, Diyanet hutbelerinde anmayarak unutturacaklarını sanıyorlar.
Nasıl da aldanıyorlar...
Anıtkabir'e her yıl artan milyonların akınını görüyor musunuz?
Cumhuriyet Bayramı,19 Mayıs,23 Nisan, 30 Ağustos törenlerinin yıldan yıla daha da artan bir coşkuyla kutlandığının farkında mısınız?
Dün İzmir, İstanbul Ankara'daki Cumhuriyet törenlerini izlediniz mi?

Giderek artan heyecanı sizler de gözlemlediniz mi?
Bir şehrin valisi çıkmış, vatandaşların Cumhuriyeti coşkuyla kutlamasının kamu düzenini bozacağını iddia ediyor.
Nasıl bir kamu düzenidir bu?
Caddeyi bir boydan bir boya bayraklarla katetmek, marşlar söylemek, 'Yaşasın Cumhuriyet' diye haykırmak kamu düzenini nasıl bozar?
Tabii bu kamu düzeninden ne anladığınıza bağlı.
Eğer Atatürk ilke ve devrimlerine, Cumhuriyet'e karşıysanız,
Şeyhlerin, şıhların söz sahibi olduğu bir düzenden yanaysanız,
Laikliğin düşmanıysanız,
Eğitimin mollalara teslim edilmesinden, tarikatların yaşamın her alanında karşınıza çıkmasından yanaysanız, haklısınız...
Caddelerinizde hançerelerini yırtarak,

''Yaşasın Cumhuriyet'' diye bağıran halk,
Kamu düzeninizi bozacaktır.
En büyük bayramımız kutlu olsun.

Cumhuriyet'le birlikte aydınlık yarınlara!..