Bugün kritik günmüş öyle diyorlar.

Kaçak göçmenlerin Türkiye'ye iadesi karşılığında, Türk vatandaşları için Vizesiz Avrupa Anlaşması'nda en hayati adımlardan biri bugün atılacakmış. Avrupa Birliği'nin vize muafiyeti için dayattığı 72 koşuldan büyük bölümünü yerine getirdiğimizi belirterek, Avrupa Birliği Komisyonu'ndan olumlu bir karar beklediklerini açıklıyorlar.

Hemen söyleyelim; Avrupa Birliği Komisyonu bazı koşulları öne sürerek, prensip olarak vizenin kaldırılmasını önerecek. Peki nedir öne süreceği koşullar? Bir kere kişisel verilerin korunması konusunda yeterli adımların atılmasını isteyecek. Ardından Terörle Mücadele Yasası'nın yeniden gözden geçirilmesi talebinde bulunacak. Yetmeyecek, yolsuzlukla mücadele konusunda somut önlemler alınmasını, siyasi partilerin finansmanı konusunda şeffaflığın artırılmasını isteyecek.

Bu hükümet bu koşulları nasıl yerine getirecek? AKP'nin finansmanını şeffaf olarak ortaya dökebilecekler mi? Ya 17-25 Aralık pisliği ortada dururken, yolsuzlukla mücadele ettiklerini nasıl anlatacaklar?

Komisyon, öne süreceği koşulların yerine getirilmesinden sonra Haziran ayı içinde nihai kararını verecek. Bu karardan sonra “olumlu çıkması halinde” pasaportu cebimize koyup, istediğimiz Avrupa ülkesine gidebilecek miyiz? Çok beklersiniz. İşin devamı var; Komisyon kararı önce Avrupa Parlamentosu'nda, sonra AB Konseyi'nde “siyasi karar” olarak ele alınacak. Oralarda kararı kurt gibi bekleyen ülkeler olduğunu da hatırlatalım.

Anlayacağınız vuslat çok uzak bir baharda. Ama olsun ne gam. Mazeretleri hazır; “Aldatıldık” diyecekler. Ergenekon'da, Balyoz'da, Kabataş yalanlarında, terörle mücadelede, dış politikada hep “aldatıldık” demediler mi? Bunları Cemaat aldattı, PKK aldattı, Amerika aldattı, Suriye aldattı, Rusya aldattı. Bir kez de Avrupa Birliği aldatsın ne çıkar?

Neyse ki hep aldatıldıklarını itiraf ediyorlar da halk aldatıldığını bir türlü anlayamıyor.

***

6 Mayıs... Faşist Cunta tarafından idam edilen üç fidanın ölüm yıldönümü. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan böyle bir kara günde darağacına gönderilmişlerdi. Bu devrimci yüreklerin idamına Meclis'te el kaldıran 273 vicdansız kişinin büyük bir bölümü hayatta değil. Hayatta olanlar da kapkara vicdanlarıyla başbaşalar. Deniz, Hüseyin ve Yusuf ise milyonlarca kişinin yüreğinde ölümsüzler.

Ne diyordu Deniz darağacına giderken;

Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum.”

Bu ülke sizleri unutmayacak. Işıklarda uyuyun...