Bugün 1 Mayıs. Emek ve Dayanışma Günü. Tüm emekçilere ve onlarla dayanışma içinde olanlara kutlu olsun. Türkiye'nin 81 vilayetinde işçiler, aydınlar, devrimciler, öğrenciler çalışanların hakları için, barış için, laiklik için, özgürlükler için, baskılara karşı hep bir ağızdan haykıracaklar.
Türkiye'de 1 Mayıs, İstanbul Taksim Meydanı ile bütünleşmiştir. 1 Mayıs denilince akla ilk gelen Taksim Meydanı'dır. Ancak yıllardır bu meydanda 1 Mayıs kutlamalarına izin vermiyorlar. Meydanda futbol gösterileri, yılbaşı kutlamaları, kutlu doğum haftası etkinlikleri serbest, 1 Mayıs yasak. Kutlamaları 15 bin polis, 120 TOMA eşliğinde Bakırköy Halk Pazarı'na aldılar.
Çünkü korkuyorlar. Korkuyla yatıp, korkuyla uyanıyorlar.
Bakmayın atıp-tuttuklarına, günleri hep korkuyla geçiyor.
Meydanlardaki bütün toplantıların, Gezi eylemine dönüşmesinden korkuyorlar.
Berkin Elvan'dan, Abdullah Cömert'den, Ali İsmail Korkmaz'dan korkuyorlar.
Stadlarda 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz', 'Türkiye laiktir laik kalacak' haykırışlarından korkuyorlar.
Gezi'de TOMA'ya göğsünü siper eden, cumhuriyet mitinglerinde haykıran gençlerden korkuyorlar.
Silivri zindanlarına dayanan, Cumhuriyet devrimlerini omuzlayan aydınlardan korkuyorlar.
Emekçi eylemlerin en önünde saf tutan kadınlardan korkuyorlar.
Kuvvetler ayrılığından,yargının bağımsızlığından, polisin tarafsızlığından korkuyorlar.
Basın özgürlüğünden, ifade özgürlüğünden, laiklikten korkuyorlar.
Kadın-erkek eşitliğinden, kızlı-erkekli dolaşanlardan korkuyorlar.
Ayakkabı kutularının, yatak odalarından etrafa saçılan milyonlarca doların, milyonluk saatlerin gündeme gelmesinden korkuyorlar.
Anayasa Mahkemesi'nden, barolardan, meslek odalarından, bağımsız medyadan korkuyorlar.
Sosyal medyadan, Twitter'dan, You Toube'dan, Facebook'dan korkuyorlar.
Gerçek sanatçılardan, sporculardan, kulüplerin taraftarlarından korkuyorlar.
Ve... Hepsinden önemlisi hesap vermekten korkuyorlar.
Meclis'te bir kişiye 50 kişiyle saldırmaları, Cuma namazlarına 1500 korumayla gitmeleri hep bu korkunun sonucu.
Şimdi söyleyin dünyanın hangi ülkesinde bu kadar korku içinde olan bir yönetim var?
Etrafımıza duvarlar örerek bu korkularını azaltmak istiyorlar. Ama ne demiş büyük şair;
“O duvar,
O duvarınız
vız gelir bize vız!
Bizim kuvvetimizdeki hız
ne bir din adamının dumanlı vaadinden
ne de bir hülyanın gönlü yakışındandır.
O yalnız
tarihin o durdurulamaz akışındandır...”