Hani 9 gün sonra yerel seçimler olmasa biz, bir yandan açlık-yokluk sınırında Ramazan sofralarında “Mart kapıdan baktırır, kazma-kürek yaktırır” sohbetleri ile Ramazan Bayramı’nı bekleyecektik…

Evet emir, demiri kesermiş ya! Başta İstanbul olmak üzere Cumhurbaşkanı ve AKP’nin Genel Başkanı Erdoğan, yerel belediye başkan adaylarının eline tutuşturduğu seçim söylemleri ile meydanlardaki “seslilik ve sessizliğin” nabzını yokluyor. Örneğin İstanbul’daki aday Murat Kurum’un yaptığı gafları, matematiksel yanlışlıkları düzeltmek için sahaya bizzat kendisi çıkıyor… Hani yapılan gaflar ise Ramazan sohbetleri gibi dilden dile dolaşıyor…

Nitekim yarın ve öbür gün AKP Genel Başkanı Erdoğan’ı, Ankara ve İstanbul’da meydanlarda göreceğiz. Konu belli; Murat Kurum’un gaflarının üstünü çizip, muhtemelen de “Siz onu değil beni dinleyin, oyunuzu ona göre verin!” demeye getirecektir! Vatandaş ise İstanbul adayları  Ekrem İmamoğlu ile Murat Kurum’un TV ekranlarında karşı karşıya gelmesini istiyor! Tabii ki, bu da “yürek işi” olsa gerek!

İstanbul’un gündemi kalabalık; Gezi Parkı ve İstanbul Kanalı ve de adayların mal

varlıkları…

Ankara’da Mansur Yavaş, İzmir’de Dr. Cemil Tugay seçmenlerin gönlünde yatan isimler.

Bunu da 9 gün sonra, 31 Mart akşamı TV ekranlarından takip edip rahatlayacağız…

Yeter ki, vatandaşlık görevlerimizi yerine getirelim. Çünkü, son pişmanlık para etmez!

* * *

Değerli okurlarım, pek çoğunuzun bildiği gibi mesleki orijinim spor yazarlığı…

Dolayısı ile köşe yazılarım hep “3-S”li, yani “spor, siyaset ve sanat- sanayi” ağırlık

olur…

Siyasette “sandık yolu” göründüğünden bu yana siyasi üsluptaki seviye kaybı hepimizi oldukça rahatsız etmeye başladı! Biz siyasetteki “kirliliğe” dikkat çekmeye çalışırken, ülkemizin spordaki en popüler dalı olan futbolumuzda geçtiğimiz hafta sonu Trabzon’da Trabzonspor- Fenerbahçe maçında yaşananlar hepimizi derinden yaraladı! Yeşil çimin, kırmızıya boyanmasına ramak kalmıştı! Avrupa Kupalarında kazandığımız “itibar” maalesef “utanca” dönüştü. Futbol ahlakından nasibini almamış! Üç beş zibidinin yaptıkları bazı sokak olaylarındaki gibi inşallah hasır altına süpürülmez…

* * *

Siyaset veya politika…

Politika sözcüğünün Antik Yunan’da, Atina’da; halkla ilgili, halka dair anlamına gelen “Politikos” sözcüğünden türetildiği söylenir. Kısacası, demokrasi de birkaç kişinin değil, tüm yurttaşların katkılarıyla olacağına, herkesin eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğuna ve yönetimde yeteneklerine göre görev alabileceğine inanılır.

Son olaylara baktığımızda, politikanın da, sporun da halkla ilgili; halkın, toplumun yararına olduğu anlamı acaba bizde giderek unutulmaya mı başladı diye düşünmeden edemiyor insan!

Biz güçlü bir toplumuz. Siyasetten spora kadar bugünleri inşallah çabuk atlatırız.

Yeter ki, 9 gün sonra önümüze konulacak sandıklara sahip çıkalım. Tabii ki, sporumuzda yaşanan son olayları da aynı duygu ve düşüncelerle tarihin çöplüğüne atarız…

Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasetçinin de, sporcunun da “zeki ve

ahlaklısını” sevdiğini unutmayalım…