''Ekonomide yeni bir hikaye, milli ve manevi değerlerimizde temerküz etmiş yepyeni bir zihniyet devrimine ertelenemez ihtiyacımız vardır.''

Sözler MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ait. Bakmayın siz Bahçeli'nin 'Yepyeni' demesine , çünkü aynı cümleyi kelimesi kelimesine 30 Kasım 2021 tarihinde de kurmuş. Milli ve manevi değerler işin sosu... ''Ekonomide yeni hikayeye gelince; artık iş hikayeden çıktı, masala döndü. Diyeceksiniz ki; 'Biz bu iktidarın masallarına alıştık.'' Her gün yeni bir masal. Bu kadar masal üreten bir iktidarı bugüne kadar yaşamadık. Ünlü Danimarkalı yazar Andersen günümüzde yaşasaydı her halde 'Ben bu işi bırakıyorum, bunlarla aşık atamam' der, o güzel masallarından bizi mahrum bırakırdı.

Bu masalların tek amacı var; yerlerde sürünen ekonomiyi gündem dışına atmak. Bakın 2026'da neler olacak; Müthiş bir zam furyası geliyor. İğneden ipliğe zam, akaryakıt durmuyor, otomatiğe bağlamışlar üç günde bir zam yapıyorlar. Elektriğe yüzde 160'lık zammı şimdiden açıkladılar. Aylık 470 kilovattan fazla kullanırsanız yandınız. Buzdolabının, çamaşır makinesinin fişini çekin, kombiyi kısın, lambaları azaltın. Ama iktidarımız 'Masalcı amca' olduğu için zam demiyorlar; 'Gerçek maliyet bazlı fiyatlandırma' diyorlar.

Bir ekonomi düşünün ki, Türk-İş verilerine göre, asgari ücret 22 bin 104 lira. Açlık sınırı 27 bin 970 lira, yoksulluk sınırı 91 bin 970 lira. Nasıl düzelteceksiniz bu ekonomiyi? Masallarla mı? Hukuka ve yargıya güven olmadığı için yabancı yatırımcı gelmiyor. İşsizlik diz boyu, üretimde artış yok. Son iki yılda açılan bir tek fabrika yok. Konkordato tavan yapmış. Doğru-dürüst üretim olmayınca ihracat da yok. Dış ticaret açığı 67 milyar 60 milyon dolara yükselmiş. Kamuda tasarruf yok, israf almış başını gidiyor. Görülmemiş bir gelir adaletsizliği var. Ülkede 6 milyon kişi 80 milyonun gelirine sahip...Bu ekonomi düzelir mi ? O zaman halkın gündeminden düşüreceksin ekonomiyi. Ne ile? Masallarla…

Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Hepimizi sıkıntıya sokan hayat pahalılığı meselesini çözeceğiz' diyor. Nasıl? Yanıtı yok. Önümüzde sabırla kat etmemiz gereken bir yol olduğunu belirtiyor Erdoğan. Sabır kime öneriliyor? Pahalılıktan perişan olmuş halka. Peki doğalgaz, elektrik şirketleri, bankalar, çarşı-pazar, ev sahibi aynı sabrı gösterecek mi? Ne gezer, vur abalıya.

Eroğan hiç zamanı değilken ülkede nüfus artış hızının çok düşük olduğunu söylüyor ve formülü veriyor;

''Boşuna en az üç çocuk demiyoruz. Niye en az 4 çocuk, 5 çocuk olmasın?''

Aileler tek çocuğa doğru dürüst bakamıyor. Çocuklar bitkin, umutsuz. Yatağa aç giren, boş beslenme çantasıyla okula giden, markette tezgahtan aldığı çikolatayı tekrar yerine koyan çocukların ülkesi burası.

Birde MESEM çıkardılar. Çocuklar haftada bir gün okula ,4 gün işe gidiyor. Mesleki eğitim masalıyla ucuz işgücü olarak kullanılıyor minnacık çocuklar. Düşük ücretlerle çalıştırılan yüzbinlerce çocuk hastalanıyor, yaralanıyor, ölüyor. Resmi rakamlarda 2025' de 81 işçi çocuğun yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Felaketin çocuk azlığında değil, çocuk işçilerin çokluğunda olduğunu görmüyorlar.

O zaman gelsin masallar; Terörsüz Türkiye dersin milletvekillerini PKK elebaşıyla görüşmeye gönderirsin. Muhalif Belediye Başkanları için binlerce yıllık iddianameler hazırlarsın. Cumhurbaşkanı adaylarını devre dışı bırakırsın. Ankara Belediye Başkanına 'Bedava çorba dağıttı' davası açarsın. Basını susturur, muhalif kanalları kapatır, en dürüst, en namuslu en devrimci gazetecilerden Merdan Yanardağ'dan bir Casus Lawrence yaratma masalı uydurursun.

Tek amaç var; halkın bir numaralı gündemi ekonomiyi gündemden düşürmek. Nasılsa yasama, yürütme, yargı ellerinde. Basın, sermaye, emniyet, diyanet, tarikatlar avuçlarının içinde . Geriye masal anlatmak kalıyor. İktidarda masallar çok. Daha ne masallarla karşılaşacağız bekleyin. Ekonomi gündemden düşerse , seçimlere de MHP bastonu, DEM omuzuyla giderlerse, vaadlerini masallarla soslarlarsa iktidarlarını sürdüreceklerini sanıyorlar. Unuttukları halk , artık masallardan bıktı.