Türkiye’de avcılığın yasal oluşu, uzun yıllardır tartışılan bir konu. Bizler yani; hayvanseverler, çevreciler ve genel anlamda duyarlılık sahibi tüm vatandaşlar şunu diyoruz:

“Ülkemiz ekosistem zenginliğini yitiriyor. Son 50 yılda birçok hayvan türü; habitat alanlarının daralması, avcılık, çevre kirliliği gibi nedenlerle ya tükendi ya da tükenmenin eşiğinde. Hal böyleyken avcılığın hala daha yasal olması ve teşvik edilmesi kabul edilemez. Doğal hayat, yasalarca korunmalıdır.”

Biz böyle diyoruz ama sesimizi bir türlü yetkililere duyuramıyoruz.

Maalesef her şeye rağmen avcılık; devlete bir gelir kaynağı olarak görülüyor ve sürdürülüyor. Halbuki bir gün bu topraklardaki hayvan zenginliğimiz tükendiğinde, dünyaları versek asla geri satın alamayacağımız bir kayıp yaşayacağız.

***

Geçtiğimiz hafta gündemde yine bir avcılık fiyaskosu vardı.

Bilmeyenler için özet geçeyim:

Alanya’nın kapatılan Güzelbağ belde belediyesinin eski başkanı MHP’li Mehmet Kula, devletin kızıl geyik ihalesine katılarak Türkmen Dağı eteklerinde ava çıktı. Avladığı kızıl geyiğin fotoğrafını da bir güzel sosyal medya hesabından göğsünü gererek paylaştı.

Tabii fotoğraf büyük tepki çekti. Binlerce vatandaş, avlanan hayvanın nesli tükenmekte olan bir tür olduğuna dikkat çekerek, avcılığın yasaklanması talebini bir kez daha dile getirdi.

Tepkiler karşısında şaşıran MHP’li eski Başkan ise kendini şöyle savundu:

“Devletin izin verdiği miktarda ücretini ödemek koşuluyla yasal bir avlanma yaptık. Zaten avlandığımız hayvan yaşlı, devletin izin verdiği hayvanlar da onlar. Ben devlet adamıyım, yanlış, yasal olmayan bir şeyi asla yapmam. Tepki verenlerin amacı üzüm yemek değil, bağcı dövmek. Avcılar toplumun en düzgün insanlarıdır. Bir lira devletin herhangi bir kurumuna borcun olsa ne ruhsat ne de belge alabilirsin. Fincancı katırları ürktüğüne göre yanlış yolda değiliz.”

***

Şimdi Kula diyor ki; yasal olmayan bir şey yapmadım. E, haklı tabii. Yaptığı şey maalesef yasal. Zaten sorun da tam burada.

Avcılık yasaklansın diyenlerin, bu işten herhangi bir bireysel kazancı, maddi çıkarı yok. Bizim tek isteğimiz, nesli azalan hayvanların artık rahat bırakılması. Onlara ve gelecek nesillerine yaşam şansı verilmesi.

Avcılık; insanoğlunun yerleşik düzene geçmeden önce yaşamını sürdürebilmek için yaptığı zorunlu bir eylemdi. Günümüzde ise adına “spor” denilerek, parayla hayvanları katletmeye şık bir kılıf uydurulmaya çalışılıyor. Ama bu kılıf o kadar şeffaf ki arkası net şekilde görülüyor.

***

Patili dostlar aç kalmıyor

Depremin üzerinden 20 gün geçti… İzmirliler olarak ilk şoku atlattık ama depremde kaybettiklerimiz ve depremin bizde uyandırdığı duygular hala diri.

Belki de bu iyi bir şey. Çünkü depreme karşı duyarsızlaşmamalı; çürük ama ruhsatlı binalarda yaşamayı normalleştirmemeliyiz.

Depremin doğal bir afet olduğu konusunda hemfikiriz. Ama depremde ölmenin kader gibi algılanmasına karşıyız. Bu kentteki her insanımız güvenli binalarda yaşamaya başlayana kadar, deprem konusundaki farkındalığı çoğaltarak sürdürmeliyiz.

Bir yandan farkındalığı yaymaya diğer yandan depremin yaralarını sarmaya devam ediyoruz.

Belediyelerin ve hayvan hakları savunucularının depremzede patili dostlar için çalışmaları da tam gaz sürüyor.

