Gündelik sorunlarla baş etmek için çırpınan insanlara karamsar yazılarla artı yük olmak istemediğim çok olmuştur. Eğlenceli, gülümseten yazı olsun, okuyan da keyif alsın istedim... Önüme hep yaşadığımız kötü olaylar gerçeği çıktı. Bazı televizonların sabah programları gibi  gözyaşlarının ardından, hadi biraz da oynayalım diyerek şakur şukur ortama geçmek gibi huyum da yok.

Şartlar da ortadaydı...

Bir dönem gazeteciler, bilim insanları, üst rütbeli subayların haksız yere, kumpaslarla Silivri'ye tıkılması gündem oldu. Onları sel felaketleri, depremler takip etti. Ardından pandemi yüzünden evlere kapanmak zorunda kaldık. Enflasyon, hayat pahalılığı, işsizlik ise zaten uğraşmamız gereken temel sorunlardan biri olunca, sizlere güle oynaya yazabileceğim yazı sayısı minimuma indi doğal olarak.

Şimdi ise son yılların en büyük felaketi ile karşı karşıyayız.

Ama umudumuz var...

Böyle ağır bir ortamda bile gördüm ki; Bu halk umut kesilecek bir halk değil...

Bu coğrafyada ne medeniyetler yaşamış, ne medeniyetler yok olmuş.

Anlaşılıyor ki, batırmayı da çıkarmayı da biliyor...

İzmir Büyükşehir Belediyesi deprem sonrası en büyük sorunun barınma olduğu düşüncesiyle “Bir kira bir yuva” başlığıyla bir kampanya başlattı. Halk TV'de yayınlanan programı sonuna kadar izledim.

Kumbarasından para çıkaran çocuklardan, bir kaç milyonu rahatça bağışlayanlara kadar geniş bir kitle kampanyaya destek oldu.

Beni en çok etkileyen ise kampanyaya katılan bazı kişilerin, “Çok dar zamanımıza geldi. Yoksa daha fazlasını verirdim” sözleriyle, bağış miktarından utanması oldu.

Doğru, ülke olarak çok dar zamandayız. Bakmayın siz bazı tuzu kuruların, “Herkes bir maaşını bağışlasın” gibi gerçeklikten tamamen uzak önerilerine...

Maaşıyla ay sonunu getiremeyenler için bu öneri bir küfür... Ve ne yazık ki ekonomik ortam, ne maaşla geçinenler için, nede küçük esnaf için, hiç de elverişli bir durumda değil...

Buna rağmen insanlar yardım için çırpınıyor.

Bu, kıtlıkta ekmeğini paylaşmak gibi bir şey...

Bu nedenle umutluyum.

Ve bu nedenle “dayanışma yaşatır” sloganını çok seviyorum.

Yaşayacağız ve nasıl güzel yaşanacağını göstereceğiz...