'' İsmet, biliyor musun bir rüya görmüş gibiyim.''

9 Eylül 1922... Akşam saatleri... Mustafa Kemal Paşa Belkahve'den İzmir'i izlemekte. Dürbününü indirir. Yüzüne akşam güneşinin altın ışıkları vurmaktadır. Duygularını böyle ifade eder. İsmet Paşa bir süre yanıt vermez.S onra ağır ağır konuşur;

''Haklısın. Bu kadar mucize, olağanüstülük, harikalık ancak bir rüyada yaşanabilir.''

Hava kararana kadar diğer komutanlarla birlikte Kadıfekale'den İzmir'i izlemeye devam ederler. Geceyi Nif'te (Kemalpaşa) geçirirler. Yemekte günlerin getirdiği yorgunluk vardır. Sofra sessizdir. Mustafa Kemal Paşa sessizliği bozar;

''Yahu ! Bu akşam İzmir'e girdiğimiz akşamdır. Bu ne sessizlik. Hadi şarkı söyleyelim.'' Şarkıya kendi başlar;

''Yine bir gülnihal...'' Komutanlar şarkıya keyifle katılırlar.

Ve 10 Eylül...Paşalar sabahın erken saatlerinde İzmir'dedirler. Aynı saatlerde Aya Fotini kilisesinde Metropolit Hrisostomos ayini yönetmektedir;

''Kardeşlerim, Tanrı bu dar kapıdan geçmemizi istiyor .Biz acıyla tecrübe, ateşle terbiye ediyor.''

Kilisenin dışından içeriye bir marş sızmaktadır;

‘'İzmir'in dağlarında çiçekler açar. Altın güneş orda sırmalar saçar...''

Mustafa Kemal Paşa karargahını Rıhtım'da kurar. Limandaki İngiliz donanmasının Amirali Paşa'yla görüşmek ister. Mustafa Kemal randevuyu vermez ve yüksek rütbeli hiçbir komutanın da Amiral'le görüşmemesini ister. Kurmay Yarbay Seyfettin Şem'e; ''Buna bir cevap ver, ama benim tarafımdan değil. İsmet Paşa'dan da değil. Üçüncü derece bir kumandandan. Birinci Ordu Komutamı Nurettin Paşa tarafından.''

Mustafa Kemal yazılan yazıyı inceler. Bir düzeltme ister; (Nurettin Paşa'nın amirali kabul edeceği saat) demeyin. (Filan saatten, filan saate dek kışlada bulunacağım.) diye yazın. Altını Nurettin Paşa'ya imzalatın. Biraz şövalyece olsun.''

Mustafa Kemal Paşa'nın yolu ertesi gün Hükümet Konağı'nda bu kez İngiltere Konsolosu ile kesişir. Paşa sorar;

''Vali Bey'den ne istiyorsunuz?''

''Tebaamız hakkında güvence almak istiyorum.''

''Yunanlılar buradayken daha mı güvencedeydiniz?

''Evet.''

''Öyleyse Yunanistan'a gidiniz.''

''İngiltere'ye de savaş mı ilan ediyorsunuz?''

''İngiltere ile aramızda barış yapılmış mıdır ki savaş ilan edip etmediğimizi soruyorsunuz? Hem siz böyle şeyleri konuşmaya yetkili misiniz ki bana bunu soruyorsunuz? Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi ve Türk Orduları Başkumandanıyım. Her şeyi görüşmeye yetkim var. Sizin de böyle bir yetkiniz varsa görüşebiliriz. Yoksa buyrunuz!'' Paşa kapıyı göstermektedir.

İzmir'in işgaliyle başlattığı kurtuluş mücadelesini yine İzmir'de düşmanı denize dökerek sonlandıran muzaffer orduların komutanı Mustafa Kemal, ulusun vakarını, kararlılığını yalnızca İngiliz konsolosuna değil tüm emperyalist dünyaya açıkça ilan etmekteydi.

Kurtuluşumuzun 103. yıldönümünde Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve tüm mücadele kahramanlarımızı saygı, sevgi ve minnetle anıyorum.