6 Şubat 2023…Ülkece bu tarihte takılı kaldık. Gülümsemek için bir neden bulmakta zorlanıyoruz. Sezen Aksu’nun “Hep karanlık, hep karanlık yeter artık yeter” diye haykıran sesi onlarca sene sonra gelip kulağımda çınlıyor. Gitmek bilmiyor.

can dostlar-kose preto

Depremin ardından tek tesellimiz, mucize kurtuluşlar oldu. Kara bulutların arasından ara sıra yüzünü gösteren zayıf güneş ışığı gibi, enkaz altından çıkan her can içimizi azıcık da olsa ısıttı. Gözlerimizde yaşlar, elimiz kalbimizde izledik görüntüleri…

Mucize kurtuluşları mümkün kılan tüm ekiplere, tüm gönüllülere ne kadar teşekkür etsek, ne kadar minnet duysak az. Tabii, bu kurtuluşlarda sadece insanların değil patili dostlarımızın da payı var. Onların da hakkını vermemiz lazım…

***

Zehirlediğimiz, yaktığımız, silahla vurduğumuz, canını acıttığımız, yerinden yurdundan ettiğimiz, mahallemizde sokağımızda istemediğimiz, mamasını suyunu çöpe attığımız hayvanlar… Köpekler… Kediler… Bizim felaketimiz onların da felaketi oldu. Onlar da bizim gibi enkaz altında kaldı. Onlar da bizim gibi öldü. Bizim gibi yaralandı. Ve onlar da bizim gibi enkaz altında kalan canlara yardım etmek için seferber oldu. Onlarca hayat kurtardı eğitimli köpekler. Bizi kurtarmak için girdikleri enkazlarda patileri yaralandı, kesildi, kanadı. Yine de durmadılar, yorulmadılar. Bizi kurtarmak için canını verdi ta Meksika’dan buraya gelen Preto adlı kahraman köpek. Her cinsten arama kurtarma köpeği 10 ildeki enkazlarda çalıştı. Aralarında ‘Bu köpeklerin doğasında vahşet var’ diyerek canavarlaştırdığımız pitbull köpekleri de vardı.

Sadece eğitimli köpekler değildi can kurtaran. Ailesini dışarı çıkartmak için defalarca enkazın içine daldı, ekiplerin dikkatini çekmek için akla karayı seçti bir ev kedisi. Anne-oğul enkaz altındayken kedileri sayesinde ısındı ve hayatta kaldı. Köyüne yardım götürmek için AFAD ekibinin arabasına liderlik etti, patileri yara bere içinde kalana kadar kilometrelerce karda koştu bir sokak köpeği…

Yasaklı köpeklerden bir dogo, kendisine verilen ekmeği ailesinin evinin bulunduğu enkaza götürüp, taşların arasından içeriye girmeye çalıştı. O saf ve temiz kalbiyle ailesinin karnı doysun, hayatta kalsınlar istedi.

***

O beğenmediğimiz, yakınımızda istemediğimiz, yaşam hakkını bile çok gördüğümüz hayvanlar, bize vicdan, merhamet ve iyilik dersi verdi. Ayırmadan, ötekileştirmeden, karşılık beklemeden bizim için çabaladılar. Acaba diyorum, bundan sonra azıcık da olsa sevebilir miyiz onları?

***

-Sahip çıkma zamanı-

Depremde enkaz altından sağ çıkarılan veya sokaklarda perişan halde bulunan çok sayıda kedi, köpek ve hatta kuş var. Bu hayvanlardan bir kısmı maalesef sahiplerini depremde kaybetti. Bir kısmı sahipleriyle buluşmaya başladı. Bir kısmının sahipleri ise hayatta ama onlara bakacak güçleri artık yok. Sahibi ölen ve sahibinin bakamayacağı canlar ile felaket bölgesinde hayatta kalması mümkün olmayan sahipsiz hayvanlara birer yuva bulmak şimdi çok önemli. Eğer siz de deprem bölgesinden kurtarılan bir canın ömürlük yuvası olmak istiyorsanız STK’larla en kısa zamanda iletişime geçin.

