Ömür takvimlerimizden yedi gün daha geçerken… Dünyadan uzak deryaya yakın ve deryadan uzak dünyaya yakın yeryüzü sakinlerinin bir kısmı sağ kalmaya devam ediyor lakin … Ölmek için çok sebepli ülkemizdeki bir kısmı, dünyalarını terör saldırılarıyla değiştirmek durumunda kaldılar… Bu kadar vatandaşımızı kaybettiğimiz, çok daha fazlasının yaralandığı dünyadaki yaklaşık 160 ülkeden daha fazla nüfusu olan bir şehirde… Bu kadar önemli bir olay hakkında… Artık nedense? Halkın ve dünyanın haber alma hakkının kısıtlanmasını, yetmezmiş gibi sosyal medya platformlarının bloklanmasını esefle kınıyorum…

***

Bu esnada… İzmir’in gözbebeği Göztepe, ligin 12. haftasında, haftaya averajla üçüncü sırada giren Keçiörengücü karşısında yine bir uzay golüne engel olamayarak mağlup duruma düşse de… 0-1 geriden gelip 2-1 kazanarak haftayı üç puan ile kapatmayı başardı ve ligde 10. sıraya tırmandı. An itibariyle ligin ikincisi ile 6 puan, yedinci ile 2 puan fark kalmış durumda, düşme hattının ise 5 puan üstündeler.

***

Uzaklardan yorumlamak gerekirse… Göztepe takdire şayan bir şekilde… Tam 10 ay sonra (14 Ocak’ta Malatya deplasmanında 1-0 geriden gelip 1-2 almışlardı üç puanı) bir maçı geriden gelerek çevirmeyi başarmış oldu. Bu ligin önemli özelliği tüm takımların birbirini yenebilmesi… Takım, ikinci devrenin ilk 15-20 dakikası dışında rakipten çok da aşağı ya da yukarı bir oyun oynamadı… Başka bir deyişle onlar kadar iyi ya da kötüydüler. Bu bağlamda aslında sonucu takımlar arasındaki bariz kalite farkı değil gol atabilmek ya da atamamak belirliyor…

***

Rakibin Rashad Muhammed ile gelen uzay golü muhtemelen çalışılmıştı… Yaklaşık 40-45 metreden, Muharrem Cinan’dan gelen top kimsenin beklemediği anda Rashad’ın volesiyle sekerek gol olurken… Golü atan Rashad ilginç bir şekilde sanki eski Göztepe topçusu tadında sevinç göstermedi… 3-4-3 sisteminden mi yoksa beklerden mi yoksa ikisinden mi kaynaklanıyor bilmem; takım ceza sahasının köşelerine yakın bölgelerden gelen şutlara karşı hassas gözüküyor.

***

Zaten çok geç kurulan Göztepe’nin eldeki kıdemlileri form tuttukça, takım birbirini tanıdıkça… Ki ikinci golün asistini yapan Mamah da giderek forma giriyor (lakin neredeyse penaltıya aleyhte sebep oluyordu) … Kvasina ile birlikte, hatta bu maç Tijanic’i de sayabiliriz pas alışverişlerinin ve dolayısıyla takımın performansı da artıyor gibi… Başta Atınç Nukan, İsmail Köybaşı ve tabii ki Yasin Öztekin sakatlanıp ceza almadıkları sürece Göztepe, kıdemli oyuncularının avantajını giderek daha sık kullanabilecek gibi duruyor.

***

Maçta ilk gol, bu maçta kritik kurtarışlara imza atan Ekrem Kılıçarslan’dan gelen ilk topa, İsmail Köybaşı’nın şık pasında, soldan bodoslama giderken ancak penaltı ile durdurulabilen Yasin’in alıp kullandığı penaltı ile gelidi… İkinci gol ise oldukça şık bir pas trafiğinin ardından maç boyu en az 5-6 sarı kartlık faule maruz kalan (hiç biri verilmedi) Mamah’ın asistinde, fevkalde güzel bir vücut çalımının ardından şık bir vuruşla Romal Palmer ile geldi.

***

Yasin’e bir paragraf… Maç sonunda “Takım olarak daha iyi olabiliriz… Nerede hızlanıp nerede yavaşlayacağımıza daha fazla odaklanmalıyız… Kenetlenip şampiyonluğa gitmek istiyoruz… 38’ime kadar oynamak istiyorum… Bunun için çok çalışıyorum bilenler bilir…” derken tüm takıma mesaj veriyor gibiydi. Şurası net ki Yasin Öztekin olmasa takmın durumu şu an ultra sıkıntılıydı…

***

Maçta Yalçın Kayan ve Ali Akman kendi ortalamalarının oldukça altındaydılar… İkisi de basit ya da yüce Halkımın deyimiyle tek oynadıklarında çok daha verimli oluyorlar… Sevgili Yalçın’a naçizane önerim kendini maç boyu tekrar izlemesi… Yalçın’ın taraftar eleştirilerine daha fazla tolerans gösterebilmesi, hem kendi hem Göztepe açısından çağ atlatıcı olacak gibi… Daha 22-23 yaşında, hem bedenini hem de beynini/sosyal zekasını (taraftar psikolojisini anlayabilmek açısından) geliştirmesi icin gayet yeterli süresi var (ülkemizde doktora eğitimine ortalama başlama süresi alanine göre 23-26 arasıdır) … Umarım bunu başarır… Madalyonun diğer yüzü; teknik ekip 60’da yaptığı değişikliği daha erken yaparak sorunun büyümesini engelleyebilirdi…

***

Bütün bunlar olurken Hüsamettin’in ardından Yunus Emre’nin de sakatlanması Göztepe’nin yedek kulübesini iyice zora sokacak gibi duruyor… Yönetimin devre arasında takımın eksiklerini en önemlisi de rotasyon eksiğini çözmesi gerek…

***

Bir paragraf da cefakeş Göztepe taraftarına… Rakip teknik direktör Taner Taşkın’ın da belirttiği gibi, Göztepe’nin maç içinde kalmasına ciddi destek verdiler… Göztepe taraftarı kenetlendiğinde takıma katkısının nerelere çıkabileceğini tüm devran biliyor… Umarım bu katkı giderek artmaya devam eder.

***

Velhasıl-I kelam… Takım performansı play off (?) anlamına gelen maç başı 1.5 puan civarında… Çoğu Göztepeli gibi ben de ligde kalabilmek adına kalan altı maçta minimum 2-3 puanı çok kritik buluyorum… Üzeri her puan, sıralamada yükselmek, play off ya da üstü anlamına gelecektir. Göztepe’nin önünde önemli ve zor bir maç var… Pazar günü lider Eyüpspor ile oynayacaklar. Keçiörengücü maçı gibi Eyüpspor maçı da seviye gösterici olacak… Rakip oldukça güçlü bir kadroya sahip… Ama Göztepe de haftalar geçtikçe daha bir takım hüviyeti alıyor… Dilerim ki Ekrem/tüm takım gününde olur, saçma kırmızı kart ve penaltı vermezler, uzay golü yemezler ve fitbol şansı yanlarında olur… Ki Göztepe bir kez daha lider sevebilir…

Not: Nermin Hanım Zeytinliği Havran Belediyesi’ni 3-0 yenerek beş maçta dört galibiyete ulaşan kadın voleybol takımını kutluyorum… Taraftarın takımı hentbol ise alarm vermeye devam ediyor… Umarım en kısa sürede toparlarlar…