Ulus devlet olgusu asırlar sonra yeniden evrensel boyutta gündeme girdi. Belirli bir takım ideolojiler üzerine inşa edilen “ulus devlet” oluşumu, tarih boyunca
değişimlere uğrayıp, hedeflerini değiştirerek günümüze kadar uzanmıştır. ”ULUS DEVLET” in en önemli fonksiyonu yayılmacı politika ve uygulamalara karşı bir “TAMPON” görevi üstlenmesidir.
Bu kavram ,farklı zamanlarda ülkelerin lider ve yöneticileri tarafından farklı şekilde algılanarak politikalar üretilerek etkin olabilme arayışlarına girilmiştir.
Bunun son örneklerinden biri 1900 yılları başlarında İspanya, Portekiz, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin Amerika kıtasındaki başatlıklarını ortadan kaldırmak için kıta bazında “Amerika Amerikalılarındır” sloganı ile bu ülkelerin etkinliklerini kırmak için “Ulus Devlet”
oluşumlarına destek vermiştir. Wilson’un bu “kabuğa” çekilme politikası nedeniyle Amerika 1. İ dünya savaşına onun görevini tamamladıktan sonra katılabilmiştir.
Liberalizm, proleterya, piyasa ekonomisi, faşizm,gibi ideolojik kavramlar üzerine oturtulan ulus devletler, süper güçlerin dünya hegomonyasına yönelik girişimleri
karşısında zaman süreci içerisinde en büyük engeli oluşturmuşlardır. Ancak bu süreçte süper güçlerin kullandığı yöntem ve uygulamalar da değişime uğramış başarı için “Ulus Devletler” hedef olarak seçilmişlerdir. Arjantin’de Peron, Şili’de Allande, Libya’da
Kaddafi, Irak’ta Saddam, Gürcistan, Afganistan’daki gelişmeler değişen bu politikanın sonuçlarıdır.
Bu salt Amerika’nın politikası değil silah, petrol, göç, ekonomik ambargo, yazılım gibi enstrümanları kullanarak başat olma kavgası veren Rusya, Çin hatta
Hindistan gibi ülkelerinde politikası olmuştur.
Bugünün dünyasında bölgemizde yaşanan gelişmeleri (Rusya-Ukrayna Savaşı, İsrail’in saldırganlığı, ulus devlet olamayan Arap ülkelerinin tutumu) bu açıdan
değerlendirmekte yarar vardır.
Bölgede ideolojik temeli olan tek ulus devlet Türkiye’dir. Kemalist ilke ve devrimleri üzerine inşa edilen Türkiye Cumhuriyetini yıllardır içerden ve dışardan
yapılan saldırılarla yıkmak isteyenlere karşı ulusça uyanık olmalı, buna göre politikalar üretip, uygulamalıyız.