İlk günden bu yana sahada olan Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) ekipleri, yetkililerle yakın temas halinde hayvanların ihtiyaçlarını gidermeye gayret ediyor.

HAYTAP’ın bu önemli çalışmalarına özel kuruluşlar da destek veriyor. HAYTAP ve hayvanseverler tarafından toplanan 4 ton mama önceki hafta Bursa Büyükşehir Belediyesi aracıyla Seferihisar ile Bayraklı ilçelerindeki bakımevlerine ulaştırılmıştı.

Kurumlardan mama bağışı

Son olarak da Klivet, İzmir Veteriner Hekimleri Odası ve Royal Canin işbirliği ile Royal Canin marka mamalar ve Acıbadem Üniversitesi Hayvan Dostu Kulübü’nden de Reflex marka mamalar depremzede canlar için bağışlandı.

HAYTAP ekipleri de mama bağışlarını sahipleri ile buluşturuyor. Bayraklı ve Bornova’da kurulan çadır kentleri dolaşan gönüllüler hayvan sahiplerine patili dostları için mamalarını teslim ediyor.

HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder’in çalışmalarla ilgili bizimle paylaştıkları şöyle:

“Deprem gününden bu yana tüm gönüllülerimizle her an sahadayız. Yaralı hayvanlarımızın tedavilerinin yaptırılması, hasarlı binalarda kalan hayvanların dışarı çıkartılması konusunda devreye girdik. Bir yandan da depremde zarar gören bölgelere günlük mama yardımı çalışmalarımız sürüyor.

Bu anlamda bize destek veren herkese sonsuz teşekkür ediyoruz. Önceki günlerde de Klivet, İzmir Veteriner Hekimleri Odası ve Acıbadem Üniversitesi Hayvan Dostu Kulübü’nün mama bağışlarının dağıtımını yaptık.

Gelen mamaların çoğu köpek maması olduğu ve çadırlarda daha çok kedi olduğu için, Bayraklı Belediyesi’nden de 2 paket kedi maması takviyesi alıp yola koyulduk.

Çok güzel insanlarla karşılaşıp onların canlar için yaptıkları fedakarlıkları dinledik. Çadırlarda yaşamaya çalışan patili ailelere mama dışında box ve kap yardımı yapmaya da devam ediyoruz.

Öte yandan çadır bölgesi yakınında tespit ettiğimiz çok sayıda kedi, köpek için de Bayraklı Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Armağan Kirdeci ile iletişime geçerek kısırlaştırma istedik.”

Önder, mama yardımı dışında deprem bölgesinde birçok canı tedavi eden Mascote Veteriner Kliniği’ne de ayrıca teşekkür ediyor. Bu özel klinik deprem bölgesinde bulunan bir anne kedi ve gözleri çok kötü durumda olan 4 yavrusunu, çöpten kurtarılan bir başka yavruyu, gözleri kör iki yavru kediyi tedaviye almış. Veteriner hekim M. Oğuz Aydın’a, canlarla tek tek ilgilenen Betül Sarıtaş’a biz de hayvanseverler olarak çok teşekkür ediyoruz.

Bu arada tedavileri bitince kediler için yuva arayışı başlayacak. Umalım ki her birinin güzel, sıcak yuvaları olsun.

***

Karaburunlu patili dostlar kulübe desteği bekliyor

İzmir’in Karaburun ilçesinde, belediye tarafından yaptırılan yeni Geçici Hayvan Bakımevi ve Rehabilitasyon merkezinde yavaş yavaş mutlu sona yaklaşılıyor.

Ben de çalışmaları Karaburun’da yaşayan HAYTAP Basın Sözcüsü Şule Baylan’ın sosyal medya hesabından takip ediyorum.

Geçtiğimiz gün gözüme kulübe ihtiyacı ile ilgili bir paylaşım ilişince hemen bu çağrının yaygınlaşmasına destek vermek istedim.

İlçede sahipsiz hayvanlarla ilgili önemli çalışmalara imza atan Karaburun Evsiz Canları İçin (KEÇİ) Derneği, yeni bakımevinin ihtiyacı olan kulübelerle ilgili duyarlı vatandaşlara çağrı yapmış.

