"daha önce bıçaktan hiç su içmedim
hiç kısılmadı kerpetene bıyıklarım
gururlu bir gemiyim oldum bittim
sabah olur yelkenlerimi saklarım
özgürlük dediğim yerde demirledim

üstüme varma bulutları tutamam
böyle paldır küldür gideceklerdir
gelmezsen farketmez kimseyi aramam
asıl sevdiklerim en içimdekilerdir
onlarla yaşarım eğer yaşarsam

olur mu gecemi yeşile çalmak
yıldız çivilemek parmakuçlarıma
ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak
hiç doğmamayı isterdim ama
bir kere doğmuşum ölmek yasak..."

**


Bugün onun doğum günü!
Türk şiirinin en özgün kişiliklerinden Attilâ İlhan...
Bugün de toplumun her kesimden insanın severek okuduğu
"Kaptan" 97 yaşında...

**
Ona göre, şiirler ifade zenginliğine ulaşmaya çalışmalıdır.
Şiir, “topluma ayna olmalı” ve “bireylerin yoluna ışık tutmalı”dır.
Attilâ İlhan’a göre bu konuda en başarılı isim;
Dünya Şairimiz
Nâzım Hikmet’tir.!
Onu adeta “toplumsal bir lider” olarak vasıflandırır. İlhan, Nazım Hikmet’ten oldukça etkilenmiş ve şiirlerini de içselleştirmiştir.
Şair, gördüğü baskıya karşın şiirleriyle oldukça onurlu bir duruş sergilemiş; fikirlerini şiirlerinde cesurca dile getirendir.
Ataol Abi(Behramoğlu) ne güzel yazmıştır;
"İyi şairler, büyük şairler, bir de mucize şairler vardır.
Yirminci yüzyıl Türk şiirinin mucize şairleri, bence, Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Dağlarca ve Attilâ İlhan’dır!.."

**
Mustafa Kemal Atatürk hayranıdır.
Ondan "Gazi" diye söz eder.
Ayşen Cumhur Özkaya yazısında şöyle aktarır;
"Bana Bir Şimşek Çak şiirinde, ileri görüşlülüğü ve zekasına hayran olan ve düşünce hayatının mihenk taşını oluşturan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 'Hürriyet ve İstiklâl benim karakterimdir' sözü, doğrudan şiirde yer almaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk’ü tam bir bilim adamı olması; bağımsızlık, vatanın kurtuluşundaki emperyalist güçlere karşı onurlu duruş sergilemesi sebebiyle kendine düstur edinmiştir.
Attilâ İlhan, kendi devrinin karmaşası içinde doğrunun yanında olarak ulu önderi yolunu aydınlatan bir ışık olarak görür.
Korkunun Krallığı kitabında On Sekiz şiirinde 'maviliğin gözlerine sığmayan sonsuzluğu / o ilk hürriyet sarhoşluğu' mısrasından anlaşılacağı üzere Mustafa Kemal kastedilmektedir.
Her fırsatta onun görüş ve tecrübelerinden faydalanır. Attilâ İlhan için vatanı koruma ve yükseltme bilinci bir görevdir.
Şaire göre, Cumhuriyet rejimi modern, demokratik bir sistem olup Türk insanının koşullarına çok uygun bir siyasi sistem olarak sunulmaktadır. Çünkü; Attilâ İlhan, 1925 yılında doğmuştur ve kendini bir cumhuriyet çocuğu sayar."

**
Burada çok sevdiğim, etkisi -gerçekten- bambaşka ve kitaplarından ikisine isim olmuş(Yağmur Kaçağı ve Ben Sana Mecburum) şiirlerine yer verelim;

YAĞMUR KAÇAĞI

Elimden tut yoksa düşeceğim
Yoksa bir bir yıldızlar düşecek
Eğer şairsem beni tanırsan
Yağmurdan korktuğumu bilirsen
Gözlerim aklına gelirse
Elimden tut yoksa düşeceğim
Yağmur beni  götürecek yoksa beni
Geceleri bir çarpıntı duyarsan
Telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
Sarayburnu’ndan geçiyorum
Akşamsa  eylül’se ıslanmışsam
Beni görsen belki anlayamazsın
İçlenir gizli gizli ağlarsın
Eğer ben yalnızsam yanılmışsam
Elimden tut yoksa düşeceğim
Yağmur beni götürecek yoksa beni

BEN SANA MECBURUM

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum

……………….

Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun..

**
Üçüncü Şahsın Şiiri, 
An Gelir, Aysel Git Başımdan, Ayrılık Sevdaya Dahil, Mustafa'm Mustafa Kemal'im, Ağustos Çıkmazı, Bela Çiçeği,m, Cinnet Çarşısı, Emperyal Oteli, Elde Var Hüzün, Kadınlar Sonbahar, Memleket Havası, Yalnızlık Şiiri, Pis; en ünlü şiirleri arasındadır
Kaptan'ın...

**
Bu yazı Mahur'suz olmaz!
"Tutuklunun Günlüğü" kitabında yer alan aynı zamanda da Türk müziğinde bir makam olan "Mahur", şiiri aynı zamanda Ahmet Kaya tarafından 1993 yılında bestelenip seslendirilmiştir. bir 
"Üç Fidan" Deniz Gezmiş ve arkadaşları için yazmıstır:

“12 Mart sonrasının kahrının en belirgin olduğu örnektir; bir sabah ağır ve kıyıcı haberleri radyodan dinlemiş, Karşıyaka’dan İzmir’e geçmek üzere vapura binmiştim. Deniz bulanık, hırçın ve çalkantılıydı. Gökyüzü simsiyah alçalmıştı. Acı bir yel esiyordu. Şiirin ilk mısralarını içimde duydum. Şiirlerimi, mısraları yüksek sesle tekrarlamadan yazamadığım için, vapurda tenha bir yer aradım. İndikten sonra da, rıhtım boyunca mırıldana mırıldana ilk beşliği tamamladım.

MAHUR

şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı
bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
geceler uzar hazırlık sonbahara...”

Hemen herkes Müjgan’ı bir kadın olarak düşünür. Oysa “müjgan“, Osmanlıca’ya Farsça’dan geçmiştir ve Klasik edebiyatta “kirpik” anlamına gelir. Bu üç fidanın acı bir şekilde hayata veda etmesinden derinden yaralayan şair, Müjgan’la ağlaşmaktan bahseder.
Şiiri, ilk okuduğu kişi de o gün vapurda yanında olan, Genel Yayın Yönetmeni olduğu Demokrat İzmir gazetesinden çalışma arkadaşı, günümüzün İzmir 68'liler Birliği Başkanı Gazeteci Yazar ve Şair
Okan Yüksel  'dir!

**
Attila İlhan,
“Ali Kaptanoğlu” takma adıyla, onbeşe yakın senaryo kaleme almıştır ve yazdığı senaryolardan “Kartallar Yüksek Uçar“, “Yarın Artık Bugündür” ve “Sekiz Sütuna Manşet” en fazla izlenen diziler arasında yer almıştır.
TV ekranlarında ilgiyle izlenmiştir...

**
Ben de...
Şiirleriyle kalbimizi çalan, hep yürek kulvarımızda kalacak Attilâ İlhan'ı; 97.yaş gününde sevgi ve saygıyla anıyor...
Ve “ben sana mecburum bilemezsin / adını mıh gibi aklımda tutuyorum” diyerek yazıyı noktalıyorum.