Meclis Ekim ayı başında açıldı, tatil dolayısı ile etrafa saçılan milletvekilleri aynı çatı

altında toplandı…

İyi de oldu!

Düşman uyur mu?

Tam “Birlik, beraberlik” veya “ülke yararına tartışma dosyaları” açılmaya başlamıştı ki;

“Bozuk trampet” Trump, patlak trampetinin arka deliğinden, yani, Barış Pınarı Harekâtı'nın 6. günü 9 Ekim akşamı karşımıza çıkıvermez mi? Dolayısı ile eliyle besleyip silahlandırdığı bozuk düzen PKK/ YPG ordusunu üzerimize saldı. Kısacası, elindeki malzemeye göre “gerilla taktiği-savaşını” devreye soktu…

Soktu da ne oldu?

Mehmetçiğin planlı, ölçülü ve hedefi belli olan “Barış Pınarı Harekatı ile sınırlarımızın güneyine yerleşen hainlere korku, dosta da güven verildi…

* * *

Tabii ki, bu arada Avrupa Birliği (AB), nasıl bir birliktelikse! gerçek yüzünü hemen gösterdi…

Ya başka bir AB sıfatlı birlik! Yani Arap Birliği de Trump’ın patlak trampetinden çıkan

sesin aynısı ile karşımıza çıkmaz mı?

İyi de oldu; dostu, düşmanı çok iyi tanıdık!

Hani, hep söyleriz ya; “yalanım varsa Arap olayım” diye..

İşte öyle bir şey!

Sevgili Erol Evgin’in kulakları çınlasın; onun bestesi ve tarzı ile “İşte öyle bir şey” diyerek

coştum.

Evet, evet “Hani ıssız bir yoldan geçerken/ Hani bir korku duyar ya insan/ Hani bir şarkı

Söyler içinden/ İşte öyle bir şey/ Hani eski bir resme bakarken/ Hani yılları sayar da

insan/ Hani gözleri dolar ya birden/ İşte öyle bir şey …”

Yıllardır bizim, Arap topraklarına kutsal hac dolayısı ile döktüğümüz paralarla yüzlerini

siyaha boyayıp! pisliklerini, içlerinin karasını bizim Akdenizimiz’e, barış denizimiz Ege’nin berrak

berrak sularında yıkayıp, zombiler! misali karşımıza patır, patır çıktılar…

Vay be! Trump, sen neymişsin be!

* * *

Mademki içimizi şarkılarla döküyoruz; Bir de Mazhar Fuat Özkan (MFÖ) üçlüsüne kulak

verelim: Peki peki anladık/ Her şeyden sen anlarsın/ Peki peki anladık/ Her şeyi sen bilirsin/ En güzel grubu sen kurdun/ En güzel sen bakarsın/ Peki peki anladık/ En güzel sen ağlarsın/ İlk önce sen başlattın/ En önce sen yavaşlattın/ En uzağa sen gittin/ En çabuk da sen döndün/ Peki peki anladık/ Sen neymişsin be abi”

Peki peki anladık. TV kanalları kahramanlık türküleri ile sınır ötesine mesaj verirken ben de Türk Sanat Müziği’nin (TSM) sevilen şarkıcılarının söylediği “Şarkılara sordum, söylemediler” diyerek duygularımı sizlerle paylaşmaya çalıştım…

* * *

Emlak satıcısı Trump, Ortadoğu’yu karıştırırken yorulmuş olmalı ki, “Al kardeşim, ben yoruldum sen oyna” diyerek bir gecede Türkiye’yi Rusya’ya satmaz  mı? Ve Ruslar’ın gözetiminde Suriye Ordusu, AYN EL Arap’a girdi. Dün Ankara’nın siyaset günü idi. Bir de dün yani harekatın 9’ncu gününde Ankara’ya düşen mektubu açıldı. Hele Erdoğan'a ve bakanlarına konulan ülkeye girme

yasağı ise tamamen bir ABD saygısızlığı idi. Bakalım Erdoğan’ın “çekilsinler, harekatı sonlandıralım” kartı ne işe yarayacak?

Ben de bu yazıyı ABD- RUSYA'nın “al gülüm, ver gülüm” kafa karışıklığı içinde yazdım..

* * *

Bugünlerde cevapsız kalan sorulardan biri de şu; NATO ülkesi Türkiye’ye diğer ortakları niye karşı? Buna hemen sorularla cevap vermeye çalışayım. Biz, Fırat’ın doğusunda, Suriye’nin kuzeyinde niçin ve kimin için güvenli bölge kurmak istiyoruz? Günlük hayatımıza “güvenlik iyi bir anahtar” değil mi? İlgililerin tavsiye ettiği NATO ülkelerinin resmi web sitesine de bir göz attım. Sizlerin de atmanızda fayda var…

Peki bu konuda NATO’nun amacı nedir? Hemen söyleyelim; NATO’nun amacı, “siyasi ve askeri olarak üyelerinin özgürlüğünü, güvenliğini garanti etmektir...”

Peki, konuya hakim kişilerin dediği gibi “Güvenlik maddesi sadece Türkiye’nin batısındaki ülkeler içindir!” diye bir madde var mıdır? Bulan varsa, bizlere de söylesinler öğrenelim!.