Detayları HAYTAP Basın Sözcüsü Şule Baylan’dan aldım. Baylan’ın aktardıkları şöyle:

100 Adet yeterli olacak

“Eski bakımevinin kulübelerinin bir kısmını HAYTAP vermişti, bir kısmı da İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından temin edilmişti. Ama bu kulübeler artık çok eskidi. Yeni ve güzel kulübelere ihtiyacımız var. Biz yağmura, rüzgara dayanıklı, korunaklı, büyük ve yüksek ayaklı kulübeler istiyoruz. Yüksek ayaklı talep etme nedenimiz de; kulübelerin ayakları alçak olduğunda altını yıkamamız ve temizlememiz mümkün olmuyor. Dolayısıyla bakımevinde hijyeni sağlamak için bu tip kulübeleri tercih ediyoruz.

Karaburun Bakımevi’ne yerleştireceğimiz bu kulübelerin üzerinde kartlar olacak. Bağış yapan vatandaşlarımızın isimleri KEÇİ Derneği logosu ile birlikte kulübelerin üzerine yazılacak.

HAYTAP olarak biz zaten yeni bakımevine başından beri destek veriyoruz. Kedi pansiyonları, ameliyathane, röntgen, klima gibi daha büyük bütçeli yardımları yaptık.

Kulübeleri de destek vermek isteyen duyarlı vatandaşlarımızla birlikte gerçekleştirelim istiyoruz.

Bakımevinde 60-70 civarı kulübeye ihtiyacımız var ancak 100 civarında bağış gelirse, kalanları da ilçenin belli noktalarına yerleştirerek sokak hayvanlarına barınak olması için kullanabiliriz.”

Siz de eğer Karaburun Belediyesi’nin yeni bakımevinin patili sakinlerine kış öncesi ufak bir destek vermek isterseniz KEÇİ Derneği’ne 0532 651 73 23 no’lu telefondan ulaşabilirsiniz.

***

Elini taşın altına koyan veterinerlere teşekkür

İzmir’in Narlıdere ilçesinde sahipsiz sokak kedilerinin popülasyon artışını kontrol altına alarak can dostların yaşam kalitelerini artırmak amacıyla Temmuz başında “Sokak Canlarına Kliniklerden Tam Destek” projesi başlatılmıştı. Narlıdere Belediyesi ve Narlıdere Kent Konseyi ile gerçekleştirilen protokol kapsamında ilçede hizmet veren Fox Veteriner Kliniği, Medicapet Veteriner Kliniği, Oksijen Veteriner Kliniği, Pastör Veteriner Kliniği, Pati Veteriner Kliniği ve Wellvet Veteriner Kliniği kısırlaştırma çalışmalarına destek sağlamıştı.

Proje kapsamında 4 ayda belediye veterinerlik işleri haricinde 85 kedi kısırlaştırıldı. Klinik sahipleriyle Barış Lokantası’nda yemekte buluşan Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin “Can dostlarımızın sağlığı bizler için önemli. İşbirliği yaptığımız kliniklere teşekkür ediyorum” diyerek veteriner hekimlere teşekkür plaket takdim etti.

Belediyelerle özel kurumların can dostlar için böyle bir ortaklık kurması bence çok güzel bir adım. Devamının gelmesi dileğiyle…

***

Sosyal Medyadan İnciler

Bu hafta sosyal medyayı tararken hem çok güldüren fotoğraflara denk geldim hem de harika sözlere…

Tabii hepsini buradan sizlerle paylaşmam pek mümkün değil. Düşündüm taşındım bu hafta; 2020 gibi bir seneyi yaşayan hepimizi biraz olsun motive edebilecek bir alıntıyı bu köşede yayınlamak istedim.

“Geminin için su almadığı müddetçe, sonsuz büyüklükteki deniz o gemiyi batıramaz. Siz zihninize girmesine izin vermediğiniz müddetçe, olumsuzluklar da sizi yıkamaz”

***

Kimi takip etsek?

Bu haftaki önerim; üye sayısı 30 bine yaklaşan Facebook’taki “Kalpler Erisin” sayfası. Sloganları: “Tüy uçar, minnoşluk kalır.”

Ne zaman canım sıkılsa Kalpler Erisin’e tıklayıp son paylaşımlara bakıyorum. İstisnasız olarak sayfadan gülümseyerek ayrılıyorum.

Bu sayfa, hayvanseverlerin buluşma noktası olmuş durumda. Kullanıcılar evcil hayvanlarının özellikle de kedilerinin komik fotoğraflarını, eğlenceli yazılarla paylaşıyor.