Tıbbi ve Aromatik Bitkileri Araştırma Uzmanı Nazım Tanrıkulu, “Bazı insanlar kaldırım kenarlarında, duvar boşluklarından çıkmış bitkiler gördüğünde ‘Yabani bitki’ nitelendirmesi yaparlar. Aslında yabani olan bizleriz onların alanlarını betonlaştırdığımız için. Bitkilerin de duyguları var, 5 Mayıs ‘Dünya Bitki Günü’ nedeniyle bu gün bitki olalım ve bitki gözünden bakıp inceleyelim. Bitkileri doğru zamanda doğru şekilde toplamak gerekir, yolar gibi toplamak o bitkiyi yok edebilir”

Dünyada beton kullanma rekorları kıran ülkemizde yaşanan doğa katliamlarını düşündükçe kahrolmamak elde değil. Allahtan bir avuç duyarlı insan sayesinde korucuyu, bilinçlendirici güzel çalışmalar yapılıyor da teselli buluyorum. Mekezi İzmir’de bulunan İva Natura Laber Kimya tarafından Datça’da düzenlenen ‘Dünya Bitki Günü’ turuna, meslektaşım TRT İzmir Yönetmeni Erhan Taşdemir ile katıldım. 5 milyon nüfuslu ve beton yığınlarıyla kaplı bir kent haline gelen İzmir’den sonra çiçek ve kekik kokulu dağlar ruhuma adeta ilaç gibi geldi. Kentin ağır yükünden kaçıp doğaya sığınan Kadın Doğum Hastalıkları Uzmanı Dr. Riyat Gül, Londra, Amerika ve İstanbul’dan sonra Datça’da Sage Botanics şirketini kurarak yerel bitkilerden alternatif bitkisel ekstraktlar üreten Ezgi Erkan, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Araştırma Uzmanı Nazım Tanrıkulu ve İva Natura Laber Kimya Kurucusu Levent Kahrıman’dan bitkilerin insan yaşamındaki faydalarını öğrendik. Yaklaşık 40 kişilik gruba doğanın içinde bitkileri tek tek göstererek özelliklerini, faydalarını anlatan Nazım Tanrıkulu, “Bitkilerin de duyguları vardır. Dünya Bitki Günü nedeniyle bu gün bitki olalım ve bitki gözünden bakıp inceleyelim.

71E3300B 9128 439D 9A3A 947Af88894F0

HİÇ BİR DÖNEM BU KADAR DOĞA KATLİAMI YAŞANMADI

Bazı insanlar kaldırım kenarlarında, duvar boşluklarında çıkmış bitkileri gördüğünde ‘YABANİ BİTKİ’ derler ve yolup atarlar. Aslında yabani olan bizleriz onların alanlarını betonlaştırdığımız için. Öğrencilerimiz hazırladığı pankartlarda “Sensin Yabani”, “Onlar Asıllardır” yazdılar. Bitkileri doğru zamanda doğru şekilde toplamak gerekir, yolar gibi toplamak o bitkiyi yok edebilir” sözleri çok etkileyiciydi. Evet aslında yabani olan biz insanlarız. Çiftçinin yılda iki üç ürün veren tarım alanları, zeytinlikler, ormanlar maden çıkarmak, sanayi sitesi kurmak uğruna beton yığınlarına dönüştürüldü. İnsanın canı yanıyor. Nazım Tanrıkulu, özel üretilen bir cihaz ile bitkilerin çıkardığı sesleri dinletip öksürüğe iyi gelen Plantonin otu, yaralara iyi gelir Biberiye otu, Zufa otu, hayıt, kekik, yabani sakız, haşhaş familyası, sistus bitkisi yeşil çaydan 100 kat fazla etkili antioksidan (Hücre yenilenmesi ve yaşlanma karşıtı)

Antiviral ilaçlar, vücudun hastalığa neden olabilecek belirli virüslerle ve viral enfeksiyonlarla savaşmasına yardımcı olan ilaçlardır” diyerek bilgiler verdi. 25 yıl boyunca çeşitli kentlerde Kadın Doğum Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan Dr. Riyat Gül, konuşmasında şehirden kaçıp doğaya neden döndüğünü ve “Datça ve Bozburun Yarımadasının Endemik ve Nadir Bitkileri” adlı bir kitap yazdığını belirterek şunları söyledi; “Çocukken Doğan Kardeş adlı bir dergi vardı, onu okuyup büyüdüm. Kapağın iç sayfası zebra, farklı maymun türleri, gergedan vs. gibi hayvan çizimlerini içerirdi ve ben hepsini ezbere tanıyordum. Sanırım doğaya ilgim böyle başladı ve kırkından sonra pek bir şey bilmediğimi fark ettiğim kuş dünyasına daldım. Kuş gözlemciliği için yurdun dört bir yanını dolaşırken havadakilerden başka yerde de harika bir dünya olduğunu fark ettim.

