Nasıl bir ömür? 57 yıla neler sığdırmış? İnanılır gibi değil. Roman desek; bu kadar sürükleyici bir roman yazılması da olası değil.
İstibdat yıllarında doğar, 12 yaşında yetim kalır. O yıllarda giydiği askeri üniformayı 1923 yılında Cumhuriyetin ilanına kadar üzerinden hiç çıkarmaz.
Önce Şam görevi, ardından Selanik'ten İstanbul'a gönderilen Hareket Ordusu, Arnavutluk isyanının bastırılması, Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı, Çanakkale Destanı. Yarbay olarak katıldığı Çanakkale'den General olarak ayrılır. Hepsi 5-6 yıla sığdırılmış. Doğu'ya gider Muş ve Bitlis'i Ruslardan geri alır.
Mondros Mütarekesi'nden sonra Samsun'a çıkış, Amasya Genelgesi, Erzurum, Sivas kongreleri...
Sıra Sevr'in yırtılmasındadır. Ankara'da Meclis açılır. Kuvay-ı Millliye'nin ardından düzenli ordu kurulur. Önce Sarıkamış, Kars, Gümrü kurtarılır. Artık emperyalizme karşı büyük savaş başlamıştır. Çukurova, Antep, Maraş, Urfa savunmaları önceliklidir. İnönü zaferleri, Sakarya Savaşı ve Büyük Taarruz. Büyük Zafer İzmir'de noktalanır. Sonrasında Cumhuriyetin tapusunu oluşturacak Lozan Konferansı ve Cumhuriyet. O artık Cumhurbaşkanıdır.
Dağlarda, çöllerde, karda-kışta, soğukta, çadırlarda, toprak üzerinde uykusuz gecelerde, zaman zaman kuru ekmekle, kuru üzümle geçirilen günlerde ,ama her zaman cephenin en önünde kurşun yiyerek geçirilen inanılmaz 12 yıl.

Vatan düşman çizmesinden kurtarılmıştır ancak daha çok yapılacak işler vardır. Devrimler arka arkaya gelir. Ekonomik kalkınma hamleleri birbirini izler. İngilizlerin kışkırtıp desteklediği gerici isyanlarının bastırılması da vardır gündemde.
Savaşlar ve devrimler dışında kısa yaşamına sığdırdığı o kadar çok şey var ki Büyük Ata'nın ; 4 bine yakın kitap okumuş, aşina olduğu diller dışında mükemmel Fransızca ve Almanca biliyor. Ata binmeyi, dans etmeyi, müzik dinlemeyi, yüzmeyi çok seviyor. Akşam yemeklerine devlet ve bilim adamlarını, sanatçıları davet ediyor, ülke sorunlarını tartışıyor.
Kısa ömrü yetmiyor. Son aylarında Hatay sorunu, Berlin-Roma Mihveri, yaklaşan İkinci Dünya Savaşı, Balkan Anlaşması O'nu rahat bırakmıyor. Ölümün doludizgin geldiği günlerde ''Hatay benim şahsi davamdır' diyor, doktorların uyarılarını dikkate almayarak eylemlerde bulunuyor. Ölümünden yalnızca 3 ay önce Hatay Cumhuriyeti'nin kurulması ateşler içindeki kalbini biraz serinletiyor.
Ata'nın fani vücudunun mücadelesi 87 yıl önce sonlanıyor. Ancak bağımsızlığın, Cumhuriyet'in ve devrim bekçilerinin mücadelesi hız kesmeden devam ediyor. Düşmanlarının, hainlerin cılız sesleri ise hala kesilmedi. O'nun ilkelerine, devrimlerine, aziz hatırasına yaptıkları saldırıları utanmadan sürdürüyorlar. Kocaeli Valiliği'nin aldığı '10 Kasım'da camilerde Mevlit okutulması' kararını akıllarınca protesto ediyorlar. Tarikat bozuntularının büyük hazırlıklarına karşın meydanlarda toplayabildikleri 20-25 kişi. 87.ci ölüm yıldönümünde Anıtkabir'de ,Dolmabahçe Sarayı'nda, Ata'nın Selanik'teki evinde toplanan kalabalıkların tükürmesi halinde boğulacaklar.
İlk ve orta dereceli okulların ara tatilinin 10 Kasım'a denk getirilmesi, veli ve öğrencilerin kapıları kapalı okullara giderek Atatürk'ü anmak istemeleri ve Milli Eğitim Bakanı'nın ''10 Kasım'da hiçbir okul açılmayacak. Kapıları kilitleyin, önlem alın' şeklindeki genelgesi, iktidarın Ata'ya karşı takındığı tavrın bir göstergesi değil mi ? Bir de AKP eski milletvekili var; Şöyle dediği iddia ediliyor; (Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nı Vahdettin kazandı. TBMM'yi Vahdettin açtı.Tarihi yalan anlatmayın.) O zaman tarihi doğru anlatalım; Sakarya Savaşı'nda Mehmetçik düşmanla boğaz-boğaza savaşırkan, oluk gibi kan akarken, Vahdettin ne yapıyordu biliyor musun yobaz milletvekili eskisi? 61 yaşındaki Vahdettin,18 yaşındaki Nimet Nevzat'la Yıldız Sarayı'nda görkemli bir düğünle evlenerek gerdeğe giriyordu.
Son bir söz de bir profesör müsveddesinin 'Mevlit okutarak kimi memnun edeceksiniz' şeklindeki sözleri üzerine olsun. Acaba bu bilim adamı(!) sabah kalkıp aynaya baktığında hiç tükürme gereksinimi duyuyor mu?
Ne yaparlarsa yapsınlar, ne söylerlerse söylesinler, Büyük Atatürk ilkelerinin önderliğinde anti-emperyalist mücadele, devrimleri sahiplenme, aydınlanma bu topraklarda hiç bitmeyecek, çağdaş dünyanın onurlu bir üyesi olarak yolumuza devam edeceğiz.
Ölümünün 87. yılında Ata'mızı sevgi, saygı, minnet ve büyük bir özlemle anıyoruz.