Haydi sandığa!

Günlerdir “Sandık… Sandık…” diye diye usandık!

Bir yanda “Sandık bahane, aklını çeldiklerimizden gelecek oylar şahane!” diyen profesyonel oy avcıları, diğer yanda neredeyse tek başına bir iktidarın tüm kadrolarına karşı savaşan(!) belediye başkan adayları…

İşte sandık yolu göründü; inşallah İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum gibi yanlış saymadıksa(!) iki adım ötemizde, yani “”yatçaz, kalkçaz, yatçaz kalkçaz” 2 sabah sonra gözlerimizi sandıkların başında açacağız… Hayırlısı olsun, öyle ise haydi sandığa…

* * *

Aslına bakarsanız bizler geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanlığı seçiminden çıkmış  tecrübeli seçmenler sayılırız. O günkü seçmen sayımız  60 milyon 771 bin 238 idi. Şimdiki sayımız ise 61 milyon 441 bin 882…

Yukarıda “Sandık… Sandık” derken sandıklar içinden çıkacak oyların renkleri de, boyları da çok değişik olacak. Bazıları gibi matematik yanlışlığı yapmadan şöyle açıklayayım: 81 il, 973 ilçe 390 belde ve de 50 bin 336 muhtarlık bölgesinde tercihimizi yapacağız. Bu geniş kapsamlı seçim yarışında 34 siyasi partinin amblemini göreceğiz. Hemen ilave edeyim ki, bu seçimde 18 yaşını doldurmuş 1 milyon 32 bin 610 gencimiz de ilk defa oy kullanacak…

Bu rakamları verirken belki kafa karışıklığına yol açar düşüncesi ile toplumumuzun en çok feryat eden kesimi olan “Emeklilerimiz” yanı sıra işsizlikten yakınan, dolayısı ile yurtdışına gitme hazırlığında olan 1 milyon 32 bin 610 geleceğimizin garantisi olan “gençlerimize” de dikkatinizi çekmek istedim…

Evet, 31 Mart akşamı saat 17’den itibaren “rakamların dansını” izler gibi Büyükşehir, belde, köylerimizin yeni başkanlarını hatta meclis ve köy ihtiyar meclislerinin kimler olacağını, beklemeye başlayacağız. Tabii ki, heyecanlarımız, ses renklerimiz de çok farklı olacak.

* * *

İstanbul, Ankara ve İzmir’den gelecek sonuçları aşağı-yukarı tahmin edebiliyoruz!

Çünkü bu illerimizde iktidarın neredeyse tekmili birden boy gösterip, kapı kapı dolaşıp oy istediklerine göre onları “Yangına koşan itfaiyecilere” benzeten kişilerden gelen o kadar çok hikaye ve şarkı dinledim. İnanın haddi hesabı yok diyebilirim.

İşte bu şarkılardan birini de sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Yangın olur, biz yangına gideriz/Düz ovada keklik gibi sekeriz/Yokuşlarda şahin gibi uçarız/Yokuşlarda şahin gibi uçarız/Sandık sandıklar içinde çok şanımız var/Hazreti Mevla'ya yalvarmamız var/Beyoğlu'ndan kalktık sandık selamet/Galata'ya vardık, koptu kıyamet/Hurşit Reis, sandık sana emanet’’