78Dd85D6 F964 47B6 Bcc0 78Ea391Cd5Ee

BİTKİLERLE 17 YIL ÖNCE TANIŞTIM

Türkiye’nin farklı bölgelerinden bitki örnekleri toplayıp tanımlamaya başladım. Sivrihisar’da tesadüfen gördüğüm bir kardikeninin, bilim insanlarınca

benzeri olmayan, sucul yapraklı (succulent) bir kardikeni olduğu fark edilmiş ve dünyaya yeni tür olarak yayımlanarak adıma ithaf edilmiştir. Amatör doğaseverleri bir araya getirmek ve botanik bilimcilerle tanıştırmak amacıyla 2009 yılında Facebook’ta “Flora” grubunu kurdum. Bu sayede

Türkiye’nin dört bir yanından ve her meslekten insanın, yöresindeki bitkileri fotoğraflayıp tanıştırdığı bir platform oluştu. Üyeler arasında çoban, cami imamı, dövmeci, emekli doktor, öğretmen gibi sayısız meslekte insan mevcut.

Aynı yıl, elimizdeki tanımlanmış bitkilerin fotoğraflarını paylaştığımız ve herkese açık olan www.turkiyebitkileri.com adlı web sitesini kurdum. Amatör veya profesyonel yüzlerce insanın fotoğrafından oluşan bu sitede halen Türkiye’deki onbin civarında bitki türünün 6 bin 200 kadarının 50 bini aşkın fotoğrafı yer almakta, yurt içinden ve dışından bir milyonun üzerinde takipçimiz var. 30 kadar bitkinin daha önce bilinmeyen türler olduğu fark edilmiş ve bilim insanları tarafında dünyaya yeni tür olarak yayınlanmıştır.

DOĞADA ŞİFA VE HUZUR VAR

Halen Datça ve Bozburun yarımadalarındaki yanan alanlarda nadir ve endemik bitkilerin etkilenme durumu ile ilgili araştırmalar yapıyoruz. Dr. Kenan Akbaş, Bülent Elmas, Rıfat Özdemir, Buse Topçuoğlu birlikte “Muğla’nın Nadir ve Endemik Bitkileri” adlı kitabımız yayınlandı”. Amerika ve İstanbul’dan sonra Datça’da Sage Botanics şirketini kurarak yerel bitkilerden alternatif bitkisel ekstraktlar üreten Ezgi Erkan,“Avrupa’daki ülkelerden daha fazla Anadolu topraklarında şifalı ve endemik bitki türleri zenginliği var. Sage Botanics olarak misyonumuz yerel floramızın zenginliklerini kullanarak bitkisel bazlı doğal ham maddeler üretip yurtiçi ve yurtdışı piyasalarına pazarlamak oldu. Gıda, hijyen, kişisel bakım, ilaç ve tarım sektörlerinde kullanılan sentetik bazlı hammaddeler yerine alternatif bitkisel ekstraktlar, bio-aktif hammaddeler ve formüller geliştiren ve ticari boyutta üreten AR-GE ve kalite odaklı bir biyoteknoloji şirketi olduk” dedi.

Ac9Fbd56 9B51 489C 9Bb8 Fffb28Ab8500

DOĞADAN ÖĞRENEREK, BİRLİKTE İYİLEŞİYORUZ

Türkiye genelinde “Anadolu’nun Şifalı Bitkileri” konulu kısa film yarışması düzenleyip bitkilerin önemine dikkat çeken İva Natura Laber Kimya Kurucusu Levent Kahrıman, “Kozmetik Bitkileri Yürüyüşü’nü bu yıl Datça’nın eşsiz doğasında, Sage Botanicals ev sahipliğinde gerçekleştirdik. Datça-Bozburun Yarımadası’nda yerel flora, endemik bitkiler, etik hasat kuralları, etnokozmetik tarihi ve sürdürülebilir üretim üzerine yerinde bilgiler aktarıp tartışarak, koklayarak ve hissederek derinleştik. Etkinlik boyunca Muğla’nın yüzde 18’i endemik olan 2.000’den fazla bitki türünü gözlemledik. Doğayla uyumlu tarım ve restoratif yaşam pratiklerini konuştuk, bitkilerin yalnızca “etken madde” değil, birer “Canlı” olduğunu hatırlatan sohbetler ettik. Etik toplayıcılık ve onurlu hasat kuralları üzerine kolektif fikirler geliştirdik, kozmetiğin kadim formüllerden bugüne uzanan dönüşümünü birlikte değerlendirdik. Kimi zaman bilimle, kimi zaman mitolojiyle, kimi zaman da duyularımızla yürüdük. Yerelden evrensele açılan bu anlamlı yürüyüşte emeği geçen tüm katılımcılara, konuşmacılara ve doğaya gönül veren herkese teşekkür ederiz. Doğadan öğrenerek, birlikte iyileşiyoruz”dedi