FETÖ soruşturması ilerledikçe, AKP ve FETÖ’nün nasıl iç içe geçtiği daha iyi anlaşılıyor.
Deniz Baykal'a kaset kumpasından sorgulanan itirafçı polis F.A.’nın ifadesi çok ilginç:
“O tarihlerde biz Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, üye Serruh Kaleli, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Emine Ülker Tarhan, Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan, işadamı Mehmet Emin Karamehmet, gazeteciler Fikret Bila, Ahmet Hakan, Can Dündar, Sedat Ergin ve Nuray Mert'i de dinliyorduk. Hakim Osman Kaçmaz da dinleniyordu.”
Ekibin başı ise o dönem Ankara İstihbarat Daire Başkanı olan, Hrant Dink cinayeti ile ilişkili olarak FETÖ’den yargılanan Ramazan Akyürek…
Yasadışı dinledikleri Haşim Kılıç ve Serruh Kaleli’nin 2008’deki AKP’nin Anayasa Mahkemesi’ndeki kapatma davasında ‘AKP’nin kapatılmaması’ yönünde oy kullandıklarını anımsatalım.
Dinlenenlerden Eminağaoğlu, yaklaşık bir yıl önce, AKP’yi kapatma davası sürerken, bazı Anayasa Mahkemesi üyelerinin telefonu için İBDA-C terör örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle dinleme kararı alındığına ilişkin kanıtlar sunmuş, dinlenen üyelerden ikisinin verdiği ‘AKP kapatılmasın’ kararı ile AKP’nin kapanmaktan kurtulduğuna dikkat çekmişti.
‘AKP kapatılmış olsaydı…’ başlıklı (3 Nisan 2016) köşe yazımda Ahmet Necdet Sezer tarafından atanan bu iki üyenin (Ahmet Akyalçın ve Serruh Kaleli) önceki ‘Türban’ ve ‘367’ davalarında ‘AKP kapatılsın’ diyen üyelerle aynı yönde oy verirken, bu kararda diğerlerinden farklı yönde karar vermelerine dikkat çekmiştim.
Eminağaoğlu şöyle diyordu:
“…dinlenenlerden kapatma yolunda oy vermeyen iki üyenin varlığı, AKP’yi kapatma yaptırımından kurtardı. Bu olay bile davaya bakan heyetin, tarafsızlık yönünden durumunu ve yargılamanın yeniden yapılmasını gündeme getirecek boyuttadır.”
Şimdi soralım…
Tüm bu olanlardan Erdoğan’ın haberi olmayabilir mi?
Bu soruşturmalar neden bu kadar yavaş yürüyor?
‘Özgür basın’ neden önemsemiyor bu yeni bulguları?
FETÖ’nün siyasi ayağı neden korunuyor?
AKP’nin kapatılmasını önleyen FETÖ’cüleri yönlendirenlere vefa borcu mu ödeniyor?
Alelacele yapılan referandumun amacı, soruşturmanın kendilerine ulaşma riskine karşı ‘zırha bürünmek’ mi?
Kesin olan bir şey var:
‘Evet’ çıkarsa, bu olayların üzeri örtülecek.
‘Evet’ diyenler, vatanseverlere komplo kuran, ‘kul hakları’nı yiyen FETÖ’cülerin ve onları koruyanların günahlarını paylaşacaklar.
Sadece gerçeklerin ortaya çıkması için bile…
Kesinlikle “HAYIR”!