Bazı hikâyeler vardır, sadece bir mesleği değil; bir kültürü, bir duruşu taşır. Deriş ailesinin Selanik'in sokaklarından Galata’nın taş kaldırımlarına uzanan bu yolu, sadece hukukla değil, insanlıkla örülmüş bir yolculuk.

Her şey, 1882 doğumlu Celal Derviş Bey’le başlamış. Babası İsmail Nazmi Bey’in markalar ile kurduğu ilişkiler, ailenin ufkunu genişletmiş; oğul Celal, İstanbul’daki Mekteb-i Hukuk-ı Şahane’den mezun olduktan sonra uluslararası ticaret hukukunda aranan bir isim haline gelmiş. Henüz askerliğini yapmadığı için İstanbul’a geçemeyince Selanik’te fahri müdürlük yapmış, beş dil öğrenmiş, hukuk dersleri vermiş, “Hukuk-i İdare” adlı kitabını yayımlamış. Babasının emekliliğiyle artan maddi yükü paylaşmak için genç yaşta iş hayatına atılmış.

1912’de İstanbul’a taşınan Celal Derviş Bey, Galata’da açtığı bürosuyla ticaret hukukunun yanı sıra fikri ve sınai mülkiyet alanında da öncülük etmiş. Deutsche Bank gibi uluslararası kuruluşlarla çalışıp sigorta şirketlerini temsil etmiş. Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alarak Cumhuriyet’in şefkat kurumlarının temelini atmış. Şişli Terakki’nin Kurucusu 1919’da Şişli Lisan Mektebi’ni kurarak eğitime de yön vermiş. Ruhsatsız kurulduğu söylense de, kısa sürede Cumhuriyet’in köklü eğitim kurumlarından biri haline gelmiş.

1938’de aile Deriş soyadını almış. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Etem Derviş Deriş, babasının izinden giderek avukat olmuş. II. Dünya Savaşı nedeniyle uzun bir askerlik dönemi geçirse de döndüğünde yayıncılıkta da iz bırakmış. C.F. Meyer, Denis Diderot gibi yazarlardan çeviriler yapar ve yöneticisi olduğu Ölmez Eserler Yayınevi’nde çağdaş yazarların eserlerinin çevirilerini yayımlamış. Devrin genç şairi Orhan Veli Kanık’ı hem “Vazgeçemediğim” kitabıyla hem de düzenlediği imza günü ile okuyucu ile buluşturmuş.

Etem Derviş Deriş’in oğlu M.N. Aydın Deriş, Haziran 1968 tarihinde Cenevre Üniversitesinden mezun olduktan sonra, 1971 tarihinde yurtiçinde ve yurtdışında fikri mülkiyet haklarının tesisi ve takibinde görev almış. 1980’lerde yeni mevzuatın hazırlanmasında aktif rol oynar, AIPPI Türkiye şubesinin kurucu başkanı olmuş. 90’larda vergi rekortmenleri arasında yer alarak başarısını sayılarla da belgelemiş. M.N. Aydın Deriş’in yeğenleri N. Serra Coral ve Kerim Yardımcı ile birlikte, Deriş ailesinin geleneği, dördüncü kuşakta da aynı tutkuyla devam ediyor. Kerim Yardımcı da Cenevre Üniversitesi İş İdaresi ve Hukuk bölümlerinde çift lisans yaparak 2002 senesinde firmaya katılmış.

Bu yazıda bir marka hikâyesi anlatmadım; bir kültürün, bir aile mirasının anlamını paylaşmak istedim. Adaletin sadece mahkeme salonlarında değil, okul sıralarında, yayınevi raflarında da yaşadığını gösterdiği Deriş ailesini. Yüzyıllık Markalar Derneği üyesi olan Deriş’in başında dört kuşaktır bulunan aile üyelerinin hem mesleğin hem de değerlerin kuşaktan kuşağa aktarıldığını gösteriyor.

Yüzyıllık bir aile düşünün, her kuşakta aynı özenle yeniden yazılan bir hikâyenin içinde yaşayan.

Kaynak: Yüzyıllık Markalar Derneği