Antik dünyanın en büyüleyici gizemlerinden biri olan Babil'in Asma Bahçeleri, yüzyıllardır tarihçileri ve arkeologları meşgul etmiştir. Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olarak kabul edilen bu yapının varlığına dair elimizde çok az somut kanıt bulunsa da, hikayeleri ve efsaneleri günümüze kadar ulaşmıştır.
Yaygın inanışa göre, Babil'in Asma Bahçeleri, MÖ 6. yüzyılda Yeni Babil İmparatorluğu'nun en güçlü hükümdarlarından biri olan II. Nebukadnezar tarafından eşi Amytis için inşa edilmiştir. Amytis'in, Babil'in düz ve kurak manzarasından sıkıldığı rivayet edilir. Nebukadnezar'ın da eşinin memleket hasretini dindirmek amacıyla, göz alıcı yeşilliklere sahip, yükselen bir bahçe inşa ettirdiği söylenir. Bu, tarihin en büyük aşk hikayelerinden biri olarak kabul edilir ve bahçelere duyulan hayranlığın temelini oluşturur.
Babil'in Asma Bahçeleri, kat kat yükselen teraslardan oluşan devasa bir yapıydı. Her teras, zengin toprakla doldurulmuş ve egzotik bitki örtüsüyle donatılmıştı. O dönemde basınçlı su sistemleri, elektrikli pompalar yoktu. Peki bu bahçeler, kurak topraklarda ve kat kat yükselen teraslar arasında nasıl sulandı? Bazı antik kaynaklar, sonsuz bir su çarkı sisteminden söz eder. Fırat Nehri’nden su çekilip, zincirli kovalara doldurularak yukarıya taşınıyor, sonra bahçelerin her terasına dağıtılıyordu.
Babil'in Asma Bahçelerine dair herhangi bir arkeolojik kanıt yoktur. Babil de yapılan kazılarda böyle bir yapının varlığına rastlanmamıştır .Nebukadnezar'ın kendi yazıtlarında bile bahçelerden bahsedilmemektedir. Bu durum, bazı tarihçilerin bahçelerin tamamen bir efsane veya Yunan ve Roma yazarlarının hayal gücünün ürünü olduğu sonucuna varmasına yol açmıştır. Bazıları ise Babil'in sürekli değişen nehir yatağı ve zamanla oluşan yıkım nedeniyle bahçelerin izlerinin silinmiş olabileceğini savunur. Ninova'da yapılan kazılarda, benzer sulama sistemlerine sahip bahçelerin kalıntıları bulunduğu için Bahçelerin Babil'de değil, Asur'un başkenti Ninova'da bulunmuş olabileceği gibi alternatif teoriler de öne sürmüştür.