Nihayet ilacı buldular.
Gece yarısı çıkan bir kararnameyle Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları oluşturuldu.
Bilim teknolojiden, güvenlik ve dış politikaya, hukuktan kültür sanata kadar çeşitli kurullar var.
Kurullarda kimler yok ki her biri ayrı bir değer.
İlnur Çevik'den Burhan Kuzu'ya, Alev Alatlı'dan Iskender Pala'ya, Orhan Gencebay'a kadar bu ülkenin tanıdığı en mutena isimler bu kurullarda.
Ama kurulların en önemlisi Ekonomi Politikaları Kurumu.
Böyle bir kurum olur da joleli arkadaş bulunmaz mı?
Elbette var.
Yanında Tekfen Yönetim Kurulu üyesinden, ilahiyatçı profesörlere kadar herkes mevcut.
Profesör Servet Bayındır İstanbul Üniversitesi Temel İslam Bölümü'nde İslam Hukuku Ana Bilim dalında öğretim üyesi.
Kendileri Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu.
Ayrıca Malezya'da İslami Finans dalında tezsiz yüksek lisansı var.
Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurumu için biçilmiş kaftan.
İşte batı şimdi yandı.
"Onların doları varsa, bizim Allahimız var" tezini uygulama alnında kendilerine göstereceğiz demektir.
Hele bir de enflasyonu yüksek gösteren adamları görevden alıp, yerine damadın arkadaşlarını getirdik mi görün siz krizin başını nasıl eziyoruz.
Ne dedi Erdoğan?
"Bütün bakan arkadaşlarıma söyledim. Bunlardan fikri danışmanlık hizmeti de almayacaksınız ,biz bize yeteriz" demedi mi?
Böylece damadın anlaşma yaptığı McKinsey şirketini taca atmadı mı?
İyi de Berat Bey de daha önce "McKinsey algısı cehaletten değilse ihanettendir" demişti.
Ne olacak şimdi?
Bir şey olacağı yok.
İki gün ortalıkta görünmez, 'Bakın burası çok önemli' demez olur biter.
Hem demediler mi?
"Kriz beraberinde birçok fırsatı getirir."
İşte şimdi bu fırsatlardan yararlanma zamanı.
Sarayın günlük bir milyon 800 bin liralık harcamasını bile arttırabiliriz.
IMF'nin 23 milyar dolarlık borcunu ödemedik mi?
Ama bu arada 446 milyar dolar borçlanmışız.
Ne gam.
Kurullarımiz tıkır-tıkır çalışıyor.
Artık kriz falan yok.
Konkordato isteyenler, iflas edenler nasıl pişman olacaklar göreceksiniz (!)