Bir şeye sahip olmak onu hak ettiğimiz anlamına gelmiyor.
Çok büyük bir servetin sahibi olabiliriz ama o serveti nasıl elde ettiğimiz ve onunla ne yaptığımız belirliyor zenginliği hak edip etmediğimizi. Parayı alın teriyle mi yoksa karanlık yollardan mı elde ettik. Elimizdeki paranın en azından bir bölümünü iyilik için paylaştık mı? Ülkeye, dünyaya faydası olabilecek bir farkındalığa imza attık mı? Günün sonunda sizin zenginliği hak edip etmediğinizi o belirliyor.
Okudunuz, kalıplaşmış sınavları verdiniz hakim oldunuz. Mahkemede adil karar vermedikten sonra hakim olmuşsunuz ne yazar. Olmak başka hak etmek başka...
Çocuk sahibi olmak mesela... Hafife alınacak konu değil. Sağlık sorunu olmadıktan sonra herkes çocuk sahibi olabilir ama herkes anne baba olmayı hak eder mi? Çocuğunu şiddetle, korkuyla, cezayla yetiştiren ve bu yolun doğru olduğuna inananları getirin aklınıza. Ve böyle yetişen özgüvensiz, sorunları şiddetle halledebileceğine inanan yetişkinleri düşünün. Çocuk sahibi olmakla ebeveyn olmayı hak etmek arasında dağlar kadar fark var.
Hayvan sahibi olmak da aynı şey. Kedi, köpek, kuş, balık besliyorsunuz diye bir hayvana sahip olmayı hak etmiş olmuyorsunuz. Bir hayvanın dostluğunu hak etmek öyle kolay iş değil.
Hafta içinde yine “bir köpeğin boynundan arabaya bağlanarak sürüklenmesi” olayı basına yansıdı.
Olay Tekirdağ'da yaşandı. M.V. isimli şahsın arabasının arkasına bağlayarak sürüklediği köpeğin yürek paralayan görüntüleri önce sosyal medyaya sonra da basına yansıdı. Ona işkence eden sahibi bulundu. Köpek tedaviye alındı ve “fiziksel” durumu şimdilik iyi.
Bu şahıs savunmasında "Köpeğim arabaya sığmadığı için bağladım. Asla eziyet etmedim" demiş. Ben merak ediyorum, bu şahıs “eziyet” kelimesinin anlamını biliyor mu? Patileri kanayıp parçalanıncaya kadar bir canlıyı sürüklemek eziyet değilse acaba kendisi eziyet olarak neleri görüyor?
Tabii bu inanılası bir savunma değil. “Ruh hastasıyım, köpeğime eziyet etmekten zevk alıyorum. Zaten köpek de benim istediğimi yaparım kaarrrdeşim” dese ceza almaktan yırtması biraz zor olurdu. Sonunda 500 küsur TL para cezası kesildi. Bizim kanunlarla ancak bu kadar!
Şimdi böyle bir adam köpek sahibi olmayı hak ediyor mu?
Böyle adamların hayvan sahiplenmesine nasıl engel olabiliriz?
Kendini savunamayacak durumdaki canları nasıl savunabiliriz?
Yaptırımı yüksek cezalar caydırıcı olabilir olmasına da ancak bu cezalar hakkıyla uygulanırsa. Ki bizdeki asıl sorun denetimsizlik, hak edilen cezaların ne yazık ki her zaman uygulanamaması.
Aslında bu ülkede her şeyin bir ehliyeti olmalı. Zaten başımıza ne geliyorsa ehil olmayanların, hak etmeyenlerin “sahip” olmasından değil mi?