‘’CHP, Butlan veya Kayyum ’’ ne oldu da yan yana geldi?
Bütün tartışma ve mahkeme süreci CHP’nin ‘’38. Olağan Kurultay’’ın da yaşanan olaylar ve parti yönetiminin değişmesi ile başladı.
Olaylar ve iddialar parti tarihinde ilk defa parti yönetimine ‘’Mutlak Butlan’’ veya ‘’KAYYUM’’ atanmasını gündeme getirdi.
Peki Türkiye’de daha önce bir siyasi partiye kayyum veya Mutlak Butlan atanması yaşanmış mıydı ?
2016-2019 yılları arasında sadece HDP’li Belediyelere, 2016 yılında da MHP’de kurultay toplamak için geçici kayyum atandı.
Türkiye’de bir siyasi genel merkez yönetimine devlet tarafından atanmış bir örnek yok.
Önce 1.5 yıldır devam eden olayın hikayesini bir hatırlayalım;
Kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun 536 oyuna karşılık 812 oy alan Özgür Özel Genel Başkan seçildi. Parti yönetimi de Özel-İmamoğlu kontrolüne geçince olanlar oldu.
Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı CHP’li delegeler ‘’seçim kanununa muhalefet ve oylamaya hile karıştırma’’ iddialarıyla 38. Kurultayın iptali ve ‘’Mutlak Butlan’’ talebiyle dava açtılar. Ankara 42’nci Asliye Hukuk Mahkemesi ayrı ayrı açılan davaları birleştirdi. Dava Ağır Ceza Mahkemesine devredildi.
Savcılık soruşturmasını tamamlayarak iddianame hazırladı. 12 kişi hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ve bu kişilere bu süre içinde siyasi yasak istedi.
Duruşma 30 Haziran Pazartesi günü saat 10’da yapılacak. Dava da Kemal Kılıçdaroğlu ‘’mağdur’’ sıfatıyla ifadeye çağrıldı. Duruşmaya katılıp katılmayacağı belli değil.
Kılıçdaroğlu, bu konuda sessizliğini koruyor. Medyaya düşen sayılı açıklamalarından birinde ‘’CHP’nin mahkeme salonlarında tartışılması yanlış. Ben tartışmam’’ diyerek sessiz kalmaya devam edeceği sinyalini veriyor. Ama dava Ağır Ceza da olduğu için gitmezse zorla getirilme durumu var. Gittiğinde de vereceği ifade davanın seyrini ve CHP’nin geleceğini belirleyecek.
Davaya sayılı günler kala CHP Genel Merkez yönetimi de davayı kamuoyu önünde tartışmak istemiyor. Çünkü, ‘’dava hukuki değil siyasi. Davada suç delili yok, bir şaibe yok. Normal bir hukuk düzeninde bu dava kabul edilemez’’.
Ve ‘’CHP’yi iç tartışmayla bölmeye dönük bir girişim’’ olarak görüyor.
Cumhur İttifakının da davaya ilgisi büyük. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz günlerde katıldığı TV programında CHP davasıyla ilgili konuştu:
‘’Kapatma davasından bahsetmiyoruz. İki alternatif var. Ya yargı diyecek ki ‘sorun yok’ mevcut yönetim devam etsin, ya da geçici yönetim oluşturulacak. CHP teşkilatları, delegesi kendi pozisyonlarına yeniden isim belirleyecekler.’’
MHP lideri Devlet Bahçeli ise, ‘’Kayyum hem doğru değil hem de mümkün değil’’ diyerek, ‘’Mutlak Butlanı’’ işaret ediyor.
Peki ‘’Mutlak Butlan’’ ne anlama geliyor?.
‘’Hukuki işlemin ölü doğması, kesin hükümsüzlük hali’’.
Davayı açanlarda ‘’mutlak butlan’’ istemiyle açmışlardı. Yani 38. Olağan Kurultayın ‘’YOK’’ sayılmasını istiyorlar.
Mahkeme ‘’Mutlak Butlan’’ kararı verirse. Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkanlık koltuğuna, 4 Kasım dan önceki Parti Meclisi üyeleri ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri görevlerine dönecek. Tabii mahkeme kararını kabul ederse. ’’Kabul etmiyorum’’ dediğinde partiye mahkeme ‘’KAYYUM’’ atayacaktır.
Kılıçdaroğlu, mahkeme kararına uyarsa mahalle delegelerinden başlayarak ilçe ve il kongre sürecini başlatacaktır. Bunu hemen mi yapar yoksa parti içinde tasfiye süreci sonrası mı başlatır? Bu sorunun cevabı tartışmalı. ‘’Tasfiye’’ diyenlerin sesi daha yüksek çıkıyor.
Kılçdaroğlu ekibi ‘’ Kemal Bey partiyi güvenli limana götürmeden kurultay kararı almaz’’ diyorlar.
Genel Merkez yönetimi ‘’ortada mutlak butlan hali yok ‘’ görüşündeler. Mahkemeden mevcut yönetime ‘’devam’’ kararı çıkacağı veya mahkemenin 3-5 kişilik ‘’kayyum’’ atanmasına en kötü ihtimal gözü ile bakılıyor. Çünkü, kayyum 45 gün sonra 4 Kasım 2023 delegeleri ile kurultay toplaması gerekiyor.
