Fenerbahçe, 3 Haziran geldiğinde Ali koç yönetiminde yedinci yılını tamamlıyor. Ama bu yedi yıl büyük beklentilere, yüksek bütçelere rağmen taraftarın kalbinde derin yaralar ve sadece bir Türkiye kupası bırakmış durumda. Tek bir soru konuşuluyor: Bu hikâye daha ne kadar devam edebilir?
Her sezon yeni teknik direktör, her kamp zamanı sil baştan yeni kadro. Üç Portekizli, iki Hollandalı, altı tane Türk … Sadece bir ortak noktaları var: Hepsi yarıda kalmış bir hikâyeden ibaret.
Sürekli farklı arayışlar, taktiksel değişiklikler, formaya hissedilen aidiyetin kayboluşu… Peki ya mutluluk? O hala Fenerbahçe’ de çok uzak.
**
14 transfer döneminde 105 futbolcu kadroya dahil oldu. Bu oyunculardan 65’i yabancı, 40’ı Türk. Toplam harcanan para 259,87 milyon euro, gelir ise 198,46 euro. Ama bu yatırımların sahadaki karşılığı genellikle beklentinin altında kaldı. Bu sezon ekonomik olarak en pahalı sezonunu yaşarken, tribünlerde başarıdan çok sessizlik oldu. Sadece para değil, artık umutlar da tükendi.
**
Beşiktaş maçında Kadıköy’de alınan mağlubiyet, bardağı taşıran son damlaydı. Tribünlerde yükselen “istifa” sözleri, belki de bu zamanın özetiydi. Her yolun sonu karanlıkla bitti. Mourinho’nun maç sonrası söylediği “Bu işin sonucu en baştan belliydi” cümlesi, adeta teslimiyetin göstergesiydi.
**
Başakşehir karşısında alınan galibiyet taraftarı tatmin etmedi. Neden mi? Çünkü hala oyun belirsiz, kararlar dengesiz, sadece günü kurtarmaya yönelik. Takımdaki her şey soru işaretleriyle dolu. Mourinho da ne yapacağını bilememesi bunun yansımasıydı. Kazanan ama mutlu olamayan bir camia.
**
Fenerbahçe’ de son zamanlarda konuşulan değişim rüzgârı, artık yavaş yavaş gerçek bir hamleye dönüşüyor. Başkan olmak istediğini açıklayan Hakan Bilal Kutlualp, hızlı bir çıkış yaptı. “Galatasaray’dan altı şampiyonluk gerideysen, bu artık yalnızca skor değil, tarihsel bir alarmdır” diyerek, şu an ki yönetim kısmına ateş püskürdü. Noter destekli imza kapanmayasını başlattı. Kurulan stantlarla tüm camiayı hareketlendirdi. İstediği net. Bu enkazın altından kalkabilen yeni bir yönetim oluşturmak.
**
Haziran ayı, bir seçim zamanı değil; kulüp tarihinde varoluş meselesi. Aynı döngüde devam mı edilecek? Ya da yeni bir sayfa mı açılacak? Ali koç son iddialı sözlerini söylemeye başladı. Ama bu sözler eskidi, heyecanı kalmadı. Camia güzel konuşanla değil, istikrarlı adım atan bir liderle yoluna devam etmek istiyor.
Sorular çoğalıyor, cevaplar alınamıyor. Fenerbahçe’nin geleceği birkaç hafta içinde belli olacak. Ali koç, bu kırılmış güveni kazanabilecek mi? Yoksa bu dönem bir devrin son perdesi mi olacak?