DÜNYADAN BİHABER

 

can dostlar-dunyadanbihaber

Kara avcılığı tüm Türkiye’de yasaklandı!

Tarım ve Orman Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından Kara Avcılığı Kanunu 5 ve 12’nci maddesi kapsamında 14 Şubat 2023 tarihinden itibaren ikinci bir duyuruya kadar avcılık faaliyetlerinin ülke genelinde durdurulduğunu açıkladı. Bakanlık tarafından Av Yönetim Bilgi Sistemi üzerinden yapılan duyuruda şu ifadelere yer verildi:

“Ülkemizin birçok bölümünü etkileyen deprem felaketinden av ve yaban hayvanları ile yaşam alanları da etkilenmiştir. Bu kapsamda ülkemizin en önemli doğal kaynaklarından olan av ve yaban hayatının korunması amacıyla, 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nun 5 ve 12inci maddeleri gereği, 14 Şubat 2023 tarihinden itibaren ikinci bir duyuruya kadar Kara Avcılığı Kanunu kapsamındaki avlanma ülke genelinde durdurulmuştur. İlgililere ve avcılara duyurulur.”

Duyuruyla birlikte normalde av sezonu yasal olarak sonlanmış oldu. Duyarlı tüm vatandaşların herhangi bir avcılık faaliyetine rastladıkları takdirde bulundukları ilin Doğa Koruma Milli Parklar Müdürlüğü’nü aramaları veya 112 üzerinden jandarmaya ihbarda bulunmaları da çok önemli. Umarız bir gün, avcılık tamamen ve süresiz olarak yasaklanır; yaban hayvanları özgürce doğada yaşayabilir. O güne kadar yasalar çerçevesinde canları korumak için hep birlikte mücadeleye devam.

 

*****

 

BİZİM GEZEGEN

 

can dostlar-bizimgezegen (1)

Buzul gölleri küresel çapta sel felaketine yol açabilir

21'inci yüzyıl, belki de önceki yüzyıllardan çok daha fazla doğal afete gebe. Bunun en temel nedeni insan kaynaklı nedenlerle küresel çapta ortaya çıkan iklim değişikliği. Küresel ısınmaya bağlı sel felaketlerinin bir nedeni de buzul gölleri. Dünyanın giderek ısınması nedeniyle buzulların geri çekilmesi ve eriyen sular, toplanarak göller oluşturuyor. Küresel ısınmanın buzul gölü taşkınları üzerindeki etkisi henüz tanımlanmasa da, dünya çapında buzul göllerinin hem hacmini hem de sayısını artırdığı bir gerçek.

BBC’nin haberine göre, dünya genelinde 15 milyona yakın insan, doğal barajları her an patlatabilecek buzul göllerinden kaynaklanan feci sel riskiyle karşı karşıya. Newcastle Üniversitesi’nin Nature Communications dergisinde yayımlanan yeni çalışması, buzul göllerinin koşulları ile buzul göllerinin aşağı kesimlerinde yaşayan insanların durumunu değerlendirdi. Newcastle Üniversitesi'nden buzulbilimci Rachel Carr, "Dünya genelinde bu sellerin etkilerine maruz kalan çok sayıda insan var. Seller her an olabilir - onları özellikle tehlikeli yapan da bu, çünkü tam olarak ne zaman olacağını tahmin etmek zor" diyor.

Olası sel felaketinde en büyük tehditle karşı karşıya olan bölgeler ise Asya ve Güney Amerika'daki dağlık ülkeler… Hindistan, Pakistan, Peru ve Çin'de yaşayan insanlar risk altındakilerin yarısından fazlasını oluşturuyor. Asya'da ise tek bir buzul gölünün sadece 10 km yakınında yaklaşık bir milyon insan yaşıyor.

 

*****

 

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

 

“Köpeğe verilen kemik hayır işlemek değildir. Hayır, sen de köpek kadar açken köpekle paylaştığın kemiktir.”

Jack London