Özgür Özel ‘’81 il başkanımız, 931 ilçe Başkanımız ile 2 milyon üyemiz ile Atatürk’ün partisine seçim olmadan gelecek adamın alnını karışlarız’’ diyor. Hatta ‘’Kayyum veya Butlan kararı çıkarsa tanımam’’ diyerek tüm ihtimallere kapısını kapattı. Peki bu tanımamazlık pratikte ne anlama geliyor; ‘’Parti kendi hiyerarşisini kırmadan yönetilmeye devam eder. Hukuki süreci bir şekilde atlatır ve tamamlarız.’’ diyor Özgür Özel.
Bir başka ihtimal ise, davanın yeni yargı yılına yani Eylül ayına ertelenmesi. Bu erteleme belirsizliğin sürmesi demektir.
Bugüne kadar yaşananlar böyle; Bundan sonra ne olur?
Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ‘’Mutlak Butlan’’ kararı sinyali veriyor.
Eski Yargıtay Başsavcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Mutlak Butlanın kurultay da oy kullananların parti üyesi olmaması, divanın parti üyesi olmaması, seçilen yönetimin parti üyesi olmaması gibi çok belirgin hukuka aykırılık hallerinde uygulanabileceği görüşünde. Eminağaoğlu, mutlak Butlan kararının verilmesi halin de ne olur sorusuna ise yanıtı net:
‘’Sadece 38. Kurultaya ilişkin olduğu için eski yönetimin tek görevi kurultayı tekrar yapmaktan ibarettir. Eski yönetim il ve ilçe kongrelerini yeniden yapamaz, partide kurultaya ilişkin kararlar dışında karar alamaz.’’
Dava sonrası da verilecek karar beraberinde yeni tartışmaları da getirecek gibi!
Peki, oyunu kuranlar CHP’yi neden kendi ‘’iç tartışmalarına’’ çekmek istiyorlar.
En önemli nedeni CHP’nin durdurulamaz yükselişi ve Anayasa ve seçim yasası değişikliği masasına oturmaması.
O zaman yaşananları hatırlayalım; CHP yönetim değişimi sonrası yükselişe geçti. Özel, ilk sınavı 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden 30 Büyükşehir Belediyesinin 14’ünü, 51 İl Belediyesinin 21’ini, 973 ilçe Belediyesinin 337’ sini yüzde 37.76 oy ile 1’nci parti olarak kazandı. CHP 47 yıl sonra seçimlerden 1. Parti çıktı.
CHP’li Belediyelere yapılan operasyonlar sonrası CHP’nin yükselişinin durmasını bekleyen yanıldıklarını gördüler. Özel, mitinglerle meydanları dolduruyor. Hatta Yozgat, Konya, Bayburt gibi CHP’nin zayıf olduğu illerde meydanları doldurarak rakiplerinin ‘’bam’’ teline basıyor.
SONAR’ın son anketinde CHP yüzde 36.8, AKP yüzde 30.8 MHP yüzde 6.8, DEM yüzde 10.7.
İşte bu noktada CHP’nin yükselişinden rahatsız olanlar düğmeye bastı. Önce CHP’yi itibarsızlaştırma için, Belediyelere operasyonlar ve tutuklamalar başladı. Sonra parti içi kavgayı başlatacak ‘’oyun’’ devreye sokuldu.
Ama partinin bir bölümü konunun mahkeme salonunda değil CHP Genel Merkezi içinde çözülmesini istiyor. Ve partinin Önder Sav, Kemal Anadol, Altan Öymen, Hikmet Çetin, Haluk Koç, Adnan Keskin, Hakkı Süha Okay gibi ‘’akil’’ insanlarının devreye girmesini istiyorlar. Oyunu bozmanın tek yolu ‘’uzlaşma’’ diyorlar.
Uzlaşma olmazsa CHP’nin ‘’bölünme’’ riski ile karşı karşıya olduğu görüşündeler.
Mutlak Butlan kararı ile CHP’de ‘’Kılıçdaroğlu-Özel’’ kavgası sahneye konulmak isteniyor. Her iki tarafta olası gelişmelere göre planlar yapılıyor. CHP Cumhurbaşkanlığı aday Ofisleri 81 İl, 931 İlçede harekete geçirilecek. Bu ofisler bir bakıma ‘’Gölge Teşkilat’’ görevi yapacaklar. Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibinin CHP yönetimine dönmesi halinde Ekrem İmamoğlu’nun adaylığının devamı ve çalışmaları bu ofisler tarafından yönetilecek. Özgür Özel, İmamoğlu adına Türkiye gezilerine devam edecek.
AKP ve Cumhur İttifakı ise, CHP deki ‘’kaos’’ dönemini fırsata çevirebilir mi?
Olabilir; CHP’yi yargı baskısı altında, Anayasa ve seçim yasası değişiklikleri için masaya oturtabilir. Ya da erken seçim kararı alıp CHP içindeki karışıklığı kendine yönelik fırsata çevirir.
CHP’yi bir çıkmaz sokak ve kaos bekliyor.
Oyun kuranlar CHP’nin hamlelerine göre yeni oyun peşindeler.
Oyun içindeki oyunu, kim mi kazanır? Akıllı olan, uzlaşmacı olan ve ihtiraslarına yenilmeyen. O zaman meydanlarda seslendirdiğiniz mesajı hatırlayın:
Kurtuluş yok tek başına,
Ya hep beraber ya hiç biriniz!