‘Asrın felaketi mi, yoksa asrın cinayeti mi?’ desem bilemiyorum!

Anlaşılan o ki, bu kararsızlığı gidermek için yaşadığımız depremlerden kalıcı “eğitim ve dersler” alırız…

Evet, 6 Şubat saat 04.17’ den şu dakikaya kadar hepimizin gözü televizyon ekranlarında, kalbi ise 10 ilimizdeki enkaz altında kalanlar için attı…

Yatıyor, kalkıyoruz memleket saat ayarı ile ekranların başına koşup “bir can, bir insan kurtarıldı mı” diye bakıyoruz…

Bugün 17 Şubat Cuma…

Asrın felaketi, pardon asrın cinayetinin (!) 12. günü…

Hala “sesimizi duyan var mı?” diye ekranlardan da sesler yükseliyor!

Bu nesil, yaşadığı sürece her gonk vuruşunda ülkemizde yapılan beton tuzaklarını kuran (!) hain müteahhitleri unutur mu? Asla! Hepimiz asrın cinayetinin tanıkları olarak bu cinayeti, unutmayacağız, unutturmayacağız…

***

Kör vicdanlara karşı cehalete savaş açan eğitim yuvalarımız da kapalı. İlk, orta, liseler hafta başı açılacak…

Emir tek makamdan geldi: Üniversiteler kapalı… Geleceğin öğretmenleri, hukukçuları, bilim adamları, doktorları, mühendisleri niye “Harç bitti, yapı paydos!” diye, kaldıkları yurt binalarından kapı dışarı çıkarıldılar?

Online dersler başlayacakmış! Asker celpleri ertelendi…  Kısacası; ülkede OHAL ilan edildi…

Hani iktidar, muhalefetle yalan ve küfürlü söylemlerle cebelleşebilmek için midir, nedir bilinmez; yapılacak seçim komploları ile meşgul mü dersiniz!

Değerli okurlarım, bildiğiniz gibi Türkiye’ de hayat durdu… Ama siyasi nutuklar hala durmadı!

Çöken yapıları, biz tel üstündeki “cambaza bakar” gibi seyrederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eteğine yapışan bazıları  çöken binalara  yerlere değil, Erdoğan a bir santim daha yaklaşmak için birbirlerini adeta 7.7 şiddetinde (!) itip, kakalıyor!

Dünyanın dört bir yanından gelen ekipler, bizim görevlilerimizle birlikte 7’den 70’e “Bir can, bir insan” diye kurtarma yarışında iken bazıları şekil A’da (!) görüldüğü gibi, maalesef,  siyasi rant için “yer kapma” yarışında idi…

Siyasileri inşaatçılar inşa ettikçe (!) bu böyle devam edecek gibi! Türkiye kuzeyden güneye, batıdan doğuya yok olan bölgeye koşarken, müteahhitler yurtdışına kaçma telaşında idi! Şimdi bunlar kader mi?

***

Yıkımlar neden bu kadar büyük oldu? Devamlı bunu soranlar var!

Peki neden? Nedeni belli değil mi? Kaçak yapılar, ruhsatsız yapılar, imar barışları, imar afları…

Sonuç: Erzin’i avukat olan Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu can kayıplarından kurtarmış…

Ve şimdi Jeologların, yer bilimcilerin, Marmara, Ege depremlerine dikkat çekip, bizi uyarmaları ne anlama geliyor?

Maalesef  “Seçim olacak” diye “İmar affı çıktı, çıkacak” diye hala hayal kuranlar var!

Demek ki, “deprem değil, kaçak binalar öldürürmüş” İmar affını bekleyenler siyasilerin peşine düşüp, bu manzaraları gördükten sonra da acaba yine Belediye binalarının önünde bekleşiyor mudur?

İddia o ki, siyasetçilerin çoğu inşaatçı! Çünkü, müteahhitler, denetimi sevmezler.

Kaç imar affı çıktı? Şimdi bu saydıklarımızdan sonra bugün yaşadığımız durumlar “Kader” mi?

Biliyorum, “şimdi siyaset zamanı değil” deniliyor! Neden eleştiriyorlar?

İmar Affı… İmar Barışı…

Bilenler diyor ki; “Türkiye’nin bina envanteri yok!”

Ve işte gerçekler;  Yağma sırasında 48 kişi yakalanmış. Yine ölüm saçan binaların müteahhitleri yurtdışına firar ederken gözaltına alınmış…

Depremden çıkan çocuklardan kaçı ailelerine kavuşmuştur?

Daha önce de yaşadığımız durumlar vardı. 5-10 yıl sonra TV programlarında, örneğin Müge Anlı ve Esra Erol’un programlarına kaç çocuk çıkıp ailesini arayacak? Umuyorum, bu defa böyle vakalarla karşılaşmayız…

***

Asrın felaketinin üzerinden 12 gün geçti… Türkiye ve dünya bu felaketi konuşuyor.

Dün itibariyle can kaybımız ile yaralımızın ne kadar olduğunu gazetemizin haberlerinde gördünüz;  korkunç…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yıl içinde yıkılan binaların yerine yenilerinin yapılacağını açıkladı.

Bunlar açıklanırken enkaz altında kalanlar için “zamana inat, umudumuz sürüyor” denilerek “bir can, bir hayat” aranıyor…

Tamam da, siyaset çukurunda yine de imar affı, imar barışı hayalleri sürüyor. Öyle ya, seçim kapıda iken siyasetçi de bir oy peşinde… İşte siyasetin matematiği:  Siyaset= İnşaat sektörü…

Cennetten bir köşe reklamları ile  rezidanslara ne oldu?

Şimdi buna kader diyebilir miyiz?

Peki herkesin ağzından düşmeyen “2018’de imar affı, bir seçim öncesi çıkmamış mıydı?”

Vatandaş önümüzde Mayıs ayında bir seçim olduğunu hatırlatıp şöyle diyor: “Kader yine kapımızı çalacak!” …

Bu kader, “Ne kadersizmiş” meğer!

Belki de herkesin ağzında eski bir film adı gibi “Kadersiz kader” bunun için dolanıyordur…

Ve bugün, 10 ilimizde OHAL ilan edilmiş durumda…

Üniversitelerimiz yılsonuna kadar kapalı tutulacak ve uzaktan eğitim verilecek.

Tabii ki, KYK’ler kapatılıp öğrenciler alelacele dışarı çıkarıldı. Depremzedeler bu yurt binalarına yerleştirildi…

Kadere bakın; bir yanda depremzedeler, diğer yanda eğitimzedeler…