İnsanlar yaşamları süresince amaçlarına ulaşmak, kendilerine göre iyi yaşamak için çeşitli yollar arar, değişik aparatlar kullanırlar. Bunlar çoğu zaman insan, altın, para, güç gibi unsurlardır. Bunları olumlu bir şekilde değerlendirenler, kendine ve topluma katkı sağlarlar. Aksi, toplumların geleceğini olumsuz yönde etkileyecek bir felaketler zincirinin halkalarını örmek olur.

İnsanlık tarihi bunun örnekleri ile doludur. İlk çağlardan başlamak üzere günümüze kadar geçen süre içersinde göçler ve savaşların ana nedeni, toplumları yönetmek ve yönlendirmek için kişisel çıkarlarını, toplum çıkarlarının önüne koyan lider ve yöneticilerin tutumlarıdır. Kendi hedeflerine ulaşabilmek için özgürlük, adalet, paylaşım, çevre bilinci, eşitlik gibi insanı insan yapan değerleri bir tarafa koyarak kendi “Doğrularını” gerçekleştirmeye çalışanlar, bunun için ihanet dahil her yola başvururlar.

Bu tutum yalnızca kendi toplumları için değil uluslararası ilişkileri de etkiler. İtibar kaybı ve yalnızlaşmaya yol açar. Bu tür toplumlar işlevlerini yerine getiremez, giderek parçalanır, “YOK” olma noktasına gelirler. Bugün evrensel boyutta gelişen olaylar bu yaklaşımı doğrulamaktadır.

Rahmetli Turan Güneş 1970 yılının başlarında bu analizleri yaparken “İhtiras Tramvayı’’na binenlerin, ihtiraslarına gem vurmayı bilmeleri gerektiğini, kendi toplumlarının birliğini
sağlamadan, tramvay raylarını, durakları değiştirmeye kalkmamaları gerektiğini
söylüyor. “VATMANLIK’” yapma iddiasında olanların bugün içte ve dışımızdaki gelişmeleri bir de bu bakış açısı ile değerlendirerek rotalarını çizmelerinde yarar var.