Bilimdeki en büyük buluşlar, Sanattaki en çığır açıcı eserler, bir çocuğun yürümeyi öğrenme çabası...Bunların hepsi, binlerce kez deneme, yanılma ve başarısız olma üzerine kuruludur.
Günümüz dünyasında herkes kusursuz görünmeye çalışıyor. Ne yazık ki, bu durumun kendisi başlı başına bir hata. Oysa insan dediğimiz varlık, başarı kadar hata ile yoğrulur. Bir çocuğun yürümeyi öğrenirken yere düşmesini kim eleştirir? Kimse. Çünkü biliriz ki düşmek, yürümenin doğal parçasıdır. Ne garip ki yetişkinliğe adım attığımız anda düşmek, yanlış yapmak dışlanır, denemek yerine “aman risk almayayım” tembelliğine sığınırız. Hata yapmaktan korktukça kendimizi koruyor gibi hissederiz ama aslında en kritik kapıları da kendi elimizle kapatırız. Kısacası, hatasız bir hayat fikri kulağa hoş gelse de insan gelişiminin doğasına aykırıdır.
Elbette hatayı yüceltmekten söz etmiyorum. Aynı çukuru sürekli aynı hızla koşarak atlamaya çalışıyorsak, bu bir cesaret değil, ısrarla sürdürülen bir körlüktür. Öğrenilmeyen hata, gerçekten hatadır. Ama yüzleşilen, üzerine kafa yorulan, insana bir şey öğreten hata gelişimin bir parçasıdır.
Sosyal medyada sergilenen kusursuz hayatlar ve profesyonel alanda beklenen sıfır hata kültürü, üzerimizde görünmez ama ezici bir baskı oluşturuyor. Sanki hayatlarımız, tek bir yanlış tuşa basmayacağımız bir kodlama projesiymiş gibi. Oysa, bu sürekli mükemmel olma baskısı, bizi yaratıcı ve derin düşünmekten alıkoyan soğuk bir duvara dönüşüyor.
Belki de asıl mesele hatayı nasıl gördüğümüzde saklıdır. Kimi insanlar için hata bir son; kimileri için ise yeni bir başlangıcın kapısı. Birbirimizi de bu gözle değerlendirmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü toplum olarak en küçük yanlışta linç kültürüne sarılınca, aslında kendi gelişme alanlarımızı da daraltıyoruz.
Hata yapmak, eksikliğimiz değil insanlığımızdır. Önemli olan, düştüğümüz yerden nasıl kalktığımız ve o düşüşten neler öğrendiğimizdir. Belki de tüm bu telaşın içinde unuttuğumuz şey şu: Biz hatalarımızla tamamız. Ve çoğu zaman en doğruyu, ancak yanlışın içinden seçerek buluruz.