Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), uydulardan elde ettiği veriler doğrultusunda yaptığı çalışmada, dünya çapında deniz seviyesinin önümüzdeki 100 yılda, en az bir metre yükseleceğini ortaya koydu. NASA Yer Bilimi Departmanı Direktörü Michael Freilich'in araştırma verileri doğru çıkarsa, Tokyo ve Singapur gibi metropollerin de dahil olduğu pek çok şehir sular altında kalacak. Şu anda büyük kısmı Asya kıtasında olmak üzere 150 milyondan fazla insanın yaşadığı bölgeler, deniz seviyesinden en fazla bir metre yükseklikte bulunuyor. Nasa uydu verilerine göre okyanuslar 1992'den bu yana ortalama 7.6 santimetre yükselmiş. Hatta bazı bölgelerde bu yükselme 23 santimetreden fazla!
Araştırmalar, Antarktika’nın en büyük buzulu Pine Island’dan kopan buzulun erimesinin durdurulamadığını gösteriyor. Son 15 yıldır eriyen buzulların okyanusa taşınmakta olduğunu deklare eden uzmanlar, Pine Island’daki buzulun Antarktika Yarımadası’ndaki en büyük tehdidi oluşturduğunu vurguluyor.
Bilim insanlarının deniz seviyesindeki yükselme konusundaki ortak kanısı ise Grönland buzullarının bütünüyle erimesi halinde tüm okyanuslardaki su seviyesinin 7 metre yükseleceği hakkında. Bu seviyeyi açıklığa kavuşturmak için ise şu örnekleme yapılabilir: Grönland’dan yılda eriyen su miktarı İstanbul’un yıllık su tüketiminin 300 katı kadardır.
İklim değişikliğinde devrilme noktasına gelmemiz, tüm dünyadaki ruhani liderleri de harekete geçirdi!
Katoliklerin uyması gereken, insanlık için de genel çağrı niteliği taşıyan Papa Françis de 192 sayfalık duyurusunda; varlıklıların yoksulları istismar ettiği bozuk ekonomik sistemin, dünyayı dev bir çöplüğe çevirdiği belirtti. İnsanlığın fosil yakıtlardan ve çevreye zararı olan lükslerden uzaklaşmasını da savundu. Tanrının yarattığı dünyanın gelecek kuşaklara taşınması için inanan ve inanmayan herkesin işbirliği yapmasını istedi. Papa Françis bu çıkışla ekonomik-siyasi boyutta süren iklim değişikliği tartışmasına ilk kez din ve ahlak boyutunu da dahil etmiş oldu!
Religions for peace gibi dünyanın dört bir yanındaki dinlerden temsilcileri bulunan uluslararası organizasyonlar, iklim değişikliği konusunda harekete geçmek adına ruhani liderleri bir araya getirmek için bir çağrı metni yayımladı.
Aralarında Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez’in de bulunduğu, 22 dini lider Change.org’tan kendi ülkelerinin devlet adamlarına, Paris’te yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Taraflar konferansı (COP) öncesi “Siz liderleri, iklim değişikliğine neden olan tehditlere karşı acilen harekete geçmeye ve 2050 yılına kadar %100 yenilenebilir enerji hedefi koymaya çağırıyoruz.' Küresel sıcaklık artışını geri dönülemez nokta olan 2 derecenin altında tutabilmek, karbon salımını sıfıra indirmek, sürdürülebilir kaynaklara yatırım yaparak, gelişen ve dengeli bir dünya için bu adımı atmalıyız” diye seslendi.
Tabii doğal olarak bizim Diyanet İşleri Başkanımız da Başbakan’a ve Cumhurbaşkanı'na seslendi. Ama biz halen ülke olarak +4/5 derece sıcaklık artışı sınırlarında salınıyoruz; enerji politikamızda yenilenebilir enerji önünde inanılmaz bürokratik engeller varken ithal kömüre dayalı termik santral ve nükleer yatırımlarının önünü açıyoruz. En son iklim vergisinde bile doğalgaz ve elektriğe vergi koyarken, en büyük karbon kaynağı olan kömüre vergiden bahsetmiyoruz. Yani anlayacağınız bizim Diyanet İşleri Başkanı’nın işi zor ve ümitsiz görünüyor!