''...Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu davet bizim...
Böyle demiş büyük şair Nazım 'Davet' adlı şiirinde.
İyi güzel de Nazım Usta, o kapılar açılmazsa ne edecek Mehmet Şimşek Amerika ellerinde? Ülkede 19 Mart operasyonundan sonra yaklaşık 52 milyar dolar cayır-cayır yakılmış, ki bunun 26 milyar doları ilk üç güne sığdırılmış. Ekonomide ciddi dalgalanmalar meydana gelmiş, siyasi belirsizlikler baş göstermiş, düşmesi beklenen faizler artırılmış. Öyle ki yabancıların kendi ülkelerinde kredi çekip, parayı Türkiye'de faize yatırdığı, kredilerini ödedikten sonra üstüne para kazandıkları söylenmekte.
Bakanımız beş günde 60 civarı toplantıya katılmış gurbet ellerde. Toplantılar da Amerikan yatırım kuruluşları JP Morgan,Barclays, Jefferies ve Bank Of Amerika da var. Ayrıca ikili görüşmeler de var kapı arkalarında. ABD Hazine Bakanı Scott Besset ve IMF Başkanı Kristalina Georgieva ile yapılan görüşmeler sonucu net bir açıklama yok. Değerli Bakanımız ''Programımız yolunda gidiyor' açıklaması yapmış. O yolda neler olduğunu anlatmamış anlaşılan.19 Mart operasyonunu, sonrasındaki gelişmeleri, hele hele geçtiğimiz yıllarda uygulanan dünyanın en pahalı ekonomi deneyimini (Faiz sebep, enflasyon sonuç) yaşadığımızı es geçmiştir büyük bir olasılıkla. Ayrıca ''Ortada Nas var. Size, bize ne oluyor?'' söylemini de Amerikalılara anlatamayacağının bilincindedir muhakkak.
Amerikan Hazine Bakanı Scott Bessent ne ilgisi varsa görüşmede Trump yönetiminin İran'a yönelik azami baskı kampanyasına olan bağlılığını vurgulamış. Yani koyun can derdine, kasap et derdinde...
IMF Başkanı Georgieva ile yapılan görüşme sonrası yine pembe açıklamalar var. Şimşek Türkiye'ye ilginin çok yoğun olduğunu, ekonomi programının yakından izlendiğini kaydetmiş. Uzun vadeli yatırım fırsatlarının sorulduğunu da ilave etmiş. İster istemez akla ‘acaba borç para talebi mi var?’ sorusu gelmekte.
IMF'den borç para talebi deyince de yaklaşık 12 yıl önce Erdoğan'ın yaptığı bir konuşmayı hatırlıyoruz;
''...IMF bizden beş milyar dolar borç istedi. Arkadaşlara dedim ki 'Verin' dedim. Sonra baktılar ki Türkiye bu çılgın Türklerin sağı-solu belli olmaz. Herhalde bu beş milyar doları verecek. Almaktan vaz geçtiler. IMF ile borç ilişkisini tarihe havale ettik...''
Bir kez daha hatırladık; Neredeeen nereye. Mehmet Şimşek 52 buçuk milyar doların yakılmasının, bu çılgın Türklerin sağı-solu belli olmayan kararları sonucu mu oluştuğunu IMF başkanına açıklayabilmiş midir acaba ?Ne diyor sayın bakan? (Rezervler iç ve dış şoklara karşı bir tampondur. Rezervler kullanılmak üzere biriktirilir.) Güzel de nedir bu şok? Büyük bir deprem mi oldu? Bir afetle mi karşı karşıya kaldık. Her yeri seller mi götürdü? Yoksa savaş çıktı da bizim mi haberimiz yok?
Neyse ki bakanımız en azından bir şok yaşadığımızı kabul ediyor. Yani Nazım Usta, AKP iktidarı bu akıl ve bilim dışı ekonomi politikalarını izlediği sürece, el kapıları pek kapanmayacağa benziyor.
Yarın 1 Mayıs. Emek ve Dayanışma Günü. Tüm çalışanlarımıza kutlu olsun...